MAKALE

Kawalar meydanlara!

Bu Newroz’da Tayyip Erdoğan sonunun zalim Dehak gibi olacağını görmelidir. Bu açıdan her gencin kendini Kawa olarak görmesi, Kawa gibi davranması tarihin yüklediği sorumluluk olmaktadır. 

Bu yılki Newroz, AKP-MHP faşizminin hem Türkiye sınırları içinde hem de sınırları dışında Kürt halkına ve demokrasi güçlerine saldırısı ortamında kutlanacak. 2018 Newroz’u klasik kutlamadan çok, AKP-MHP faşizmine karşı direniş olarak gerçekleşecek. Şu anda Ortadoğu'nun Dehak’ı Tayyip Erdoğan’dır. Tayyip Erdoğan Dehak gibi halkların üstüne bir kabus gibi çökmek istemektedir. Dehak gibi her gün daha fazla kan demektedir. Başta Kürtler olmak üzere Ortadoğu halklarının, gençlerin kanıyla beslenmektedir. Bu açıdan 2018 Newroz’u tam da Newroz’un tarihsel olarak ortaya çıkışına denk bir ortamda gerçekleşmektedir. Bu açıdan 2018 Newroz’u Kawa’nın Dehak’a isyan bayrağı açması gibi bir direniş günü haline getirilmelidir. 2018 yılı, zalim Dehak’a karşı halkların ortak direnişinin geliştirildiği bir yıl olmalıdır. 2018 yılı, Asur’a karşı Ortadoğu halklarının geliştirdiği ittifakın bir benzerinin gelişmesi gereken bir yıldır. Günümüz Dehak’ının sarayının başka türlü başına yıkılması mümkün değildir. 

Newroz tüm Ortadoğu halkları açısından önemli bir gündür. Toplumsallığın ve insanlığın tarih sahnesine çıktığı coğrafyanın en eski ortak bayramı Newroz’dur. Newroz hem baharın gelişidir, umuttur, insani tüm değerlerin ve umutların hatırlandığı gündür, hem de Ortadoğu halklarının, Ortadoğu'nun en despot imparatorluğu ve kralına karşı isyanın sembol günüdür. Öte yandan efsanevi olarak zalim Dehak’a karşı mazlumların sembolü olan Demirci Kawa’nın zalim kralın sarayını basarak Dehak’ı öldürdüğü ve ateş yakarak tüm halkı isyana kaldırdığı gündür. Bu manaların tümünde zulme, baskıya ve zorbalığa karşı olmak vardır. Hem doğada, hem de toplumda kışın bitip bahara ulaşılması vardır. 

Ortadoğu'da en fazla baskıya ve zulme uğrayan Kürtler binlerce yıldır Newroz gününde var olan değerleri yaşatarak bugüne kadar varlıklarını korumuşlardır. Newroz gününde var olma ve direnme iradesini keskinleştirerek baskılar karşısında, zulüm karşısında ayakta kalmışlardır. Bu açıdan Newroz değerleri Kürtleri var ettiği gibi, Kürtler de direniş ve mücadeleleriyle Newroz’a yeni değerler katarak bugünlere kendilerini ulaştırmışlardır. Eğer Newroz değerleri olmasaydı, Kürtler bu değerleri kendi ulusal değerleri haline getirmeselerdi; bu değerler Kürt’ü var eden kültürün çok önemli parçası olmasaydı Kürtler şu anda tarihten silinmiş olurlardı. Bu açıdan Kürtleri var eden Newroz ve taşıdığı değerler olmuştur dersek bir gerçeği ifade etmiş oluruz. 

Kürtlerin Newroz’la var oldukları çağdaş tarihleriyle de kanıtlanmıştır. 12 Eylül faşizminin karanlığında en fazla zulmün yaşandığı, en karanlık mekanda 5 nolu Amed zindanında direniş kıvılcımı 1982 Newroz’unda çakılmıştır. Bu kıvılcım zindanda bir ateş topuna ve direniş çığına dönüşmüş, Kürtlerin kökünü kazımayı hedefleyen 12 Eylül faşizmini ideolojik yenilgiye uğratmıştır. Bu ideolojik yenilgi temelinde PKK'nin 12 Eylül faşizmine karşı 15 Ağustos gerilla hamlesi gerçekleşmiştir. 

Gerilla direnişiyle birlikte Kürt halkı her gerillayı bir Kawa gibi görmüştür. Bu açıdan gerillanın yükselttiği mücadele, Newrozları daha anlamlı kılmıştır. Newroz bilinci, kültürü ve bir değerler bütünü olarak kendini bugünlere taşıması gerilla mücadelesinin gelişmesini sağlayan önemli bir toplumsal kültür ve temel olmuştur. Gerilla, Newroz kültürü ve değerleriyle toplumun kültürü ve değerleriyle bütünleşince şehit gerillaların cenazeleri Serhildanlar haline gelmiştir. Newrozlarda halk Newroz değerlerini canlandıran şehitlere bağlılık gereği Newrozları özgürlük bilincinin ve mücadelesinin yükseldiği günler haline getirmiştir. Bu nedenle her Newroz’da özgürlük bilinci ve mücadelesi daha fazla yükseltilerek büyük serhildanlarla ulusal devrim, demokratik devrim, sosyal devrim ve kültürel devrim gerçekleştirilmiştir. Bu devrimlerle yeniden yaratılan Kürt halkına Önder Apo “Newroz halkı” demiştir. 

Kürt halkı her Newroz’da kendisini yeniden yaratarak, direnen bir halk haline gelerek soykırımcı sömürgecilerin bütün hesaplarını bozmuştur. Öyle ki, Newrozlarda tüm gençler meydanları doldurmuştur. Bu, Kürtlerin Newroz değerleriyle güçlendiği, bir kez daha soykırım kıskacına alınmayacaklarının ifadesi olmuştur. AKP iktidarı ilk önce Kürtleri oyalayarak, aldatarak yeniden soykırım kıskacı içine alabileceğini düşünmüş, bunun gerçekleşmeyeceği görülünce Kürt halkına soykırım politikaları dayatılmıştır. Dehak yeniden canlanmış, Kürt halkının bitirilmesini amaçlayan bir saldırı başlatılmıştır. 24 Temmuz’dan bu yana uygulanan tüm politikalar ve yapılan tüm saldırılar Tayyip Erdoğan’ın Dehak’tan yüz kat daha zalim ve halkların düşmanı olduğunu göstermiştir. Zaten Dehak olduğunu, olacağını tüm konuşma, tutum ve pratiğiyle ortaya koymaktadır. 

Efrîn işgali, Kürt halkına saldırısı, yüzlerce sivili katletmesi ve yaralaması Tayyip Erdoğan’ın nasıl bir Dehak olduğunu gözler önüne sermiştir. Soykırımcı Dehak’ın bu saldırılarına karşı Newroz ruhuyla Kürt yiğitliği bir kez daha kendisini ortaya koymuştur. Yüzlerce sivil yanında yüzlerce Kürt genci de işgale karşı öz savunma gücü olarak zalim Dehak’a karşı koyarak şehit düşmüşlerdir. NATO’nun ikinci büyük ordusu bir küçük şehre Vietnam’a yağdırılan bombaların yüz katını Efrîn’e atmıştır. Buna rağmen Efrînliler direnme iradesi ortaya koyarak daha şimdiden soykırımcı Türk devletini ideolojik ve siyasi olarak yenilgiye uğratmışlardır. Bu zalim Dehak’a karşı sadece Kürt gençleri direnmemiştir; dünyanın dört bir köşesinden gelen yüzlerce enternasyonal savaşçı da direnmiş, bunlardan onlarcası şehit düşmüştür. Zalim Dehak tüm insanlığa düşman olduğundan direniş de enternasyonalleşmiştir. 

Tayyip Erdoğan Dehaklaşmışsa, her Dehak’ın bir Kawa’sı olacaktır diyerek her Kürt gencinin kendisini bir Kawa olarak görmesi, Dehak’ın sarayını başına geçirmesi için harekete geçmesi gerekmektedir. Erdoğan Dehaksa tüm gençler de Kawa’dır. Kürtler onlarca yıldır süren mücadele tarihinde bu gerçeği her zaman ortaya koymuşlardır. Zulüm ne kadar fazla olursa olsun, sokakları, mahalleleri ve meydanları Newroz alanları haline getirmişlerdir. Bu yılki Newroz’da da Kürtler iradelerini ortaya koyacaklardır. Ancak 2018 Newroz’u geçen on yıldaki Newroz’dan farklı olacaktır. Çünkü Kürt düşmanlığı hiçbir dönemde olmadığı kadar gösterilmekte ve her yerde saldırılmaktadır. Bu saldırganlığa karşı gençlerin ve kadınların Newroz ruhuyla ayağa kalkması gerçekleşecektir. Bu açıdan bu yıl Newroz ruhunun direnişçi karakterinin ortaya konulduğu güçlü bir Newroz’un yaşanması gerekmektedir. Sokaklar ve mahalleler Newroz ruhuyla direniş iradesinin ve tutumunun ortaya konulduğu mekanlar olacaktır. Sadece belli mekanlarda toplanmak bu yılki Newroz’un ruhu ve karakterine denk düşmez. Her sokağın, her mahallenin Newroz meydanı haline getirilmesi, Newroz ruhuyla Kürt düşmanı soykırımcı Dehak’a verilmiş cevap olacaktır. Bu Newroz’da Tayyip Erdoğan sonunun zalim Dehak gibi olacağını görmelidir. Bu açıdan her gencin kendini Kawa olarak görmesi, Kawa gibi davranması tarihin yüklediği sorumluluk olmaktadır. 

Tüm Kürtlerin diriliş ve direniş günü olan Newroz’u kutluyor, Dehakların sonunun başlangıcı olacak bir Newroz’un yaşanmasını diliyoruz. 

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA