Dilek Dayar için buluşuldu: Kâr hırsı öldürdü

Demokrasi güçleri, Sirkeci PTT Merkez binası restorasyonu sırasında iş cinayetinde hayatını kaybeden Restoratör Dilek Dayar için "Kaza değil cinayet" sloganıyla eylem düzenledi.

Sendika, meslek örgütleri ve siyasi partiler, henüz 23 yaşındaki Restoratör Dilek Dayar’ın iş cinayetinde yaşamını yitirdiği Sirkeci PTT Merkez binası önünde eylem düzenledi. Eyleme şunlar katıldı: Dilek Dayar’ın ailesi, HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Limter-İş Genel Başkanı Kamer Saygılı, Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, Newal Kültür ve Dayanışma Derneği Yöneticisi Fırat Çakır, KESK Kültür Sanat Sen, İnşaat-İş, Zeytinburnu Belediyesi önünde 125 gündür direnişte olan işçi Kenan Güngördü, Tüm Restoratörler ve Konservatörler Derneği, kadın cinayetine kurban giden 17 yaşındaki Helin Palandöken’in babası Nihat Paladöken, Emek ve Onur İşçileri, HDP, HDK, ESP, SKM, Devrimci Parti, Dev-Lis.

Üzerinde Dilek Dayar’ın fotoğrafının yer aldığı, “Dilek’in katili taşeron sistemi ve kâr hırsıdır”, “Dilek’i unutmayacağız, kaza değil, kader değil cinayet. Bu cinayetin takipçisi olacağız” yazılı pankartlarının açıldığı eyleme, “Artık ölmek istemiyoruz”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” sloganları atıldı.

TALEPLER

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bu ölümlerin kaza veya kader olmadığını; önlenebilir iş cinayeti olduğunu vurguladı. Çerkezoğlu, “Bütün kaybettiğimiz kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın ölümünün nedeni sadece ve sadece daha fazla kâr etmek isteyen sermaye zihniyetidir. O nedenle bugün en fazla ölümlerin yaşandığı sektörlerin maden, inşaat gibi sermayenin kâr ettiği alanlar olması tesadüf değildir” dedi.

Çerkezoğlu, şu taleplerini sıraladı: “İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanını bir bütün olarak sermayeye ve taşerona açan 6331 sayılı yasa tümüyle değişmeli; bu alan sendikalar, meslek örgütleri ve üniversiteler tarafından özerk bir alan haline getirilmeli. İkincisi, taşeron çalıştırma başta olmak üzere tüm güvencesiz çalışma biçimleri yasaklanmalıdır. Üçüncüsü, işçilerin sendikalaşmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.”

'TÜRKİYE’DE İNSANIN BİR KİLOMETRE KADAR DEĞERİ YOK!'

Dilek Dayar’ın aynı zamanda hemşerisi olan HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik de, dünyanın her tarafında yatırımların insan sağlığı ve hayatı için yapılırken; Türkiye’de gelişmişliğin kaç kilometre yol yapıldığı, kaç köprü inşa edildiği ile ölçüldüğünü kaydetti. “Bizim ülkede insanın canının bir kilometre yol ve bir köprü kadar değeri yok” diyen Çelik, Türkiye’deki bu karanlık tablodan, yıllardır liberal ve kapitalist ekonomi çerçevesinde politika üreten iktidarların sorumlu olduğunu vurguladı. Çelik, örgütlü mücadeleyi yükseltmek gerektiğini kaydetti.

'PATRONLAR ÖLDÜRDÜ'

Newal Kültür ve Dayanışma Derneği Mardin Şubesi Yöneticisi Fırat Çakır ise, Dilek Dayar’ın bir diğer isminin Jiyan olduğunu belirterek, “Jiyan Kürtçe yaşamak ve yaşatmak demektir. Şimdi Türkçe ve Kürtçe iki isim arasında bağı kurduğumuz zaman ortaya Dilek’i yaşatmak anlamı çıkıyor. Ama an itibarıyla buradayız çünkü sermaye ve patronlar Dilek’i yaşatmadılar” dedi. 26 Temmuz günü yaşamını yitiren Dayar'ın cenazesi kaldırılana kadar hiçbir basının bu iş cinayeti hakkında tek bir satır yazmadığına dikkat çeken Çakır, ancak sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar sonucu olayın duyulduğunu anlattı. “Biz öfkeliyiz ama kinci değiliz” diyen Çakır, hak ve adalet için Dilek Duyar’ın hesabını sormaya devam edeceklerini söyledi.

'GÖZ GÖRE GÖRE...'

Islıklar eşliğinde sık sık, “Taşeron çalışma yasaklansın”, “Katillerden hesap soracağız”, “Kaza değil, kader değil, bu bir cinayet”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganlarının atıldığı eylemde, sendika ve meslek örgütleri adına ortak açıklamayı KESK Kültür Sanat-Sen Üyesi, Konservatör ve Restoratör Buket Kafadar Son okudu. Son, “İskelesi yüklenici firma Karacan İnşaat tarafından kurulan ve restorasyon için Taşeron Firma Adım Restorasyon’a verilen tarihi Sirkeci PTT Merkez binasındaki iş cinayetinde, restoratör ve işçi arkadaşlarımızın havanın rüzgarlı olduğunu belirtmelerine ve şiddetli yağış uyarısının meteoroloji tarafından duyurulmasına rağmen, firma tarafından çalışma kararı alınmıştır. Kültür varlıklarının korumak meslektaşlarımızın görevidir. Bizleri korumak ise ilgili kurumların görevidir. Korumaların korunmadığı yerde tarihi eser korunamaz” dedi.

Eylem, “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganıyla sona erdi.