8 Mart’a doğru: Örgütlü kadınların önünde hiçbir kuvvet duramaz!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Taksim’de yapılacak 22. Feminist Gece Yürüyüşü’ne hazırlanan kadın kurumları, “Umutsuzluğa yer yok, örgütlü kadınların önünde hiçbir kuvvet duramaz” mesajını verdi.

DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü Taksim’de yapılacak Feminist Gece Yürüyüşü’yle karşılamaya hazırlanan kadın kurumları, erkek-devlet şiddetine karşı sokakları mora boyamaya hazırlanıyor.

İktidarın kadın düşmanı politikalarına karşı büyük mücadelelerle elde ettikleri kazanımları gasp ettirmemeye kararlı olan kadınlar, bu faşist döngüyü ancak mücadeleyle kırabileceklerini vurguluyorlar. 8 Mart’ın yıldönümünde ANF’ye 8 Mart Kadın Platformu’nda yer alan kadın kurumları, “Umutsuzluğa yer yok, kendi mücadelemizin garantörüyüz” mesajını veriyor.  

‘KAZANIMLARIMIZI DAHA DA İLERİYE TAŞIMAK İÇİN KARARLI ADIMLAR ATACAĞIZ!’

Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Besra İşsever, 8 Mart’ı erkek-devlet şiddetinin ve kadın kazanımlarına yönelik saldırıların giderek arttığı bir atmosferde karşıladıklarını ifade etti.

Dayatılan bu kadın düşmanı savaş ve sömürü politikalarına karşı yürüttükleri mücadelenin de giderek büyüdüğünü vurgulayan Besra İşsever, “İktidar, Türkiye ve Kürdistan’da özel savaş politikalarıyla birlikte kadınları baskılamaya çalışıyor. Ama biz kararlı adımlarımızdan vazgeçmiyoruz ve ne meydanları ne sokakları terk ediyoruz. Geçmişten bu yana hem feminist mücadeleden hem de Kürt kadınlardan aldığımız güçle yürüttüğümüz bir mücadele çizgimiz var. Sadece 8 Mart özelinde de değil, her gün sesimizi yükselterek kazanımlarımıza hem sahip çıkmak hem de daha da ileriye taşımak için dün olduğu gibi bugün de aynı kararlıkla adımlarımızı atacağız” diye konuştu.

‘FAŞİST DÖNGÜYÜ KIRACAĞIZ!’

Kadın hareketi olarak aynı zamanda siyasette de eşit temsiliyeti sağlayan bir noktada olduklarını hatırlatan Besra İşsever, yerel seçimlerde de demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yerel yönetimler inşa etmek için sözlerini ve eylemlerini ortaya koyabilecekleri bir sürece girdiklerini kaydetti.

Kadınlar örgütlendikçe ve bilinçlendikçe faşist döngünün kırılacağını belirten Besra İşsever, “Örgütlü kadınların önünde hiçbir kuvvet duramaz!” vurgusunda bulundu.

‘KRİZİN FATURASINI EN ÇOK PROLETER VE EMEKÇİ KADINLAR ÖDÜYOR’

Emekçi Kadınlar’dan (EKA) Delal Erol, bu yılki 8 Mart’tı dünyayı saran derin bir ekonomik krizle karşıladıklarını belirtti.. Bu krizin en ağır faturasını da gitgide yoksullaşan proleter ve emekçi kadınların ödediğini kaydeden Delal Erol, milyonlarca emekçi kadının fabrikalarda, atölyelerde, mevsimlik işçi olarak tarlalarda güvencesiz ve kayıt dışı ücretlerle, insanlık dışı koşullarda çalıştırıldığını hatırlattı. Bu sömürünün sadece iş yerlerinde değil, ev içlerinde de yaşandığını belirten Delal Erol, “Ev içindeki bütün yaşamı döndürenin biz kadınlar olmamıza rağmen, ev içi emeğimiz görünmezleştiriliyor. Depremin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen deprem bölgesinde bütün yaşamsal masrafları karşılamakla yükümlü olan yine biz kadınlar oluyoruz. Biz kapitalist toplumdan kaynaklanan bu sorunlara duyduğumuz öfkeyle 8 Mart’a hazırlanıyoruz” dedi.

‘İKTİDAR HAKLARIMIZA SALDIRDIKÇA ERKEKLER BUNDAN GÜÇ ALIYOR!’

Türkiye’de ise geniş proleter kitlelerin çok yoğun bir yoksulluk, açlık ve faşist baskı altında yaşadıklarını hatırlatan Delal Erol, siyasal iktidarın özellikle de kadınların mücadeleyle kazanılmış haklarına saldırarak faşizmi kurumlaştırmaya çalıştığını vurguladı.

Tek adamın kararıyla bir gece vakti İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini örnek gösteren Delal Erol, şunları kaydetti: “Yıllarca mücadele ederek kazandığımız haklarımız birer birer elimizden alınmak isteniyor, İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı feshedilmesi gibi. Aslında yürürlükteyken de İstanbul Sözleşmesi uygulanmıyordu. Siyasal iktidar biz kadınların haklarına saldırdıkça, erkekler de bundan güç alıyor. Gelinen noktada kadın cinayetleri bir kırım haline dönüşmüş durumda. Öldürülmeyen kadınlar ise işsizlikle, çocukların bakımıyla boğuşmak, bir ev bulmak ve hayat kurmak açısından hiçbir destek almadan cesaretsizleştirilerek hayatlarını devam ettirmek zorunda kalıyor. Birçok kadın sömürü ve şiddet sarmalından kurtulamıyor.”

‘KENDİ MÜCADELEMİZİN GARANTÖRÜYÜZ!’

Bu faşist sistem karşısında bir milim geri adım atmadıklarının ve gasp edilmek istenilen kazanılmış hakları için 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü yine sokaklarda karşılayacaklarının altını çizen Delal Erol, “Bugün kazanılmış haklarımızın ne kadar uygulanacağına karar verecek merci siyasal iktidar değil, kadınların bizzat sokakta, militanca verdiği mücadelenin kendisidir. O yüzden biz kendi mücadelemizin garantörüyüz aynı zamanda. Hayat güvencemiz biziz ve birbirimizi kurtaracak olan da bizim kadın mücadelemizdir. Bugün haklarımıza sahip çıkmazsak yarın elimizden alınabilirler. Biz o yasaları tekrar eşit ve özgür bir biçimde sokakta yazmak için 8 Mart 19.00’da Taksim’de olacağız” dedi.

‘KADINLARA YÖNELİK ERKEK ŞİDDETİ KATLİAMA DÖNÜŞTÜ!’

KESK’li Kadınlar’dan Dünya Emrem, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü savaş, sömürü ve ırkçılığın giderek artığı bir atmosferde karşıladıklarını belirtti. Gelinen noktada erkek şiddetinin giderek bir katliama dönüştüğünü vurgulayan Dünya Emrem, daha birkaç gün önce 24 saat içerisinde 8 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü anımsattı. Dünya Emrem, “8 kadın en yakınları tarafından öldürüldü. Kadına yönelik şiddet ciddi anlamda arttı ve artık katliama dönüştü” diye konuştu.

‘EĞİTİMDE MİLLİYETÇİLİK ÜZERİNE DİNSEL ÖGELER DE POMPALANIYOR’

Aynı zamanda öğretmen olan Dünya Emrem, bu durumun bire bir eğitimle alakalı olduğunu kaydetti. Eğitimde ciddi bir geriye dönüşün söz konusu olduğuna dikkat çeken Dünya Emrem, milliyetçilik üzerine dinsel ögelerin de pompalandığına işaret etti.

Ders kitaplarındaki cinsiyet eşitsizliği imgelerinin arttığına dikkat çeken Dünya Emrem, “Erkek egemen sistemin ve toplumun yarattığı o dili ve görselleri kitaplarda bol bol görüyoruz. Mesela kadın mutfakta çalışırken, erkek gazete okurken resmedilmiş. Bir gün çocuklara, ‘Bu resimlerde sizin için sıkıntılı olan bir yan var mı?’ diye sordum, ‘Yok hocam’ cevabını verdiklerinde, neden anne yemek hazırlarken babanın oturduğu konusunu sorgulamalarına yol açıp farkındalık yarattım. Dinsel ögeler de hem görsel hem de sözel olarak arttı kitaplarda. ÇEDES diye proje var biliyorsunuz ve imamları okullara sokmaya kadar vardı durum” dedi.

‘BU CENDEREYİ YIRTIP ATMANIN TEK YOLU MÜCADELE!’

Toplumda yaratılan o cenderede sıkışma halinin sivil toplum örgütleri ve sendikalara da yansıdığını anlatan Dünya Emrem, “Giderek reflekslerimizi yitirmeye başladık. Mesela ben Eğitim-Sen’li olarak bu ÇEDES projesine karşı yeterince mücadele edildiğini düşünmüyorum. Oysa bu cendereden çıkmanın tek yolu mücadeleyi yükseltmekten geçiyor. Oturarak bir şey değişmeyeceğini biliyoruz. Çünkü bu cenderede sıkıştıkça sıkışacağız. Oysa biz aktif rol alarak bu cendereyi yırtıp atmalıyız. Bu bilinçle 8 Mart’ı karşılamaya hazırlanıyoruz” vurgusunda bulundu.

‘FEMİNİST MÜCADELEMİZ VE İSYANIMIZLA TAKSİM’DE OLACAĞIZ!’

Kırkyama Kadın Dayanışması’ndan Tülay Korkutan, 24 saat içerisinde 8 kadının erkekler tarafından katledildiği bir ortamda 8 Mart’ı karşıladıklarını hatırlattı.

Savaşın gölgesinde, erkek şiddetinin ve güvencesiz esnek çalışma koşullarının giderek artığı bir dönemden geçildiğini belirten Tülay Korkutan, “Kadınlar dünyada benzer durumlar yaşıyor. Bu gidişata dur demek için tüm dünyada kadınlar öfkeleri ve isyanlarıyla mücadeleyi yükseltmeye gidiyor. Biz de bu 8 Mart’ta feminist mücadelemiz ve isyanımızla yoksulluğa, emek sömürüsüne, erkek-devlet şiddetine karşı Taksim’den ses çıkaracağız” dedi.

‘UMUTSUZLUĞA YER YOK, BİZİM KADIN DAYANIŞMAMIZ VAR!’

Üniversite öğrencisi olan 19 yaşındaki Nil Verda Öztürk, 8 Mart’ı büyük bir heyecan ile beklediğini vurguladı. Tüm olumsuzluklara rağmen kadınların enerjisinin kendisine umut verdiğini kaydeden Nil Verda Öztürk, “Zor dönemlerden geçsek de umutsuzluğa yer yok. Başımıza ne kadar kötü şeyler gelirse gelsin, ne kadar faşizm koşulları altında yaşarsak yaşayalım, bizim bir kadın dayanışmamız, mücadelemiz ve isyanımız var. Bu 8 Mart’ta da her yıl olduğu gibi sözümüzü, sesimizi yükseltmek için Taksim’de olacağız” diye konuştu.