Murad Artin: Öcalan serbest bırakılmalı

Örebro Belediye Meclis Üyesi Murad Artin: Türkiye'nin Rojava'ya yönelik tutumu uluslararası hukuka aykırı. Uluslararası sözleşmelere karşı işlenmiş bir suçtur.

ANF'nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecritin kaldırılması için sürdürülen açlık grevleri ve 1915 soykırımı hakkındaki sorularını yanıtlayan Sol Parti eski Milletvekili ve Örebro Belediye Meclis Üyesi Murad Artin, Öcalan adil bir yargılamaya tabi tutulmadığını belirterek “Ya yeniden adil bir yargılanmaya tabi tutulmalı ya da serbest bırakılmalı” dedi

2010 yılında İsveç Parlamentosu’nun aldığı soykırım kararını önce sağcı partilerin oluşturduğu koalisyon hükümeti ardından da sosyal demokrat hükümetin uygulamaya koymamasını eleştiren Artin, “Başbakan Stefan Löfven'in parlamento kararını yürürlüğe koymaması anlaşılabilir değil. 1915 soykırımını parlamento kabul ettiğinde dönemin sağcı başbakanı Fredrik Reinfeldt, Türk hükümetine üzüntülerini bildirdi. Sosyal demokratlar hükümetin bu tutumunu eleştirdi. Ama sosyal demokratlar hükümet kurduklarında parlamentonun kararını yaşama geçirmiyor. Hükümet bu kararı yürürlüğe koymalı ve dış politikada uygulamalı” dedi.

İSVEÇ HÜKÜMETİ TÜRKİYE İLE KARŞI KARŞIYA GELMEK İSTEMİYOR

Dışişleri Bakanı Margot Wallström'ün 1915 soykırımı konusunda araştırma yaptırdıktan sonra karar vereceklerini söylemesine tepki gösteren Artin, İsveç Hükümeti'ne şu eleştirilerde bulundu.

“Dışişleri Bakanı Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'nde ne yazıldığına bakacağız diyor. Ben Wallström'ün neden bahsettiğini anlayamıyorum. Ya konu hakkında hiç bilgisi yok ya da Türk hükümeti ile karşı karşıya gelmek istemiyor. Soykırım kararını yürürlüğe koymamalarının nedeni Türkiye ile İsveç arasındaki ekonomik ilişkiler ve ticarettir. Türkiye soykırımı kabul eden ülkeleri ticari ilişkileri bozmakla tehdit ediyor. Ama soykırımı kabul eden ülkelere baktığımızda başlangıçta bazı ticari anlaşmalar etkilendi ama daha sonra soykırımı kabul eden ülkelerin Türkiye ile daha iyi ilişkiler kurduğunu ve daha fazla ticaret yaptığını görüyoruz.”

DEMOKRATİK GÜÇLER TÜRKİYE'NİN GEÇMİŞİYLE YÜZLEŞMEK İSTİYOR

Soykırım ve Kürt sorunu gündeme geldiğinde kendisinin Türkiye'ye yardım etmek istediğini söyleyen Artin, “Ben Türkiye'deki demokratik güçlerin geçmişle yüzleşmek ve hesaplaşmak istediklerini biliyorum. Türk hükümeti bunu dikkate almalı ve geçmişiyle yüzleşmeli. Türk devleti soykırım mağdurlarına tazminat ödemekten korkuyor. Soykırım kurbanlarının zararlarını karşılamak için onların çocuk ve torunlarına milyarlarca lira ödemesi gerekiyor. Eğer Türkiye tüm bunları yaparsa dünyadaki imajı değişir ve Avrupa Birliği'ne üye olabilir” dedi.

TÜRKİYE'NİN İŞGAL VE BOMBALAMALARI ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI

Türkiye'nin Efrîn'i işgal etmesine ve Rojava'ya yönelik tehditlerini artırmasına tepki gösteren Artin, “Türkiye'nin Rojava'ya yönelik tutumu uluslararası hukuka aykırı. Uluslararası sözleşmelere karşı işlenmiş bir suçtur. Türkiye DAİŞ ve benzeri İslamcı çetelerin Suriye ve Irak'a geçmelerine izin verdi. Şimdi Türkiye, o bölgede yaşayan Kürt, Asuri-Süryani, Ermeni ve Arapların birlikte kendi kendilerini yönettikleri ve çok kültürlü güçlü bir yönetim oluşturduğu için Rojava'ya girmek istiyor. Oluşturulan model Türkiye'nin anlayışına uymuyor. Çünkü Türkiye kendi azınlıklarını eziyor” dedi.

İsveç, Avrupa Birliği, ABD ve Birleşmiş Milletler'in Türkiye'nin Rojava'ya yönelik tehdit ve saldırılarına karşı çıkması gerektiğinin altını çizen Artin, “Tüm bunların Sultan Erdoğan'a tavır alması gerekir. Rojava Suriye topraklarında yer alıyor. Türkiye'ye bağlı bir bölge değil. Türkiye aynı şeyleri Irak'ın kuzeyinde de yapıyor. Oradaki Kürtler ve PKK'yi bombalıyor. Türkiye'nin bombalamaları ve askeri operasyonları uluslararası hukuka aykırı” şeklinde konuştu.

Türkiye'de Kürt sorununun çözülmesi gereken en önemli sorun olduğunu söyleyen Artin, “Türkiye hem ülke içinde hem de diğer yerlerdeki Kürtlerin haklarına saygı göstermeli. Polis gibi diğer ülkelere girerek o ülkelerde bombalamalar yapmamalı. Türkiye başka ülkelerden saldırılara uğramıyor. Bu nedenle de kendisini savunduğu için bombaladığını ve operasyonlar yaptığını öne süremez. Türk devleti sınırları genişletmeyi hedefleyen çılgınca tutumundan vaz geçmeli” diyerek Türkiye'yi uyardı.

MÜCADELE KAZANDIRIR, TECRİT KALDIRILMALI, TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILMALI

Artin, Türkiye cezaevlerinde tecritin kaldırılması talebiyle binlerce tutsağın sürdürdüğü açlık grevleri hakkında ne düşündüğü sorusuna şu yanıtı verdi.

“Mücadele kazandırır. Ben Öcalan yakalanıp Türkiye'ye getirildiğinde konuyu İsveç parlamentosunun gündemine getirdim. Her şeyden önce Öcalan'ın cezaevinde tutulması için bir neden yok. İkinci olarak da tüm mahkumlara tanınan haklar Öcalan'a tanınmalı. Tecrit kaldırılmalı. Tutsakların tecrit edilmesi kabul edilemez. Bunun gerekçesi de olamaz. Öcalan adil bir yargılamaya tabi tutulmadı. Ya yeniden adil bir yargılanmaya tabi tutulmalı ya da serbest bırakılmalı. HDP milletvekilleri ve yöneticilerini hapsetmek ise çılgınca bir davranış. Bunların tamamı siyasi tutsaktır. Türkiye'nin yapması gereken ilk şey tüm siyasi tutsakları serbest bırakmak olmalı. Eğer Türkiye demokratik bir ülke olduğunu iddia ediyorsa ve AB'ye üye olmak istiyorsa hiç bir koşul öne sürmeden siyasi tutsakları derhal bırakmalı.”