İsveç'te kadın işçi olmak zor

Düşük ücretler, yüksek çalışma temposu, stres, tehdit, şiddet ve cinsel taciz dünyanın en eşitlikçi ülkeleri arasında sayılan İsveç'teki kadın işçilerin karşı karşıya kaldıkları sorunlardan bazıları.

İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (LO) önceki gün kamuoyuna açıkladığı rapor kadın işçilerin işyerlerinde ciddi sorunlarla karşılaştıklarını gösteriyor.

Devlet İstatistik Kurumu (SCB) 1990-2015 yılları verileri temel hazırlanarak hazırlanan raporda 25 yıllık zaman diliminde kadın işçiler arasında stresin arttığı, dinlenme için mola alma olanaklarının azaldığı, güç ve çalışma koşulları hakkında söz sahibi olamadıkları belirtiliyor.

TEHDİT, ŞİDDET VE CİNSEL TACİZ ARTTI

Son 20 yıl içinde tehdit ve şiddet ve cinsel tacize uğrayan kadınların sayılarında da artış olduğu görülüyor.

1995 ila 2015 yılları arasında cinsel tacizlerine uğrayan kadınların sayıları iki kat arttı. Bir yıl içinde en az bir defa cinsel tacize uğradığını söyleyen kadınların oranı % 7'den % 15'e yükseldi.

Tehdit, şiddet ve cinsel taciz kadınların çoğunluğunu oluşturduğu sağlık, hizmet, otel ve restaurant branşında oldukça yaygın.

Bu sektörlerde çalışan kadınlar, meslektaş ve şeflerinden daha çok müşteri, hasta ve hasta yakınlarının tehdit ve şiddetine maruz kalıyor.

İŞ GÜVENCESİ OLMAYAN KADINLARIN ŞİDDET VE TACİZE UĞRAMA RİSKİ DAHA FAZLA

Daha çok kadınların çalıştığı bu sektörlerde yalnız çalışan ve kısa süreli iş akdi bulunan kadınların şiddet ve tacize uğramaları riski daha fazla.

LO'nun iş koşullarını araştırma görevlisi Carola Löfstrand, raporun kısa süreli çalıştırılan ve iş güvencesi olmayan kadınların daha fazla şiddet ve cinsel tacize uğradığını gösterdiğini belirterek şunları kaydetti.

“Bu sonuçlara yol açıyor. Kısa süreli ve güvenli olmayan işlerde çalışan kadınlar işe girişte yetersiz bilgiler alıyorlar, işyerlerinde hangi risklerle karşılaşacaklarını bilemiyorlar ayrıca sözlerini dinletme şansları da sınırlı.”

SAĞLIK VE BAKIM ÜNİTELERİ AZALDI

Löfstrand, kadın işçilerin ağırlıkta olduğu sektörlerde sağlık ve bakım ünitelerinin azaldığına da dikkat çekiyor.

Yasalar işverenlere işyerlerinde çalışanların yararlanabilecekleri sağlık üniteleri kurması veya bu hizmetleri satın alması yükümlülüğü getiriyor. Hükümetin 1990'lı yıllarda sağlık üniteleri için verdiği ekonomik yardımı kaldırmasından sonra işyerlerindeki sağlık birimlerinin sayıları da azaldı.

Raporda, 1995 yılında kadın işçilerin % 74'ün işyerlerinde sağlık birimleri varken 2015 yılında bu oranın % 43'e düştüğü belirtiliyor.

KÖTÜLEŞMELERİN SINIF VE CİNSİYETLE İLİŞKİSİ VAR

LO Başkan Yardımcısı Berit Müllerström, raporun yayınlanması dolayısıyla yaptığı açıklamada “İşverenlerin yaptığı iş çevresi koşullarının kötüleştirmekten başka bir şey değil. Biz genellikle ücretlerin düşürülmesinden söz ederiz ama işverenlerin çalışanlara iyi bir iş çevresi sağlamamaları da aynı ölçüde ciddidir” dedi.

Araştırmaya katılan her 5 kadından biri, son birkaç yıl içinde en az bir defa işyerinde çalışmaya ve evde iş yapmaya gücünün yetmediğini söylüyor.

Raporda iş koşullarındaki kötüleşmelerin sınıf ve cinsiyetle ilişkisi olduğuna dikkat çekilerek “Kadın işçiler iş çevresi sorunlarından en fazla zarar görürken yüksek düzeydeki erkek memurlar en iyi çalışma koşullarına sahip” deniliyor.

SENDİKALAR ÖNLEM ALINMASINI İSTİYOR

LO, işyerlerindeki çalışan işçilerin koşulların iyileştirilmesi için şu taleplerde bulunuyor.

Araştırma ve eğitime kaynak aktarılmalı, iş çevresini iyileştirmek için önlem alınmalı.

Kadınların yoğun olarak çalıştıkları sektörlerde kadınların karar verme yetkileri artırılmalı.

Tehdit, şiddet ve cinsel taciz riski taşıyan yalnız çalışmalar sınırlandırılmalı.

Cinsel tacizlerin önlenmesi için işverenlere daha fazla yükümlülük getirilmeli.

İş kazası sonucu ölüm, yaralanma ve hastalanmalara sıfır tolerans uygulanmalı.

İşyeri temsilcileri kaliteli eğitimden geçirilmeli.

Tüm çalışanlara işyerlerinde sağlık ve bakım hizmetleri verilmeli.