Elazığ'daki kadın tutsaklar: Zindan içinde zindandayız!

Elazığ'daki kadın siyasi tutsaklar, 24 saat gözetleme ve taciz altında olduklarını açıklayarak, "Bize burada zindan içinde zindan yaşatılıyor" dedi. Taleplerini sıralayan kadınlar, dayanışma çağrısında bulundu.

Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi'nde aylardır keyfi yasa ve uygulamalara direnen kadın tutsaklar, mektup gönderdi.

Kadınlar adına Şerife Oruç tarafından gönderilen mektupta, "Bizler daha önce Elazığ T- Tipi’nde kamera, sayım ve keyfi kimlik dayatılmasına karşı 4 aylık direnişimizin sonuçlarını görmeye başlamışken, taşınmayla hak ihlallerini barındıran yeni bir süreçle karşı karşıyayız" denilerek, şöyle devam edildi:

NELER YAŞANIYOR?

Bizler, 08.06.2018 tarihinde hasta tutsaklar için yapılan ve sonradan ismi Adalet Bakanlığının talimatı ile ‘’Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi' olarak değiştirilen R- Tipi’ne getirildik. Şu an bulunduğumuz kadın kapalı cezaevinin yapımı, mimarisi ve bütün dizaynı hasta tutsaklar için inşa edilmiştir. Burası hasta tutsaklar için yapıldığından dolayı her taraf kameralar ve gözetleme pencereleriyle doludur. Bu da birçok hak ihlalini ve sorunu beraberinde getiriyor. Bulunduğumuz yer aynı koridora çıkan 5 odadan oluşuyor. Her oda 6 kişiliktir. Ortak bir mutfak ve havalandırmamız var. Yaşadığımız alandaki oda dışında her yer 24 saat mobese kameralarıyla ve gözetleme pencereleriyle izlenmektedir. Havalandırmada 1 tane, koridorda 4 tane, mutfakta 1 tane olmak üzere 6 kamera tarafından izleniyoruz. Gece uyku saatimizde mutfak ve koridorların ışıklarını kapattığımızda ‘kameralar görmüyor’ gerekçesiyle ışıklar açtırılıyor. Kısacası 24 saat özel yaşamımız gözetleniyor. Bu durum özel yaşamın ihlali ve insan haklarına aykırıdır. Bizim kadın ve kadın olmamızdan kaynaklı birçok özgünlüğümüz vardır. Bize burada zindan içinde zindan yaşatılıyor.

Kameralar dışında odalarımızın çıktığı koridor, havalandırma ve mutfağımıza bakan pencerelerden de gözetleniyoruz. Aynı zamanda idarenin kullandığı ana maltadan geçen diğer suçlardan tutuklu, hükümlü ve kadın- erkek personeller de yaşam alanlarımızı rahatlıkla görebiliyorlar.

Yaşam alanımız olan koğuşlarımızın her an izleniyor olması fiziki birçok kısıtlamayı da beraberinde getiriyor. ’Gözetleniyor’ psikolojisiyle yaşam alanlarımızda rahatça yürüyemiyor, koşamıyor, şakalaşamıyor, gülemiyoruz. ‘Gözlenme’ psikolojisiyle insani duygularımızın yaratacağı doğal tepkileri bastırmak zorunda kalıyoruz.

Psikolojik ve fiziki olarak gözetlenmenin bizde yarattıklarının dışında her an ‘taciz’ durumu ile ne kadar karşı karşıya kaldığımızı bilmiyoruz. 24 saat gözetlenmeyi biz ’taciz’ olarak değerlendiriyoruz."

'GÜVENLİK KAYGIMIZ DA VAR'

Kadınlar, havalandırma, mutfak ve kimi odalarının pencerelerinin karşıt görüşteki tutsakların bulunduğu koğuşlarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, "Önümüzdeki süreçlerde ne gibi vahim durumlarla karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bu da beraberinde güvenlik kaygılarını arttırıyor" dediler.

TALEPLER

Kadınlar, bakanlık, savcılık ve kurum müdürlüğüne de bunları taşıdıklarını vurgulayarak, taleplerini şöyle sıraladılar:

"-Yaşam alanımızı işgal edip, 24 saat izleyen kameraların kapatılmasını istiyoruz.

-Gözetleme pencerelerinin kapatılmasını istiyoruz.

-Güvenlik neticesiyle karşıt görüşteki tutsakların yanı başımızdan alınarak, yerine bizimle aynı görüşte olan tutsakların getirilmesini istiyoruz.

-Biz, Elazığ T Tipi’nde bir çok hak ihlali ile karşı karşıya kaldık. Maruz kaldığımız hak ihlaline 4 ay direnirken, sesimize ses alamadık. Bundan kaynaklı var olan zorlu süreç daha da zorlu bir hal aldı.

Aynı durumların yaşanmaması ve hak ihlallerinin derinleşmemesi için sesimize zamanında ses verilmesini istiyoruz. Dile getirdiğimiz hak ihlallerine karşı sizin ahlaki ve vicdani sorumlulukla yaklaşacağınıza inanıyoruz."