Nazira Gavriye: Erdoğan'ın tek amacı soykırım yapmak

Rojava'nın Cizirê Kantonu Eşbaşkanı Nazira Gavriye, Kuzey Suriye’ye yönelik işgal saldırılarını sürdüren Türk devleti ve Erdoğan'ın tek amacının soykırım yapmak olduğunu söyledi.

Türk devletinin işgal saldırıları ve Kuzey Suriye'deki gelişmeler hakkında kamuoyunu ve siyasetçileri bilgilendirmek için Avrupa turuna çıkan Cizirê Kantonu Eşbaşkanı Nazira Gavriye, İsveç'teki temasları sırasında ANF’nin sorularını yanıtladı. Gavriye, Avrupa temasları sırasında görüştüğü politikacıların ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın PKK ve Kürtlerin Türk devletine yönelik tehditleri ortadan kaldırmak için işgali başlattığı yalanına inanmadıklarını, asıl amacının bölgede etnik temizlik yapmak olduğunu bildiklerini söyledi.

Gavriye, Türk devletinin soykırım gerçekleştirmek amacıyla Kuzey Suriye'ye yönelik işgali başlattığını bilen Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) soykırımı engellemek için bazı yerlerden geri çekilmeyi kabul ettiğini ABD ve Rusya’yı Türkiye’yle askeri anlaşma yapmaya zorladığını belirtti.

HER SOYKIRIMDAN SONRA SAYIMIZ AZALDI

Türk devletinin tarih boyunca parçala ve yönet politikası izlediğini hatırlatan Gavriye, "Soykırım soykırımları izledi. Her soykırımdan sonra sayımız azaldı" dedi. Türkiye’de yaşayan Asuri-Süryanilerin ağır baskı altında yaşadıklarını söyleyen Gavriye, şunları belirtti: "İşgal saldırılarının başlamasından sonra Türk devleti Deyrulzafaran ve diğer manastır ve kiliselerde görev yapan din insanlarını işgale katılan Türk askerleri için dua etmeye zorladı. Süryanilerin dua edeceği askerler kimleri öldürmeye gitti? Türk devleti her tarafta, kiliselerimizde hatta ailelerimizin içinde bile muhbirlik sistemini geliştirdi."

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra sınırların yeniden belirlenmesiyle birlikte Asuri-Süryani ailelerin 3 devlet arasında bölündüğünü söyleyen Gavriye, bölünmenin yol açtığı sorunlara şu ifadelerle dikkat çekti: "Özellikle Suriye ve Türkiye’nin sınır bölgelerinde yaşayanların birbirleriyle akrabalık bağları var. Her iki ülkeden de Avrupa’ya çok sayıda Asuri-Süryani göç etti. Göçler sonucu aileler arasındaki ilişkiler koptu. Bir araya geldiklerinde birbirlerini anlamakta zorlanıyorlar."

SURİYE REJİMİNE UYARI

Suriye’nin sınırlarını savunmada Suriye ordusunun yükümlülüğün de olduğunu söylediklerini hatırlatan Gavriye, "Suriye sorununa barışçıl bir çözüm getirilmediği sürece bölgede yaşayan halkın güvenliğinin sağlanması güç. Öte yandan Suriye ordusu, bölgedeki siyasi oluşumu göz ardı ederek ve SDG’nin geri çekilmesini fırsat bilerek istediği gibi hareket eder ve hakimiyet kurmaya çalışırsa bir çatışma riski ortaya çıkar" diyerek Suriye rejimini uyardı.

"Türkiye, uzun süre sınırlarını cihatçı örgütlerin Suriye’ye geçmeleri için açık tuttu" diyen Gavriye, "Suriye’deki savaşta çok olumsuz bir rol oynadı. Daha önce tehditlerde bulunuyordu ama son birkaç yıl içinde Kuzey Suriye’ye yönelik tehditlerini işgale dönüştürdü. Bazı ülkelerden onay alarak Efrîn’i işgal etti" dedi. Cizire Kantonu Eşbaşkanı Gavriye, Türk devleti ve Erdoğan'ın Kuzey Suriye ve Gozarto'daki rejimi ortadan kaldırmak için her türlü yalana başvurduğunu, uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiğini belirtti.

Erdoğan ve Türk devletinin amacının Qamişlo’dan Musul’a kadar olan sınır bölgelerini işgal etmek olduğunu hatırlattıktan Gavriye, "Eğer engellenmezse bu bölgelerin demografik yapısını değiştirmek, bölgede yaşayan Asuri-Süryani ve Kürtleri topraklarından sürmeyi hedefliyor" diye konuştu.

GOZARTO'DAKİ DEMOKRATİK SİSTEM ERDOĞAN'I SARSTI

Erdoğan'ın demografik değişimi gerçekleştirmek için bahaneler yarattığını vurgulayan Gavriye, konuşmasının devamında şu tespitlerde bulundu: "Son olarak PKK ve Kürtleri saldırısına gerekçe olarak gösterdi. Bunlar bölgeye yönelik planlarını yaşama geçirmek için bahane. Demokratik sistemi ortadan kaldırmak için her türlü yönteme başvuruyor. Bölgedeki cihatçı grupları silahlandırdı. Kuzey Suriye ve Gozarto’daki (Cizirê) demokratik sistem gerçekten Erdoğan’ı sarstı.

Azınlık halkların, Kürt, Asuri-Süryani, Êzidî ve Arapların birlikte yaşamalarından ve kendilerini yönetmelerinden dolayı korkuya kapıldı. Demokratik sistem, Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik planlarını engelledi. Bu yüzden de Kuzey Suriye’deki sistemi varlığına yönelik bir tehdit olarak görüyor. Suriye’de bölgeyi birlikte yöneten tüm azınlık halklar Türkiye’de de var. Onların da benzeri bir sistem oluşturmalarından ve haklarını almalarından korkuyor. Korktuğu için saldırıyor ve kurduğumuz demokratik sistemi yok etmek istiyor."

İŞGALE KARŞI BİRLİKTE DİRENİYORUZ

Türk devletinin işgal girişimine karşı Kuzey Suriye’de yaşayan Kürt, Asuri-Süryani, Êzidî ve diğer azınlık halkların birlikte direndiklerinin altını çizen Gavriye, "DAİŞ'e karşı mücadelede 11 bin şehit verdik. DAİŞ’i Kuzey Suriye’de temizledik. Ülkenin üçte ikisi SDG’nin denetiminde. Savaşta Asuri-Süryaniler diğer halklarla birlikte omuz omuza dövüştü. Onlarca Asuri-Süryani şehit düştü. Ama biz DAİŞ’e karşı savaşımda yaşamını yitirenleri kendi şehitlerimiz olarak görüyoruz. Bazı aileler 8-10 şehit verdi" şeklinde konuştu.

Türk devleti, Türk medyası ve Erdoğan’ın Kuzey Suriye’deki sistemin Kürtler tarafından yönetildiği ve Kürtlerin Suriye’yi bölmek istediği yalanlarını söylediklerini belirten Gavriye, "Ama herkes orada değişik azınlık halkların Kuzey Suriye’yi birlikte yönettiklerini ve işgale karşı birlikte direndiklerini biliyor" dedi.