Temelli: Tecrit kalkmazsa tüm ülke tecride mahkum olur

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Öcalan’a yönelik tecrit kalkmazsa tüm ülkenin tecride mahkum olacağını söyledi. Temelli, “Artık tecrit her yerdedir” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Amed İl Örgütü tarafından düzenlenen 2’nci Olağanüstü Kongresi’ne katıldı. Kongreye sivil toplum örgütleri, Barış Anneleri Meclisi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve çeşitli kurum ve kuruluşların temsilcileri de katıldı.

Temelli, zulme ve savaşa son verilmesini isterken, açlık grevindeki HDP’li vekil Leyla Güven’i selamladı

Temelli, "Tam 186 gündür Leyla Güven tüm dünyaya haykırıyor, sağır olmuş tüm kulaklara, savaştan ve zulümden başka bir şey bilmeyenlere, bedeniyle haykırıyor. Sadece Leyla Güven mi? Binlerce insan bedenleriyle açlık grevlerine yatarak barışın muhatabını işaret ediyor. 'Tecrit bitsin' diyor, 'Sayın Öcalan üzerindeki tecrit bitsin' diyoruz" diye konuştu.

BARIŞIN MUHATABI ÖCALAN

Barışın muhatabının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olduğunun altını çizen Temelli, "Barışın bir muhatabı var, barışın muhatabını yok sayarak Kürt meselesini çözemezsiniz" dedi.

"Barışın muhatabını yok sayarak bu ülkeyi içinde bulunduğu cendereden çıkaramazsınız” diyen Temelli, şunları ekledi: “Bu ülkede barış istiyorsanız, demokratik bir yaşam istiyorsanız Kürt meselesini çözüme kavuşturmalısınız. Bu meselenin muhatabı da Sayın Öcalan'dır, o yüzden de bu tecrit kalkmalıdır. Kalkmazsa tüm ülke tecride mahkum olur. Nitekim öyle de olmuştur. Artık tecrit her yerdedir. Her geçen gün hukuksuzluğa hukuksuzluk, adaletsizliğe adaletsizlik eklenmiştir. Bu tecrit sonlansın diye dile getirilmedik söz, çalınmadık kapı kalmamıştır. En sonunda Leyla Güven ve binlerce insan direnerek bu hukuksuzluğa işaret etmiştir. Şimdi bunu görme zamanıdır. Artık bu hukuksuzluğa son verme zamanıdır. Avukatları ve ailesi düzenli olarak Sayın Öcalan’la görüşmelidir. Bu yasal bir taleptir"

İktidar ortağı ırkçı parti MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan’ın avukatları ile görüşebilmesine ilişkin açıklamasına değinen Temelli, "Artık herkes dile geliyor. Bu direniş o denli etkili olmuştur ki herkes dile geliyor. 'Avukatlarıyla görüşülsün' deniyor. Evet, görüşülsün. Ama bu görüşmenin bir hukuku var. Öyle lalettayin, 'görüşülsün' demekle olacak bir iş olmadığını herkes bilmeli. Bakın 2 Mayıs'ta avukatlar görüştü. Öğrendik ki tecrit çok daha ağırmış. İletişim hakkının gasp edildiği, mektup bile yazamadığı ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.

Cezaevlerindeki açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerinde can kaybı yaşanmasını istemediklerini söyleyen Temelli, şöyle konuştu:

"Bakın 2 Mayıs’ta görüşüldü ve bir metin geldi. O metin bu ülkenin barışına, demokrasisine katkı yapıyor mu, yapmıyor mu? O zaman ne engel oluyor? Bu tecridi sonlandırmak için size ne engel oluyor? Toplumsal uzlaşma ve demokratik mücadele gücümüzle bu gidişata son verebiliriz. Bizim meselemiz barıştır, bizim meselemiz demokrasidir. İşte o yüzden diyoruz ki; bu 4 yıl boyunca yaşanan bunca zulüm, bunca ölüm bunca savaş olmayabilirdi. Türkiye başka bir yolda yürüyebilirdi. Ama siz bu yolu kapattınız. Buna şimdi son verebiliriz. Demokratik mücadele gücümüzle, toplumsal uzlaşma ile, toplumsal barışla, onurlu bir barış mücadelesini yükselterek Türkiye’deki tüm demokrasi güçleri yan yana gelerek bu tecride karşı çıkarak bu gidişata son verebiliriz. Eğer bir demokratik müzakere yolunun açılmasını istiyorsak, bu ülkeye barış ve demokrasinin gelmesini istiyorsak şimdi hep beraber annelerin sesine ses katma, Leyla Güven’in sesine ses katma, açlık grevinde, ölüm orucunda olanların mücadelesine güç katma zamanıdır."

OHAL düzenini kabul etmediklerini vurgulayan Temelli, “Faşizmi kurumsallaştırmak için, bir ara dönem rejimi olarak dayatılan bu düzeni kabul etmiyoruz. Hala KHK'lerle haklarından yoksun bırakılmış insanlar üzerinde düşmanca bir tutum sergileyen bu iktidarı bir kez daha uyarıyoruz: Biz faşizme geçit vermeyeceğiz. Demokratik bir düzen için mücadele ediyoruz. O yüzden de ne KHK'leri ne de o KHK’leri esas alan YSK’nin kararlarını tanımıyoruz” diye konuştu.

OHAL düzenini dayatanların hala HDP belediyelerinin kayyım anlayışına mahkum edilmeye çalışıldığını söyleyen Temelli, “Bu halk o kayyımları süpürdü attı. Bu halkı da belediyelerimizi de abluka atına alamazsınız” dedi.

HDP’li belediyelere X-ray cihazları ve polis kulübelerinin yerleştirilmesine tepki gösteren Temelli, “Bu zihniyet tümüyle süpürülmelidir” vurgusunda bulundu.

31 Mart yerel seçimlerinde tecride karşı, savaşa karşı, zulme karşı biz bir seçenek yarattıklarını belirten Temelli, ancak bunun önüne geçmek için Muş, Malazgirt, Şırnak ve Viranşehir’in çalındığını, bununla da yetinmeyerek İstanbul seçimlerinin iptal edildiğini söyledi.

Temelli şöyle konuştu: “Şimdi yeniden tüm Türkiye halklarına, emekçilerine, kadınlarına sesleniyoruz; faşizme karşı omuz omuza mücadele etmek, bu ceberut iktidarı geriletmek istiyor musunuz, AKP-MHP blokunu bir kez daha yenmek istiyor musunuz? Onun yeri bu annelerin yanıdır. Onun yeri tecride karşı çıkmaktır, savaşa karşı çıkmaktır. İşte o zaman demokrasi mücadelesinde buluşulur. İşte o zaman demokrasi ittifakı gerçek bir ittifak olur bu cumhur ittifakının karşısına dikilir.”

BİR KEZ DAHA SEÇENEK YARATIYORUZ

“Biz Türkiye’ye bir kez daha bir seçenek yaratıyoruz. Demokrasi ittifakı seçeneğini yaratıyoruz. Bu seçenek kadınların, gençlerin, emekçilerin buluşacağı bir seçenektir. Bu seçenek çoğulcu, laik, demokratik bir cumhuriyetin seçeneğidir. Bu seçenek hep birlikte var edeceğiniz onurlu barışın seçeneğidir. Şimdi bu seçenekte buluşma zamanı.”

DEMOKRASİ REFERANDUMU

“23 Haziran sadece bir belediye başkanlığı seçimi değil, bir demokrasi referandumudur. O demokrasi referandumunda Türkiye halkları, toplumsal muhalefet tüm samimiyetiyle, mutlaka ama mutlaka buluşmalıdır. Bu buluşma gerçekleşirse belediye başkanlığı da, meclis üyeliği de kazanılır. Ama bunlardan öte Türkiye'nin demokrasi yolu açılır, barış yolu açılır, İmralı'nın yolu açılır. Gelin cesur olun, faşizm korkudan beslenir. Gelin bu korkuyu hep birlikte yıkalım. Gelin hep birlikte tecride ve savaşa son verelim.”

DEMOKRASİ İTTİFAKI

Demokrasi ittifakı kurmaya çağıran Temelli, “Toplumsal uzlaşma temelinde, toplumsal barış için adım atalım. Parlamento inisiyatif alsın, bu adımı atsın. TMK denen Türkiye'nin paralel anayasasından Türkiye kurtulsun. Yargı reformu diyorsunuz. Bunu sadece sözde bırakıyorsunuz. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı için bu Parlamento inisiyatif almalı” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen uydurma sistemden bu ülkeyi kurtarmak gerektiğine vurgu yapan Temelli, Kürt annelerine yönelik zulme tepki gösterdi:

“Çocuklarımızın kabul etmediği bu zulmü biz de kabul etmeyeceğiz. Tecrit çocuklarımızın üzerinden kalkmadıkça, annelerin üzerinden kalkmadıkça, köylerimizin üzerinden kalkmadıkça biz susmayacağız. Neden biz tecrit ediliyoruz. Neden Kürt annelerine bu zulüm yaşatılıyor."

Yapılan konuşmaların ardından faaliyet raporu okundu. Daha sonra tek listeyle gidilen seçimde Bağlar Belediyesi’ni yüzde 71 oy oranıyla kazanmasına rağmen YSK’nin mazbatasını vermediği Bağlar Belediye Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan ile KHK’li olduğu gerekçesiyle mazbatası verilmeyen Amed Büyükşehir Belediyesi Hülya Uyanık Alökmen HDP Amed İl Eşbaşkanlığı’na seçildi.

Kongreye katılan Barış Anneleri Meclisi üyeleri HDP Eş Genel Başkanı Temelli ve HDP milletvekilleri annelerin her gün merkez Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı'nda yapmak istediği oturma eylemi için kongre çıkışında yürüyüş düzenlemek istedi. Kongrenin yapıldığı tesisisin önünü bariyerlerle kapatan polis buna izin vermedi. Polis, yapılan müzakereler sonucu, erkeklerin gruptan ayrılması ve belli bir yürümenin ardından araca binilerek parka gitmeye izin verdi.

İstasyon Meydan'ı yakınlarına kadar yürüyen Temelli, HDP milletvekilleri ve anneler yürüdü. Bundan sonra yürüyüşe izin verilmemesi nedeniyle anneler, polis ablukasına alınarak grup grup araçlara bindirilerek parka gönderildi.