Ceviz ayıklayarak geçinen kadınlar...

Seyhan’da Kürt kadınları kimi zaman evlerinde tek başlarına, kimi zaman da kapı önlerinde komşuları ile sohbet esnasında bir araya gelerek ayıkladıkları kilolarca cevizden kazandıkları para ile evlerinin ekonomilerine destek veriyorlar.

Seyhan İlçesi’nin Dağaloğlu Mahallesinde yaşayan Kürt kadınlar ekonomik alanda da ailelerinin geçimine katkıda bulunmak için ceviz ve fındık içleri ayıklıyorlar.

Çuvalını 10-12 TL'ye ayıklayan kadınlar, her geçen gün pahalılaşan yaşam koşullarına da sitem ediyor. 

Yaklaşık 25 yıl önce Van’da köylerinin yakılması ve kendilerine dayatılan koruyuculuk dayatmalarını kabul etmedikleri için toraklarından göç ettirilen Hazal Türk ve ailesi de bu ailelerden biri.

‘GİZLİCE KÜRTÇE KONUŞTUK’

Adana’ya geldikleri ilk yıllarda maddi manevi yaşadıkları zorlukları anlatan Hazal Ana, “İlk yıllarımız nasıl zordu anlatılmaz. En önemli şey dil. Biz sadece Kürtçe biliyoruz. Ama o dönemler de Kürtçe konuşmak bile yasak. Biz ona rağmen evlerimizde gizliden fısır fısır konuşuyoruz. İş yükümüz ağır. Çocuklarımız çok. Elde avuçta bir şey de yok. Yıllarca yokluk çektik. Şimdi en azından önümüzü görecek kadar bildik buraları” diye anlatıyor. 

“Biz Kürtlerin durumu her yerde böyle” diyen Hazal Ana, gençliğinde hatırladığı kadar ile anlatmaya devam ediyor:

“Zamanında memleketimizde iken kriz de bilmezdik. Para da geçmezdi hesaplarımızda. Biz böyle birleşmediğimiz sürece bunları yaşamaya devam edeceğiz. Şu an da Van’da köyüm yakılmamış olsaydı bu cevizler elin değil benim kendi bahçemin cevizi olacaktı.”

‘ÇUVAL BAŞINA 12 TL’

Yaptıkları bu iş artık tek başına aileleri geçindirmeye yetmiyor. Hazal ana, kazançları için “üç beş para” diyor.

“Ceviz kırıp içini ayırıyoruz. Bu işten çok fazla olmasa da üç beş para kazanıyoruz. Evlerimizde sadece eşlerimiz çalışıyor. Bu krizde bu kadar çocuk okutup ev geçindirmek tek kişinin yapabileceği bir şey değil artık. 1 çuval 25 kilo. Akşama kadar 1 çuval ceviz kırarsak ne iyi 12 TL çuval başına alıyoruz.”

Bu zamanda iş seçecek durumlarının da kalmadığından yakınan Hazal ana, özellikle hayat pahalılığına dikkat çekiyor.

Bu durumu “Her yer para” diyerek özetleyen Hazal ana, şöyle diyor: “Pazara 100 lira ile gidip pazar arabamızı yarılamadan eve dönüyoruz. 6 tane çocuğum var. Bu işi bizlere sağlayan da yine bir grup Bitlisli kadındır. Bunları kırdıktan sonra da iğne ile ipe diziyoruz, daha sonra da teslim ediyoruz.”

ELLER CEVİZ KARASI

Her işin olduğu gibi bu işin de zorluklarının olduğunu kaydeden Hazal Ana, parmaklarını göstererek, “Şu parmaklarımın haline bak” diyor.

Hazal ana şöyle konuşuyor: “Ellerim yıllardır ceviz karasından dolayı beyazlamaz. Parmak uçlarım delik deşik. Bir sürü küçük çocuğum var. Onların bakımını da sağlamak zorunda olduğumdan dışarıda tam zamanlı bir işte çalışamam. Böyle zaman zaman, evde ne yapabilirsem çalışıyorum.”

Hazal Türk’ün komşusu ve kendisi gibi Van’dan göç ettirilmiş olan Gazel Akın (44) da, tıpkı “Hazal ablası” gibi “fındık kırarak” geçimini sağlamaya çalışıyor.

Akın, şöyle anlatıyor: “Bunun zahmeti cevize göre daha az olduğundan çuvalından 10 TL kazanıyorum. Çocuklarımız için yapıyoruz. 4 aydır bu ceviz fındık işlerini yapıyoruz. Ondan önce de kumaş işlerdik. Tekstil ürünleri temizlerdik. Yani aslında yıllardır eşlerimiz ile beraber kendimizi geçindirmek için çalışıyoruz bizde. 4 çocuk annesiyim. Günde bazen 2 çuval fındık kırıyorum. Çok değil ama çocuğumun eline helalinden okul harçlığı verebiliyorum. Ben 40 yıldır Adana’dayım. Burada doğmuşum. Annem babam da Van’da köyleri yakılınca buraya gelmiş.”