Kanlı 1 Mayıs’ta yaşamını yitiren işçi kadınlar anıldı

Emek ve meslek örgütlerinden kadınlar, kanlı 1 Mayıs 1977’de Kazancı Yokuşu’nda katledilen işçi kadınları andı.

1977 kanlı 1 Mayıs’ın 42’inci yıldönümüne sayılı günler kala bir araya gelen emek ve meslek örgütlerinden kadınlar, katliamın yaşandığı Kazancı Yokuşu’nda yaşamını yitiren işçi kadınları andı. Anma öncesi Taksim Meydanı’nı etrafını ablukaya alan polisler, kadınların Fransız Konsolosluğu önünde toplanmasına izin vermedi. Bu keyfi engel üzerine kadınlar, Kazancı Yokuşu’nda bir araya geldi. Anmada, “1 Mayıs 1977’de kaybettiklerimizi unutmadık, unutmayacağız” yazılı pankart açıldı; katliamda yaşamını yitiren sekiz işçi kadının isimlerinin yer aldığı dövizler taşındı. Sık sık, “Yaşasın 1 Mayıs”, “Bijî yek Gûlan”, “Jin jiyan azadî”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarını atan emek ve meslek örgütlerinden kadınlar adına açıklamayı polis tarafından katledilen Evrensel Gazetesi Muhabiri Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe okudu.

‘DEVLET ELİYLE KADINLAR EVE HAPSEDİLMEK İSTENİYOR’

15 Temmuz darbe girişiminden bu yana kadınlara yönelik baskıların arttığına dikkat çekerek sözlerine başlayan Göktepe, darbe girişimi gerekçe gösterilerek ilan edilen OHAL ve KHK’lerle binlerce kadın emekçinin işinden ihraç edildiğini hatırlattı. Erkek egemen iktidarın ihraç ederek, açığa alarak, işsiz bırakarak direnen, sorgulayan kadınlara gözdağı vermek istemediğini vurgulayan Göktepe, devlet eliyle hukuksuz bir şekilde kadınların emeklerine el konulduğunu; kadınların kamusal alandan çıkarılıp evin dört duvarı arasına hapsedilmek istediğine işaret etti.

‘KÖLECE ÇALIŞMA DAYATMASINI KABUL ETMİYORUZ’

Göktepe, emekçi kadınlar olarak tıpkı 1977 1 Mayıs’ındaki gibi bugün de seslerini yükseltmek için alanlarda olduklarının altını çizdi. AKP iktidarının kadınlara “annelik” ve “ev kadını” ile sınırlı olan yeni bir çalışma rejimi dayattığını vurgulayan Göktepe, şunları kaydetti: “Sermayenin emeğe dönük saldırısı her zaman olduğu gibi emeği çifte sömürüye maruz kalan biz kadınlardan başlamıştır. Kadınları ucuz iş gücü olarak gören erkek egemen ve kapitalist sistemde zaten sömürülen emeğimiz, kiralık işçi bürolarıyla daha güvencesiz, daha ucuz ve daha değersiz hale getirilmeye çalışılıyor! AKP biz kadınlara aileyi koruma ve devam ettirme ‘görevini’ dayattıkça, ev içindeki işlerde harcadığımız karşılıksız emek daha da görünmez oluyor. Hükümet ve sermaye yarı zamanlı, geçici, ucuz, kuralsız, örgütsüz, taşerona bağlı güvencesiz bir çalışma modelini kadın istihdamını arttırmanın tek yolu olduğunu ileri sürüyor. Biz kadınlar bu köleci çalışma biçimini, bu dayatmayı kabul etmiyoruz.”

‘BURADAYIZ VE İSYANDAYIZ’

Göktepe, kadınların bir taraftan aile içinde erkeklerin denetiminde kalmaya mecbur kılmak için esnek ve güvencesiz işlere mahkum edilirken; diğer bir yandan boşanmak istedikleri için erkek şiddetiyle katledildiklerini hatırlattı. “Sermayeye kul, aileye köle olmayacağız” diyen Göktepe, şöyle konuştu: “Buradayız ve isyandayız çünkü; faşizmin üstünü örttüğü vahşi sermaye düzeninin yarattığı yıkım yüzünden iş kazalarında hayatımızı kaybediyoruz, yakalandığımız meslek hastalıkları yüzünden yaşamdan kopuyoruz, her gün beş kadın sevdiğini iddia eden ya da hiç tanımayan erkekler tarafından evde, işte veya sokak ortasında öldürülüyor. Yıllardır süren savaşın ağır bedelini taciz, tecavüz, göç, yoksulluk ve sevdiklerimizi yitirerek bizler ödedik. Bu yüzden de bu topraklarda kalıcı bir barışın inşa edilmesini istiyoruz. Bizler sendikalı, işçi ve emekçi kadınlar olarak, erkek egemen sistemin bizleri ezmesine ve sömürmesine karşı, itirazımızı dillendirmek ve 1 Mayıs 1977’de katledilen işçi kadınlar Hacer İpek Saman, Hatice Altun, Jale Yeşilnil, Kadriye Duman, Leyla Altıparmak, Meral Cebren Özkol, Nazan Ünaldı, Sibel Açıkalın’ın sesine ses katmak için 1 Mayıs’ta Bakırköy’de olacağız.”

Anma, sekiz işçi kadının katledildiği Kazancı Yokuşu’na bırakılan karanfillerle sona erdi.