‘7 kadınla başladık, binler olduk’

Hesekê Kantonu Meclis Üyesi Siltan Mihemed Izo, “Biz 7 kadın ile başladık ve şimdi binlerce kadın oldu. Bugün kadınlar savaş alanında, kurumlarda, merkezlerde ve toplumun her alanında yer alıyor” dedi.

ROJAVA KADIN HAREKETİ

Şehit annesi ve Hesekê Kantonu Meclis Üyesi Siltan Mihemed İzo, üzerine kapıların kapandığı, örf ve adetlerden dolayı utanıp kapının eşiğine çıkmayan kadınların, bugün seslerini yükselttiğini, haklarını aldığını ve devrime öncülük ettiğini söyledi.

Hesekê Kantonu Meclis Üyesi Siltan Mihemed İzo,bir kadın olarak özgürlük mücadelesiyle tanışma ve devrim yürüyüşüyle birlikte devam eden yaşamını ANF ile paylaştı.


BİR AMACIM OLSUN İSTEDİM

Siltan Mihemed İzo, henüz 14-15 yaşlarındayken Senem Heyderi adındaki Lübnanlı bir genç kadından etkilendiğini belirterek, “Ben de o kadın gibi bir amaca sahip olmak istedim. Yaşamımın bir anlamı olmasını istedim. Dünyaya sadece yiyip içerek hayatını geçiren, sıradan bir yaşamın sahibi olmak istemedim. Benim de hayatımda, kendimden sonra iz bırakacağım ve dünyayı etkileyecek bir yaşamın sahibi olmak istedim” dedi.

HEVAL BERİVAN İLE TANIŞMA

Yaşadığı yerde Kürtlerin sayısının çok az; ailesinin de  muhafazakar olduğunu kaydeden Siltan İbo, şöyle devam etti: “Benim üzerimde hem etrafın hem de babamın korkusu oldukça fazlaydı. Bu kadın gibi bir eylem yapmak istemiştim, ancak ailem buna engel oldu. 1985’te bir iş için bir yere gitmiştim ve orada Heval Berivan’ı tanıdım. Bana Kürt Özgürlük Hareketi’nden söz etti. ‘Benim istediğim tam da böyle bir şey’ diye düşündüm. Kendi ismimi ölümsüzleştirmek için bir intihar eylemi yapmak yerine, kendimden başka insanlar için mücadele edeceğim, yeni doğan ve doğacak çocukla, yüzlerine kapıların kapandığı kadınlar, hala örf ve adetler uğruna harcanan kadınlar için yaşayacaktım. Bu mücadelenin içinde yer alarak bunlar için çok daha büyük rol oynayacağımı anladım. Orada söz verdim; benden ne isteniliyorsa ben hazırım, diye.

ÇALIŞMALARA DAHİL OLDU

Ondan sonra çalışmaların içinde yer almaya başladım. Pamuk, mercimek ve tarla işçilerinin içlerine giriyorduk. İnsanları örgütlüyorduk. O dönem devlet ayaktaydı ve güçlüydü. Bu nedenle annem benim için sürekli kaygılanıyordu. Bizim bir gün bugünlere ulaşacağımızı kimse hayal bile edemezdi ama ben çok seviyordum. O şekilde çalışmak ve bir şeyler yapmak adeta hayatıma anlam katıyordu.

Bir süre sonra ailem evlenmem gerektiğini söyledi. Evlendim, ancak eşime şart koştum; çalışmalarıma devam edeceğimi, kendimi eve kapatmayacağımı ve sadece çocukların annesi olmayacağımı söyledim. O da bu şekilde kabul etti. Tek başına kadın olarak o bölgede çalışıyordum. Bir hastanede sağlık görevlisiydim. Doktorlar da bana yardımcı oluyordu. Ne olursa olsun çocuklarımızın geleceği için ne gerekiyorsa yapacağız, diyorduk.

MECLİSTE SADECE 7 KADIN VARDI

Devrimin 2012’de başlamasıyla çalışmalarımızı daha da güçlendirdik. Savaş vardı, cephede savaşçılara erzak ve su götürüyorduk. Bazen eşim ve çocuklarım gitmeme engel olmaya çalışıyordu ama ben hiçbir şekilde dinlemiyordum. O kadar savaş olmasına rağmen içimizde korku yoktu. Bizim için savaştıklarını biliyorduk. Yurtsever ve fedakar insanların emekleriyle giderek örgütlülük güçlendi. İlk başta meclis kuruldu. 27 kişiden oluşan mecliste sadece 7 kadın vardı. Sonra ‘mala jin’ kuruldu. Birçok kadın burada yer almaya başladı, bazılarının okuma yazması bile yoktu ama çok bağlıydılar. Hatta her akşam yerimizi korumak için her gün iki kadın nöbet tutuyorduk. Sabaha kadar uyumadan elimizde silahla bekliyorduk. Kadın kominleri oluşturuldu, belediye kuruldu. Özerk Yönetim oluşturuldu. Bugün kadınlar savaş alanında, kurumlarda, merkezlerde ve toplumun her alanında yer alıyor. Biz 7 kadın ile başladık ve şimdi binlerce kadın olmuş.

DEVRİME ÖNCÜLÜK EDİYORLAR

Üzerine kapıların kapandığı, örf ve adetlerden dolayı utanıp kapının eşiğine çıkmayan kadınlar, bugün seslerini yükseltiyor, haklarını alıyor, devrime öncülük ediyor. Tüm dünyaya örnek oluyorlar. Dünyanın her yerinde kadınlar gelip bu devrime katıldı, hatta şehit olanlar oldu. Dünyanın hiçbir yerinde örneği olmayan eşbaşkanlık sistemi Rojava’da uygulanıyor. Tüm kurumlarda kadınlar en öndedir. Kadınlar karar sahibidir. Önder Apo’nun paradigması esasında yaratılan bu yaşamın içinde yer almak isteyen binlerce kadın var.

ÖNDER APO’YU OKUSUNLAR

Benim tüm kadınlara bir tek sözüm var; Önder Apo’nun fikirlerini okusunlar. Önderliğin kadına neden bu kadar değer verdiğini görsünler. Önder Apo’nun felsefesi ışığında özgürleşen Zîlan, yine 8 Mart ile 21 Mart’a doğru köprü olmak istiyorum diyen Heval Sema, büyük etki yarattılar. Bu kadınların mücadelesi ışığında bugün Siwêda’da kadınlar Hevrîn Xelef’in fotoğraflarını kaldırarak özgürlüklerini istiyor.