Alman kadınlar Jineoloji Kampı’nda buluştu

Jineoloji Almanya Kampı 20-23 Eylül tarihleri arasında Magdeburg kentinde çoğunluğu Alman 50 kadının katılımıyla gerçekleşti.

Jineoloji Avrupa Komitesi, Gemeinsam kämpfen ve JXK’nin organize ettiği kampta, Almanya’da kadın kimliğinin yaratımı ve kırılma süreçleri ve direniş perspektifini yaratmaya dönük tartışmalar yürütüldü.

Alman kadınların ağırlıkta olduğu kamp 20 Eylül’de atölyelerle başladı. İki ayrı grupla yapılan atölyelerde jineoloji komitesi üyeleri Zilan Diyar ile Viyan Poch katılımcıların sorularını cevapladı. Katılımcıların daha önce Almanca olarak basılan jineoloji broşüründen yola çıkarak hazırladığı sorular ve tartışmayla devam eden atölyelerde en çok tartışılan konu ‘kadın doğası’ kavramı oldu. Öğleden sonraki ‘ataerkil, devlet ve kapitalizm’ başlıklı oturumda ise Jineoloji komitesi üyesi Zilan Diyar konuştu. Kavramların erkek egemenliğini aşmaya yarayacak biçimde kurulması gerektiğini ifade eden Diyar, ancak doğru bir tanımlamayla yürütülen bir mücadelenin bu üçlü ittifakın (ataerki, devlet ve kapitalizm) karmaşık ve iç içe geliştirdiği sömürü biçimlerine cevap olabileceğini ifade etti.

ALMANYA’DA KADIN EKSENLİ KÜLTÜRÜN İZLERİNİ ARADILAR

Kampın ikinci gününde Alman kadınlar kendi topraklarındaki anaerkil kültürün izlerini aradı. İlk olarak matriyarkal toplumlarla ilgili araştırmalar yapan Barbara Pade, arkeolojik bulgular ve halen geçerli olan kimi sembollerden yola çıkarak Avrupa’da anaerkil toplumların yaşayış biçimleri ve direnişlerini anlattı. Mitoloji başlıklı sunumda ise Ceni Kadın Barış Bürosundan Yvonne Heine konuştu. Heine, Alman toplumunun hafızasında kalan söylenceler ve mitolojilerin kilise ve ataerkil toplum tarafından çarpıtıldığını ve kadın kimliğinin parçalanmasında önemli bir etken olduğunu ifade etti. Bir sonraki oturumda konuşan bir JXK üyesi de cadı avlarının tarihsel olarak gelişimini ve yol açtığı sonuçlara dikkat çekti. Akademisyen Mechtild Exo ise patriyarkal sistemin Almanya’da kurumlaşmasına ilişkin sunum yaptı. Öğleden sonraki oturumda, kadınlar kendilerinden çalınan bilgiye doğa ile bağ kurarak ulaşmaya çalıştı. Doğal tıpla ilgili bir araştırma grubunda yer alan Leo, kamp çevresinde yaptıkları gezi esnasında bitkilerin isimleri ve hangi hastalıklara iyi geldiğine ilişin paylaşım yaptı.

Üçüncü günkü ilk oturumda ‘Almanya’da faşizm ve kadın kimliğinde yarattığı kırılmalar’ başlıklı sunumu Gemeinsamkampfen üyeleri yaptı. ‘Bireycilik ve Örgütlülük’ başlıklı sunumda konuşan Nazan Üstündağ, Kürt kadın hareketinin kolektif emek ve bilinçle özgürlüğü somutlaştırdığını ifade etti. Üstündağ, xwebun (kendisi olma) kavramının örgütlülük ve birey olma arasındaki dengeyi sağlamada önemli bir rol oynadığını ifade etti. Öğleden sonraki oturumda katılımcılar pratik olarak öz savunma dersleri aldı. Akşam yapılan moralde Almanya’nın geleneksel oyunları ve Kürt halayları öğretildi, kadınların araştırmalarıyla ortaya çıkan söylenceler anlatıldı ve direniş şarkıları söylendi.

JİNEOLOJİ PERSPEKTİFİYLE MÜCADELE

Kampın son günü ise jineoloji perspektifiyle nasıl bir mücadele yürütülmesi gerektiğine dair tartışmalar yürütüldü. Mücadelenin örgütlülük ve sistem içileşme ve toplumu dönüştürme iddiasının olmayışı nedeniyle tıkandığı belirtildi. Toplumsal dönüşümü sağlamak için daha iddialı ve ortak zihniyetle, sürekli ve istikrarlı bir mücadele yürütülmesi gerektiğini ifade etti. Sonrasında planlama ve işbölümü yapıldı. Ayrıca kampta yapılan tüm sunumların broşür haline getirilmesi kararlaştırıldı.

Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Utamara Kadın Buluşma Merkezinde yapılan ilk jineoloji kampından sonra, İspanya’nın Bilbao kenti ile İtalya’da üç tane olmak üzere toplam beş kez jineoloji kampı düzenlenmişti. Altıncı jineoloji kampı ise Alman ve Kürt kadınlarının katılımıyla Almanya’nın Magdeburg kentinde yapıldı.