Amed’in Lice ve Hani ilçeleri arasındaki 65 köy ve mezrada sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bölgede 4 Ekim’den bu yana askeri kuşatma var. Operasyonların yanısıra köyler, ırkçı saldırı ve söylemlere maruz kalıyor.

Lice’ye bağlı Birlik (Çemê Elika) köyüne dört gündür giriş ve çıkışlar yasaklanmış bulunuyor. 15 haneli bu köyde son iki gündür aramalar yapılıyor, tüm evlere zorla giriliyor, bayrak astırılıyor. Yakın bir çok mezrada da evlerde aramalar yapıldığı, köylülere hakaretler ve tehditlerde bulunulduğu öğrenildi.

Endişelerin artması üzerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed milletvekilleri Saliha Aydeniz, Semra Güzel, Selçuk Mızraklı ve il yönetiminden oluşan bir heyet Birlik köyünü ziyaret etti. Heyet köylülerle görüşmek istedi, ancak Erdoğan rejimine bağlı askerler köyün girişinde heyeti durdurarak, sadece girişteki bir kaç evi ziyaret edebileceklerini söyledi. Askerler yasaktan dolayı daha ileriye gidilmesine izin vermeyeceklerini belirtti.

Köylüler askerlerin evlerine bayrak astırdığını ve indirmemeleri konusunda tehdit edildiklerini söylerken, askerler hem itirafta bulundu hem de gerekçelendirdi: "Köylüler bu bayrakları istedi biz de verdik evlerine, pencerelerine, iş yerlerine astılar. Onlar da bu ülkenin vatandaşı neden asmasınlar"

CAN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDENLER CAN GÜVENLİĞİNDEN BAHSEDİYORLAR

Heyet ile karakol komutanı arasındaki görüşme sırasında, komutan kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle ceza verdiklerini savundu. Kaçak elektrik cezasının neden askerler tarafından verildiğine açıklık getirilmezken, köylülerin can güvenliği için dışarı çıkmalarına izin verilmediği ileri sürüldü.

Oysa yerel kaynaklara göre bölgede can güvenliği için tehdit oluşturan tek unsurun rejim güçleri olduğu belirtiliyor.

Heyet, köyün girişinde bulunan evlerde yapılan görüşmelerin ardından köyün içine geçerek diğer evlerle de görüşmek istedi. Ancak askerler tarafından engellendi.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre tartışmalar üzerine askerler heyete, köyden çıkmak için kısa bir süre tanıdı. Heyet köyden çıkarken, askerlerin hakaretlerine maruz kaldı. Askerler ayrıca heyette bulunanların isimlerini tek tek yazarak araçların plakalarını alarak gözdağı verdi.

VEKİLLERİ TEHDİT ETTİLER

Köy çıkışında da benzer bir muamele yaşandı. Vekiller araçlarının aranması ve kimliklerinin fotoğrafının çekilmesini reddettiler. Bunun üzerine Lice jandarma komutanı olduğunu söyleyen bir asker, heyetin üzerine yürüyerek, “Şu vekil olan kadın diretirse zor kullanabilirsiniz. Defolun gidin bu topraklardan. Ben komutanım, devletim, sesimi yükseltirim" dedi.

HDP Amed Milletvekili Saliha Aydeniz ise "Halkın vekiliyim gelmesi gereken biri varsa siz geleceksiniz, benim sizinle işim yok. Üslubuna ve hareketlerine dikkat edeceksin. Her şeyden önce bir kadın ve halkın temsilcisi var karşında. Toprakları işgal eden sizsiniz asıl siz defolup gideceksiniz bu topraklardan" diye karşılık verdi.

ASKER VEKİLLERİN ARACINI TEKMELEDİ

Uzun süren tartışmaların ardından heyetin köyden çıkmasına izin verilirken, bu esnada vekillerin bulunduğu araca “komutan” olduğunu söyleyen rejim askeri tekme atarak hakaretlerde bulundu.

Bu ziyaret ardından bir açıklama yapan Saliha Aydeniz, Çemê Elika’da 4 gündür sokağa çıkma yasağının olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "90’lı yıllarda köyler ve ormanlar yakılıp yıkılıp köylüler nasıl göç ettirildiyse, bugün de gördüğümüz köyde yasak ilan ederek aynı politika uygulanıyor. Köyü günlerce ablukaya alarak aslında kendi toprağından kendi yerinden ayrılması amaçlı olduğunu biz de gördük. Elektriği kesilmiş evler vardı onu sorduğumuzda oradaki yetkili ‘kaçak vardı onun için kestik’ diye ifade etti. Türkiye’de yıllardır kaçak elektrik ve su üzerinde vergisini ödemeyen binlerce insan var ve devletin bununla ilgili bir denetlemesi yokken orada bunun üzerinden elektrik kesiliyor. Bu şekilde aslında tamamen baskı ve zulümle asker gücüyle kendini orada hissettirmedir.”

Baskı ve şiddetle köylerin boşaltılmaya çalışıldığına dikkat çeken Aydeniz "40 yıldır bu sorunun şiddetle çözülmediğini defalarca deneyimlemiş bir ülkeyiz. Bu şiddet yönteminden ziyade çözüm sürecinin istenilen düzeyde olmasa da huzur ortamına doğru giden bir algıyı oluşturmuştu. Şiddetle değil, diyalog ve demokrasinin yöntemiyle bu sorunun çözüleceğine inanıyoruz. Şiddet yönteminden vazgeçilmeli" ifadelerini kullandı.