Kadınlar ilk günden yardıma koştu

Esenyalı’da yardım çağrısı yapan Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, halkın ve kadınların dayanışma için tüm yokluğa rağmen yardıma koştuğunu söyledi.

Kadınlar hem kendilerinin hem de depremin yaralarını sarmak için dayanışmayı ön plana çıkaran bir ayı geride bıraktı. İstanbul Esenyalı’daki Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği de ilk günden itibaren deprem yardımlarını organize etmeye çalışıyor. 

İstanbul’un yoksul bir semtinde bulunan bu kadın derneği kısa sürede başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere depremzedelere yardım ulaştıranlardandı. ANF’ye konuşan Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Adile Doğan, depremi ilk duydukları andan itibaren yardım çağrısında bulunduklarını ve binlerce kişiden yanıt aldıklarını söyledi. Doğan, şunları ifade etti: “Sabah o felaketle gözümüzü açar açmaz ilk aklımıza gelen şey dayanışmaydı. Bu bir refleks, çünkü maalesef memlekette çokça fazla felaket yaşanıyor. Yaşanmaya da devam ediyor. İzmir depremi, Elazığ depremi, Van depremi ve daha niceleri, çeşitli felaketler ve aynı zamanda savaşlar. Bu toplam deneyim bizi hızlıca dayanışmak gerektiği fikrine itti ilk olarak. Elbette bir kadın derneği olmamızdan kaynaklı ya da yine bu süreçlerin yaşattığı, gösterdiği sonuç üzerine ilk olarak kadın ve çocuklar için ve de elbette tüm depremzedeler için bir çağrıda bulunduk. İki gün içerisinde, hatta ilk günden itibaren derneğimizin ofisi gelen yardımları neredeyse kaldıramadı. Çok fazla insan bize ulaştı. İki günde binin üzerinde kadın, esnaf, genç bize ulaştı. Ellerinde ne varsa ihtiyaç sayılabilecek, o an kullanılabilecek ya da insanların bir nebze olsun yarasını sarabilecek her şeyi ulaştırdılar bize.”

20 LİRASIYLA GELEN GÖZÜ YAŞLI KADINLAR

Adile Doğan, kadınların depremin ilk gününden itibaren dayanışma içinde olduğunu kaydederek, şunları paylaştı: “Şunu çok iyi biliyorduk; yüzlerce kadın ortada ve yalnız kalacaktı, çünkü daha önceki İzmir, Van ve Elazığ depremleri bunları bize göstermişti. İşte tam da bu yüzden kadınların sonrasında kurulacak çadırlarda nasıl eziyet çekeceklerini, elde nasıl çamaşır yıkayacaklarını hatırladığı için daha çok kullanılıp sonra atılacak yardımlar getirenler oldu. Bunları ‘benim param, verecek hiçbir şeyim yok ama burada çalışayım iki gün koli yapayım’ diyen genç üniversiteli kadınlarla tasnif ettik, koliledik. Ben de böyle katkı sunayım diyen kadınlar, genç kadınlar bizi çok duygulandırmıştı. İnsanların dayanışmak üzere emeğinden başka verebileceği hiçbir şeylerinin olmaması yaşadıklarımızın en çarpıcı örneklerinden biriydi. Yine işçi kadınların o gün kendi fabrikalarında çaresizce çalışıp akşamı zor edip akşama da ellerine ne geçse yanlarına aldıkları, mağaza mağaza, market market gezip peçeteydi, tuvalet kâğıdıydı, kadın pediydi, çocuk mamasıydı, hatta suyu bize ulaştırmaları muazzam bir dayanışma örneği oldu. Bir kadının elinde 20 lirasını buruşturarak ve gözü yaşlı bize gelmesi hakikaten çok derinden yaralamıştı, çünkü markete gidiyor ve bir ıslak mendil almak istiyor ama ucuz, en kalitesiz ıslak mendil 30 lira olduğu için parası yetmemişti. ‘Ben de 20 lira verebilir miyim?’ diye geldi derneğe. Tabii bizim refleksimiz birileri gibi hemen para toplamak olmadı. İnsanlardan kendi ellerinde işe yarayacak ne varsa getirmelerini talep etmiştik. Bunun üzerine hemen başka bir kadın, o kadının 20 lirasının üstünü tamamlayıp bir ıslak mendil almasını sağlamıştı. Kadınlar kendi içlerinde de bir dayanışmayla yardımları derneğimize ulaştırdı. Diğer yandan yardımların getirilmesinden kolilemesine, araca yüklenmesine kadar mahalleli seferber oldu diyebiliriz.”

YARDIMLARI İLK ETAPTA ANTEP’E YOLLADIK

Doğan, yardımları güvenli şekilde ulaştırmak için Antep’te iki nokta ile irtibat halinde olduklarını belirterek, şöyle devam etti: “Kısa sürede yardımlarımız topladık tabii ama bir yandan da yardımlara el konulma meselesi, oraya ulaşıp ulaşmadığı sorunu ve kaygısı vardı. İnsanlar kendi üzerlerinden çıkarıp verdikleri kazakların, elbiselerin çocuk mamalarının oraya ulaşmasını, güven duydukları bir yere gitmesini istiyordu ve biz de Antep'ten iki yer ile iletişim halindeydik. Bunlardan biri BİRTEKSEN sendikasıydı. Sendika hem üyelerini kaybetmiş, hem de oradaki halkla inanılmaz bir dayanışma sergilemişti. Diğeri de Nar Sanat Derneği'ydi. Nar Sanat Derneği gönüllüleri kendileri de depremzede olmalarına rağmen ilk refleksleri hemen bir an önce ayağa kalkıp halkın yaralarını sarmaktı. Bu iki kurumla dayanışma içine girdik ve yardımlarımız onlara ulaştı. Bunların yanı sıra yine hediye ve çekleri ile ileriki günlerde marketlerin açılacağını düşünerek ve insanların kendi ihtiyaçlarını diledikleri gibi karşılayabilmeleri için de yine aynı kurumlara bu kartlarımızı ulaştırdık.”

5 MART’TA ALANDA OLACAĞIZ

Dayanışmaya devam edeceklerini dile getiren Adile Doğan, 5 Mart’taki mitinge de katılacaklarını söyledi. Doğan, şöyle konuştu:  “Yardımlarımız devam. Yara sarmaya devam edeceğiz. Ayrıca Ekmek Gül'ün başlattığı ‘Kız Kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz’ kampanyasına da destek veriyoruz. Bu bizim için de örgütlü mücadeleyi ve kadınların taleplerini dile getirecek bir işe dönüştü. Örneğin bölgede doğum yapacak çok fazla kadın var, hem onların sağlık problemlerini hem de gebelik süreçlerini takip etmek ve onların bu sorunu dile getirmek lazım. Doğum yapacak kız kardeşlerimiz muhtemelen depremden önce çokça hazırlık yapmıştı bebekleri için ama hepsi enkaz altında kaldı. Bunu düşünerek onlara birer yeni doğan paketi hazırlayıp bu kampanyanın bir ucundan el verdik. Tüm bunların beraberinde önümüz 8 Mart. Normalde her yıl şenlik yapıyoruz ama bu yıl 8 Mart şenliği yapmama kararı aldık. Maalesef şenlik yapacak ortam bırakmadılar ve dolayısıyla biz de 8 Mart etkinliğimiz ileriki bir tarihte yine bir forumla gerçekleştireceğiz. Hemen öncesinde 5 Mart'ta biz de Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak var gücümüzle hem depremden kaynaklı yaşanan ihmalleri, hem kaybettiğimiz kız kardeşlerimizi, çocukları ve elbette tüm bölge halkını Kartal Meydanı'ndan selamlayacağız.”