HDP Emek, Ekonomi, Tarım ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, Soma katliamı davasından yargılanan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın tahliyesine ilişkin açıklamada bulundu.

Kubilay, “Zonguldak’ta 7 Ocak 2013’teki iş cinayetinde, cinayetten sorumlulara ödül gibi ceza veren mahkeme kararının daha mürekkebi kurumadan 2014 yılında meydana gelen Soma maden katliamında yaşamını yitiren 301 maden işçisinin ölümünden birinci dereceden sorumlusu Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan tahliye edildi” dedi.

Can Gürkan’ı tahliye etmekle yetinmeyen mahkemenin ayrıca ruhsat sahibi ve rödovansçı olarak maden ocağı işletme icrasını yasaklayan yerel mahkeme kararını da kaldırdığına dikkat çeken Kubilay, şunları ifade etti:

“301 işçinin ölümünden sorumlu Can Gürkan yeniden maden işletebilecek, yeniden güvencesiz, ağır iş güvenliğini hiçe sayan çalışma koşullarında işçi çalıştırmaya devam edebilecek. İşin siyasi sorumlusu AKP iktidarının “fıtrat” olarak nitelendirdiği Soma cinayeti yargı eliyle aklanmış ve cinayetin sorumlusu da ödüllendirilmiş oldu. Bu karar yeni iş cinayetlerine yargı eliyle davetiye çıkarmaktır. Katledilen 301 işçinin anısına ve ailesine hakaret olan bu karar kabul edilemez.

Bu karar tarihe kara bir leke olarak geçecektir. 301 işçinin ölümünden birinci dereceden sorumlu patron Can Gürkan tahliye edilerek ödüllendirilirken, ölen işçilerin ailelerinin haklarını arayan avukat Selçuk Kozağaçlı’nın 13 Kasım 2017’den beri tutuklu olması ve 11 yıl hapis cezasına çarptırılması yargının tarafsızlığını yitirdiğinin, iktidarın ve büyük patronların güdümünde hareket ettiğinin en açık ve somut göstergesidir.

301 işçinin ölümü basit bir kaza değil, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. yöneticileri tarafından işlenmiş bir toplu iş cinayetidir. Dolayısıyla bu karar hepimize hesap sorulması gereken öncelikli mekanizmanın AKP iktidarı olduğunu göstermiştir. Türkiye kamuoyunu bu utanç verici hukuk dışı karara karşı sesini yükseltmeye, yeni iş cinayetlerine “dur” demeye davet ediyoruz.”