Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve beraberindeki milletvekilleri, İstanbul'un Güngören ilçesinde bulunan bir tekstil fabrikasında işçilerle bir araya geldi. Temelli, fabrikada gezerek iş başında çalışan işçileri tek tek selamladı. Kısa bir konuşma yapan Temelli, fabrikadaki kokuya alışık olduğunu belirterek annesinin ve babasının da tekstil işçisi olduğunu dile getirdi. 

'İŞÇİNİN EMEĞİYLE CEPLERİNİ DOLDURUYORLAR'

Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:
"Benim hem annem hem babam tekstil işçisiydi. Böyle fabrikalarda ufakken babamla beraber gidip o fabrikada bu kokuyu solumuştum. Ben de bilim emekçisiyim. Sadece bir kazak ya da bir tekstil malzemesi dokumuyorsunuz, üretmiyorsunuz, aslında bütün Türkiye’yi üretiyorsunuz. Bu ülkenin bütün yükünü işçiler ve emekçiler çekiyor. 
İşçinin ve emekçinin hakkı üzerinden yolsuzluk yapan, israf yapan, kendi cebini dolduranlar ve saray yapanlar, bugün hâlâ gözünü emekçinin hakkına rızkına dikmiş durumda. Buna son vermek bizim elimizde. Biz HDP olarak siz de çok iyi biliyorsunuz ki emekçinin, kadınların ve gençlerin partisiyiz. Burada görüyorum. Çalışanların çoğu kadın. Fakat Türkiye’de de en fazla da kadının emeği sömürülüyor. Yoksulluğun büyük bir kısmı yine kadının sırtına bindiriliyor. Bütün bunlara hep beraber son verebiliriz. O yüzden de tüm emekçilere diyorum ki,  yan yana gelin bu haksızlığa ve adaletsizliğe ses çıkartın çünkü eğer ses çıkartmazsanız, mücadele etmezseniz bu hak mücadelesi içinde olmazsanız emin olun sömürülmeye devam edileceksiniz. 

İŞSİZLİK

İşsizlik bir sene önceye göre yüzde 14,1 artmış. İşsizlik tehdidini sizin üzerinizde bir korku senaryosu olarak kullananlar; ciddi bir istihdam politikası olmayanlar, şimdi de emekçilerin kıdem tazminatına göz dikmiş durumdalar. Ekonomiyi yönetemedikleri gibi aynı zamanda sömürüyorlar. Yolsuzluğa devam ediyorlar ve bunun bütün bedelini emekçilere, halka ödettiriyorlar. Ödemem dediğinizde işte size savaş ve şiddet politikası, Kürt düşmanlığı.

İSTANBUL SEÇİMLERİ

Sadece belediye başkanını seçmeyeceğiz. Bu seçimde bu baskıcı sömürücü iktidara bir kez daha gücümüzü göstereceğiz. 31 Mart’ta gösterdiğimiz gibi bu iktidardan mağdur olan; işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler ve farklı inanca sahip bütün kesimler, Kürt haklı; bu iktidarın tekçi anlayışına, emek düşmanlığına, halklara savaş dayatan anlayışa karşı en güzel cevabı sandıkta vereceğiz. Demokrasi ve barış adına oy kullanalım. İnanıyorum ki 23 Haziran’dan sonra demokrasi mücadelesi güçlenecektir, yolumuz açılacak ve aydınlanacaktır. Huzurlu ve rahat mesai diliyorum. Çalışmalarınla başarılar diliyorum. Bu ülkenin bütün gençleri ve emekçileri olarak çok daha iyisini hak ediyorsunuz. Daha iyi bir Türkiye’de yaşamak için hepimizin yolu açık olsun."