Ülke sevdasıyla yürüyen 6 kadın

Kürdistan’da, kahraman genç kadın ve erkekler, emek ve cesaretleriyle direnişin gizemini insanlık içine inşa ettiler. Agirî, Arîn, Eylûl, Şîlan, Rohenda ve Dilovan en güzel bakışlarıyla bu gerçekliği objektiflerinin içine aldı.

Acılı anaların öyküleriyle büyümüş yüreklerini bir ülke sevdasıyla büyüten 6 kadın...Onlar, yüreklerinde özgür bir ülkeyi kucaklamışlardı. Bu ülke de ateşin ve güneşin ülkesiydi. Onlar sevdalarını ateşin ve güneşin ülkesinde görmüşlerdi. Tarihe tanıklık etmek kolay değil. YPJ savaşçıları duruşları ve mücadeleleriyle yeni bir tarihi canlandırmışlardı. Onlar yaşamlarıyla en tarihi destanları yazdılar. Tüm dünya hakikati görüp takip etti. Bu şahitliği dünyaya tanıtmak en güzel işlerden biri. Gerçekliği takip edip ve gerçekliğin arayışına girenler, en cesur kişiler, en kahraman kişiler ve ülkesine en çok sadık olanlardı. Agirî, Arîn, Şîlan, Rohenda, Dilovan da kendi halkının savaşçıları ve yoldaşları için sonsuz hakikatin sesi oldular. Onlar dünyaya gerçekliği ulaştırma ve özgürlük uğruna kendilerini feda etti.

İnsan evrensel bir varlıktır. Nasıl ki evren, insansız ve insan evrensiz olamıyorsa devrimci insanların hayallerinde güzelliği ulaşmak en kutsal ve en vazgeçilmez olandır. Devrimciler, büyük ütopya sahipleridir, büyük düşünürler ve büyük eylerler. Devrimciler susuz ve hiçbir otun yeşermediği yerde bir ufuk olurlar ve kendi ülkelerinin göğünde yıldız gibi parıldarlar. Evrenin hakikati içinde varlık ve yokluk ikilemi kendisiyle birlikte hem birçok şeyi yaratır hem de birçok şeyi yok eder. Bu yüzyılda var olan gerçeklikler kan emiciler tarafından yok ediliyor. Hakikat arayışçıları da hakikatın savaşçıları oluyordu.

Kürdistan’da, kahraman genç kadın ve erkekler, emek ve cesaretleriyle direnişin sır ve gizemini insanlık içine inşa etti. Agirî, Arîn, Eylûl, Şîlan, Rohenda ve Dilovan en güzel bakışlarıyla bu gerçekliği objektiflerinin içine aldı. Çoğu zaman da en temiz ve derin duygularıyla beyaz sayfaların üzerine düşen kalemin mürekkebi oldular.

RUHLARI ÖZGÜRLÜKLE YOĞURULMUŞTU

Onları yetiştiren yaşam ve mücadelelerinin sonsuz olan biçimiydi. O kadınlar hem savaşçı hem yoldaş hem gazeteci ve hem de ruhlarını özgürlük alfabesiyle yoğurmuşlardı. Geleceğin çocuklarının onların öykülerini dinleyeceklerini biliyorlardı. Bu ülkede devrimin sesi ilk kez bu biçimde yankılanmıştı. Bu ülkede genç erkek ve kadınlar özgür bir yarının çocukları için kendilerini feda etmişlerdi.

REQALI AGIRÎ

Güzel kadın Agirî, onların sayelerinde şimdi direniş ve kahramanlık ismiyle anılan Reqa’da dünyaya gelir. Bir özgürlük sevdalısıdır. Devrim rüzgarı güneşin ülkesinde yavaş yavaş esmeye başladığında Reqa’dan yönünü direniş saflarına verir ve o da artık direniş öykülerinin şahitliğini yapmaya başlar. Direnişin şehri Kobanê’de gözlerini hep hakikate çevirir; arkadaşlarının sesi ve gözleri olur. Agirî, Kürt kadının en büyük direnişini dünyaya gösterir; görüntü ve fotoğraflarını kamuoyuna yansıtır. Kobanê’de, direnişin şehrinde 14 Nisan 2015’te bir kadın direnişçi olur.

SİLAHI VE KAMERASIYLA

Arîn, diğer adıyla Arîn Cûdî. Her zaman devrimin onu başarıya götüreceği bakışıyla bakardı devrime kahraman kadın Arîn. Savaş ve eğitim alanındaki tecrübesinden sonra basın alanına geçer. Özgürlük ışınları Arîn’in ruhunu ve beynini sarmalar. Kadın direnişini dünyaya aktarılması gerektiğinin farkındaydı. Çoğu zaman bir elinde kamerası bir elinde silahı cepheden cepheye savaşçıların direnişine şahit olurdu. Yüreğine korku düşmeden, cesaretiyle o anlar her zaman tarihte canlı kalacak biçimde 31 Ocak 2016’da bir destan olur. Rojava Devrimi’nde yazılmış destanlardan biri.

KURMANC DAĞI’NIN HAKİKATÇISI

Ronahî (Eylûl), Cizîr’e bağlı Dêrika Hemko’da gözlerini yaşama açar. Eylûl, basın çalışmalarına başlamadan önce YPJ birliklerine katılır. İçinde yaşadığı ortama, sadeliği ve mütevaziliğiyle renk katar. Basın çalışmalarına katıldıktan sonra yaşama olan bağlılığını, hakikat uğruna verilen mücadeleyle bütünleştirir. Kurmanc Dağı’nın eteklerinde bir hakikat takipçisi olur. Özgürlük çığlığı ve istemi, Kurmanc Dağı etrafından Efrîn kayalıklarını süsler. Kalemiyle yoldaşlarının direnişini yazar. Güzellik, insanın direnişiyle bütünleştiğinde insan güzelliği ortaya çıkar. Eylül de güzelliğini direnişçiliğiyle bütünleştirmişti. Şehba’da arkadaşlarını mücadelesini sonsuz gerçeğe ulaştırmaya çalışırken 20 Ekim 2016’da hakikat savaşçılarının yanından Agirî ve Arînlerin takipçisi olur.

ŞÎLAN’I BÜYÜK KILAN

Kuşkusuz bu kahramanları tanımlamak için çoğu zaman bir cümle arayışına gireriz. Sözcükler, anlatmakta yetersiz kalır ama yine de direnişçilerin hakikatini söyleme zorunluluğu duyuyor insan. Genç ve güzel Şîlan’ı anlatabilmek için hangi sözcüğü kullansam? Şîlan daha genç yaştayken özgürlüğü ve gençliğin nasıl yaşaması gerektiği üzerine kafa yormuştu. İnsanlar doğar ve büyür. İnsan yaşamı bununla mı sınırlıydı acaba? İnsanın büyümesi sadece fiziksel değişim ve dönüşümden mi ibarettir? Şîlan’ı büyük kılan, özgürlüğe adım atmaya götüren düşünce ve istem değil miydi? Gençliğinin baharında düşüncelerini yurtseverlik felsefesi ve ülke savunmasıyla olgunlaştırmıştı. Şîlan da Agirî, Arîn ve Eylûller gibi hakikatin peşine düşmüştü. 25 Nisan 2017’de hakikatin peşinde olan kişiliğini de evrenselleştirdi.

BABASININ YANI BAŞINDA

Efrîn direnişinde birçok genç kadın ve erkek fedai ruhuyla dünyayı kendine hayran bıraktı. Rohenda, yurtseverlik ruhu, yoldaşlarının ve kız kardeşi Deniz’in intikamını alma hırsıyla Çağın Direnişi’nin cephesinde, babasının hemen yanında Kurmanc Dağı’nda büyük bir kahramanlık direnişi sergiledi. Direniş anlarını dünyaya ulaştıran Rohenda, Arîn gibi elinde kamerasıyla her anı ölümsüz kılarken, diğer elinde silahıyla babasıyla beraber ülkenin savunmasını yapıyordu. 10 Mart 2018’de babasının yanı başında fedai ruhun sembolü ve hakikat yolunun izleyicisi oldu.

ŞEHADETE KADAR SAVAŞÇILARLA

Her onur savaşçısının macerası anlatılmaya çalışıldığında kendi tanımını aramakta. Gerçeklik, kendilerini hakikat için feda eden şehit ruhlarına dönüştüğünde, yeni bir yaşamın ufku kendi şarkılarını söylemekte. Devrimin yüreğinin Dilovan’ı, şarkısının ismine Çağın Direnişi’ni koydu. Gerçeklik, kendi tadında kavrulduğunda zorlaşır. Dilovan yoldaşın öyküsü, çok ağırdı fakat ağır ve zor olduğu kadar aynı zamanda hakikatliydi de. Geverliydi. Kobanê’ye DAİŞ saldırıları ağırlaştığında, zulmün sınırlarını kaldırıp direngen Kobanê’ye koşar. Kobanê’ye ulaştığında kendi aşkını şehitlerin yolunu takip etmekte görür ve halkların devriminin bir parçası olma kararını verir. Hem bir hakikat olur hem de her savaşçının gerçekliğini öğrenmek için kamerasıyla cepheden misafir olur. Kobanê'den Minbic'e, Dêrazor'dan Girê Spî'ye kadar cesur yürekli Dilovan'ın yolculuğu Agirî, Arîn, Eylûl, Şîlan ve Rohenda olur. Komplocu güçlerin kirli yüzleri örtülmesin diye Girê Spî'ye yönelip, savaşçıların kahramanlık ve fedakarlıklarını özgür bir geleceğe aktarır. Girê Spî'ye yönelik saldırılar ağırlaştığında bir grup savaşçıyla birlikte sonunda kadar Girê Spî''de kalır. Savaşçı grubuyla beraber 13 Ekim 2019'da şehit düşer.

Bu kahramanların izinde özgür yaşamda ısrar, insanlık davası zafere ulaşana kadar dile gelecek.