Herekol: Erdoğan uçuruma doğru koşuyor

YJA Star Merkez Karargâh Komutanlarından Kawende Herekol, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Efrîn’e yönelik işgalle “uçuruma doğru koşar adım” ilerlediğini söyledi.

Dengê Welat Radyosuna konuşan YJA Star Merkez Karargâh Komutanlarından Kawende Herekol, Kürtlerin diriliş günü olarak kutladığı Newroz bayramı ile Efrîn direnişini değerlendirdi.

DEHAQ ZULMÜNE KARŞI DİRENİŞ

Bu yılki Newroz’a ilişkin konuşan Herekol, “Öncellikle 2018 yılındaki Newroz bayramını 3 yıldır en ağır tecrit koşullarına rağmen direnişinden taviz vermeyen ve her yerde var olan direnişe ruh kazandıran özgür yaşamın mimarı Önder Apo’ya, zindanda direnen yoldaşlara ve bu gün her koşul altında meydanlarda direnişini yükselten halkımıza kutluyorum” dedi.

“Newroz en eski bayramlarımızdandır” diyen Herekol, şöyle devam etti: “Doğal toplumdan günümüze kadar newroz yeni ve özgür yaşamın adı ve bayramı olmuştur. Demirci Kawa’nın şahsında baharı ve direnişi karşılamanın adıdır. Dehaq zulmüne karşı özgürlük direnişidir. Zulme, faşizme ve insanlık değerlerini hiçe sayarak kendini yaşatmak isteyenlere karşı geliştirilen direnişin adıdır. Newroz özgürlük mücadelesidir. Ve toplumsal hafızada öyle yerini almıştır. Newroza direniş ve özgürlükle en büyük anlamı yükleyen hareket ve toplumda bizim toplumumuzdur. Bu anlamda Mazlum Doğan arkadaş şahsında bu gerçek, farklı bir tarihle yazılmıştır. Amed zindanında 12 Eylül faşizmi ve Kenan Evren diktatörlüğüne karşı umudun bittiği yerde Mazlum arkadaş tekrardan özgürlük ateşini kendi bedeninde yaktığı ateşle gürleştirmiştir. Ve bu artık bir şiar değil, bir yaşam tarzı olarak bütün yaşam alanlarında oturmuştur. Yani Kürtler “Berxwedan Jiyane” sloganını kendi yaşam felsefesi haline getirmiştir. Bizde hareket olarak bu şiarla bu güne geldik. Bu felsefe bugün halkımızı Ortadoğu’da, dünya çapında öncü bir güç haline getirebildi. Ve her türlü saldırıya karşı durabilen, yeni bir yaşam alternatifi yaratabilen bir halk konumuna getirdi. Bu anlamda Newroz’un esas anlamına da Apo’cu harekette çağdaş Kawa Mazlum Doğan şahsında somutluk kazanarak ulaşılabilinmiştir. Ve bu bir gelenek olarak devam ederken, Amed surlarında Zekiye Alkan; Amed’te olan sömürgeciliğe karşı newroz ateşi oldu, göçertme, asimilasyon ve soykırım politikalarına karşı Rahşan Demirel yine Avrupa’da Ronahi ve Berivan arkadaşlar newroz ateşini bedeninde yakarken bu mücadele tarzı köküne dönüş için bir çağrıydı.”

“Bu köküne dönüş ne demek oluyordu?” diye soran Herekol, şunları ekledi: “Faşizmin, sömürünün, soykırımın düzeyi ne olursa olsun “Direnmek yaşamak ve başarmaktır” şiarıyla teslimiyettin ölüm olduğu gerçekliğiydi. Bu geleneği sadece bir gün değil her gün yaşatıyoruz. Ve buda Saraların, Delallerin, Kobanê’de Arinlerin, Efrîn’de Avesta, Barin, Îlam ve Polatların ruhuyla devam ettiriyoruz. Mazlum Doğan şahsında bütün devrim şehitlerini bir kez daha saygı ve minnetle anarken anıları önünde saygıyla eğiliyor ve zafer sözümüzü yineliyoruz.

Erdoğan faşizmine karşı iki aydır çok görkemli bir direniş sergilenmektedir. Aslında bu direnişle beraber dünya yeni bir direniş ruhunu tanıdı. Yani hakikat ve özgürlük ruhunu tanıdı. Bunun için bu gün mevzilerde savaşan YPG,YPJ, QSD ve bütün hunhar saldırılara rağmen toprağını bırakmayan Efrîn halkının Newroz bayramını kutluyorum.”

SALDIRILARIN DÜZEYİ NE OLURSA OLSUN...

YJA Star güçleri olarak 2018 Newrozu’nu nasıl karşıladıklarını da değerlendiren Herekol, saldırıların düzeyi ne olursa olsun kararlarında vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Herekol şöyle konuştu: “Şüphesiz 2018 yılı Newroz’u Efrîn ruhuyla bütün cihanda startını verdi. Ve bugün bütün meydanlarda bu direniş ruhuna öncülük eden kadınlar özgür yaşamın hangi ruhla yaratacaklarını haykırmaktadır. Bizim bugün Kuzey Kürdistan’da yürüttüğümüz mücadelede halkımız her zamanki kararlılığındadır. Özgür bir yaşam da Önder Apo’yla yaşamak mücadele gerekçemizdir. Bu sadece Kuzey’le sınırlı kalmamakta dört parça Kürdistan’ı da kapsamaktadır. Saldırıların düzeyi ne olursa olsun kararlarından vazgeçmeyecektirler. Bu çağın direnişinde Kürt halkı ve Efrîn halkının göstermiş olduğu tavırda net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Neden çağın direnişi denildiği de çok önemlidir.

Ulus devletlerin halkların sorunlarını çözemeyeceğini dile getiren Herekol, şöyle konuştu:

devletin halklara verebileceği tek şey; acı, kan, talan, sömürü ve ölümdür. Onlar için sadece çıkar esastır. Zaten sorunların kaynağı kendisiyken nasıl bir çözüm yaratabilecek? Çözüm yaratamaz. Fakat genelde esas alınan, var olan diktatör kişileri değiştirip yerine başka birini getirildi. Önder Apo kişilere değil var olan verili sisteme bir alternatif geliştirdi. Bunun alternatifini de dört parça Kürdistan’da ortaya koydu. Buna karşı büyük bir saldırı gerçekleşti fakat halkımız ve Önder Apo buna karşı sürekli direniş gösterdi. Geçmiş tarihe göz atıldığında Kobanê saldırısının arkasındaki esas gücün DAİŞ değil, Türk devletinin olduğunu herkes tekrar görecektir. Her şeye rağmen bu saldırıları kıran, durduran Apocu felsefe ve özgür yaşam istemleridir.

saldırılarındaki katliamlar açık bir şekilde tüm dünya tarafından görülürken, direniş etrafında çember olan Kürt halk direnişi de tekrar dünyaca görüldü. Ortadoğu halklarının birliğinde Efrîn yeni bir ruh açığa çıkardı. Sadece Ortadoğu da değil bu Avrupa’ya da taşındı. Bugün Avrupa’da ki halkımız ve dostları her gün sokaklarda Efrîn direnişini sahiplenirken bizlerde YJA Star güçleri olarak zaferi taçlandıracak Newroz direniş ruhuyla mücadeleyi karşılayacağız.”

ERDOĞAN UÇURUMA KOŞUYOR

Herekol, Efrîn direnişine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Erdoğan’ın kendi sonunu getirecek uçuruma doğru koşar adım ilerlediğini kaydetti.

“Efrîn şahsında bir destan yazılıyor. Bu direniş belli bir noktaya kadar bir tarzla yürüdü ve iki ay sürdü. Bundan böyle gerilla taktiğiyle devam edecektir. Direnişteki yeni boyut Türk devleti için kâbus olacaktır. Sonuçlarını hepimiz zamanla birlikte göreceğiz. Efrîn’deki direniş, Kürt, Ortadoğu ve tüm dünya halklarına yeni bir direniş ruhu kazandırdı. Dört parça Kürdistan’da ‘her yer Efrîn her yer direniş’ şiarıyla serhıldana kalkan halk bu ruhunun somut örneğidir. Eğer bu gün Efrîn’de ki direnişe çağın direnişi deniliyorsa, bu sadece Efrîn’i kapsamıyordur tıpkı faşist Türk devletinin sadece Efrîn’e saldırmakla sınırla kalınmayacağını söylediği gibi. Türk devleti bu gün Kürtlerin elde etmiş olduğu tüm kazanımları, siyasi askeri başarıları hazmedemeyip dünyanın neresinde bir Kürt varsa saldırmaktadır. Buna karşılık olarak da Efrîn şahsında dünyanın her yerinde olan Kürtler ve demokratik güçler bu işgalci güçler karşısında çağın direnişini sergilemektedir. Yeni Osmancılık anlayışıyla hareket eden Türk devletine, bazı güçler bu gün kendi çıkar ve menfaatleri için göz yumuyor olabilir. Lakin Erdoğan sonunu getirecek olan uçuruma doğru koşa koşa gidiyor.

Demirci Kawa’dan süre gelen Newroz geleneği direniş tarih ve kültürümüzün geleneğidir. Kawalardan beri zulümle yaşayacağını sananlar büyük bir gaflet içerisine düştüler. Sonu yine Kürtlerin eliyle gelmiştir. Bu gün tüm Kürdistan halkları, Apocu ulusal düşünce ve ruhlarını geliştirmişlerdir. Ortadoğu’da ki diğer halklarla birliğini güçlendirmiştir. Özgürlük hareketi içerisindeki enternasyonalist devrimcilerin yer alması ve kahramanca bedel ödemesi davamızın kökleştiğinin göstergesidir.”

ARTIK HERKES TÜRK ORDUSUNU ÇAPULCU, TALANCI OLARAK GÖRÜYOR

Herekol, NATO’nun ikinci büyük ordusuna karşı yürütülen savaş konusunda şunları sözlerine ekledi:

“Erdoğan 2016-17 gerilla başarısı karşısında Efrîn işgaliyle mağlubiyetini kapatmak istedi. Bu gün Amed, Botan, Serhad ve Zagroslar’da gerilla bir eylemsellik içerisindedir. Bu eylemselliklerin elde edilen başarıların önünü kapatamayacağını gören Erdoğan rejiminin gözü dönmekte, Kürt başarılarına saldırmaktadır. Kuzey Kürdistan’da yenilen hükümet Rojava’ya, Güney Kürdistan’a saldırma politikaları içerisindedir. Erdoğan kanla beslenen bir hükümet ve bunu tüm dünyada görüyordur. Kendini Nato’nun ikinci ülkesi olarak gören Türk devleti uluslar arası tüm güçlerden destek alarak Efrîn’e saldırdı. Ve Afrin’de sadece teknik kullandı. Böyle olmamış olsaydı bir gün Efrîn’de savaşma gücü olmazdı. Tüm dünya bugün ordusunu çapulcu, talancı, hırsız olarak tanımlamaktadır.”

TÜRK DEVLETİ İÇERİ GİRDİ, NASIL ÇIKACAK?

34 yıldır Kuzey Kürdistan’daki gerilla direnişi karşısında yenilgisini gören devlet teknik gücünü kullanmaktadır. Tabi gerilla güçlerinin tekniği boşa çıkarma çalışmaları da devam ediyor. Çünkü gerilla kendini devamlı yenileyen bir harekettir. Gerilla kaba kuvvetle savaşan bir güç değil aksine ince düşünen, yaratıcı bir güçtür. Türk devleti içeri girdi, çıkışı nasıl olacak, bu bir sürpriz olacaktır.”

Herekol, bu süreçte mücadelenin daha da büyütülmesi için neler yapılması için neleri yapılması gerektiği konusunda ise şunları söyledi:

“Halkımız özgür irade üzerindeki baskı ve şiddetleri görüyordur. Bu yaşamın her alanında öz savunmayı gerekli kılmaktadır. Halklar ne kadar örgütlü ise o kadar savunmacı olur, öz savunmasında ne kadar güçlü ise örgütlülüğünü de o kadar güçlendirir. Devrimci halk savaşında öz savunma öncelikli gündem maddesi olmalıdır. Halklar üzerinde sadece fiziki bir soykırım değil, her türlü kirli politikalarla özel, psikolojik bir savaş da yürütülmektedir. Özelikle Kürtlerde öz savunma çok önemlidir. Halklar tarihine bakıldığında ya katliamdan geçilirler ya da zorla ülkelerinden göçertilirler. Fakat bu gün Kürt halkının alternatifi vardır. Halkımız artık dayatılan soykırım, asimilasyon, imha ve göçün kaderleri olmadıklarının bilincine varmışlardır. Örgütlü ve bilinçli Kürt halkını herkes, Cizre, Sur, Nusaybin, Şırnak, Kobanê ve bu günde Efrîn’de görmektedir. Halk direnişlerine söylenecek tek bir söz bir kusur yoktur. Lakin bu direnişin daha da güçlenmesi gereklidir. O yüzden dışarıdan gelebilecek her türlü saldırılara karşı öz savunmasını geliştirmek, irade göstermek ve özgür yaşamda derinleşmek halkımız için büyük önem arz etmektedir.

21 yy’ın kadın devrimiyle başarıya ulaşması artık bir şiardan öte herkesçe görülen ve kanıtlanan bir gerçektir. Mazlumlardan devir alınan, Rahşan, Zekiye, Bêrîvan ve Ronahilerle sürdürülen geleneksel Newroz direniş kültürü Sara, Delal, Azê, Helîn, Arîn ve Avestalarla tüm görkemiyle sürdürülmektedir. Askeri, siyasi ve direnişin olduğu her alanda kadının kesin başarının adı olacağından herkes kesinleşmiştir. Bu gün direniş denilince akla Kürdistanlı kadınlar gelmektedir. Onuruna bağlı olan halkımız ve kadınlara çağrım, mücadelenin olduğu her alanda yerlerini almaları ve direniş meşalelerinin ateşini daha da gürleştirmeleridir. Bu temelde 2018 yılının halkımıza ve Önderliğimize özgürlük yılı olacağının sözünü veriyoruz.”