Kaya: Savaş ve OHAL kadına yönelik şiddet ile tacizi arttırdı

Türkiye'de savaş ile OHAL'in kadına yönelik şiddet ve tacizi daha da arttırdığını belirten HDP Milletvekili Hüda Kaya, eril zihniyetin AKP iktidarından güç aldığını vurguladı.

Kadınlara yönelik giderek artan erkek şiddeti ve baskıyı ANF’ye değerlendiren HDP milletvekili Hüda Kaya, bu durumun en önemli kaynaklarından birinin din adı altında Kuran dışı, iktidarcı, eril, ırkçı, sahte referanslar olduğunu vurguladı. İktidarın dini referansları istismar eden söylemlerinin, politikalarının da bu şiddet ve istismara zemin oluşturduğuna işaret eden Kaya, kötülerin mücadelesinin AKP iktidarıyla birlikte zirveye çıktığını kaydetti. HDP milletvekili Hüda Kaya, Türkiye’de kadını ilgilendiren her gündemin çok ciddi bir kuşatma ve baskı altında olduğunu vurguladı. Özellikle OHAL ilanıyla zulme en maruz kalan kesimin kadınlar olduğuna işaret eden Kaya, “Kadınların kendi ayakları üzerine durabilecekleri, onurlu bir yaşam için verdikleri mücadele OHAL ile birlikte akamete uğratıldı. Peş peşe çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) kadın dernekleri kapatıldı, yazan, düşünen, muhalif gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler tutuklandı; yoksul, emekçi kadınlarımızın el emeklerinden kazançlarını sağlaması dahi engellendi. Bu toplumun emeğini veren, çilesini çeken, bedelini ödeyen, iradesine sahip çıkan kadınlar bu süreçte her tür yaptırımla karşı karşıya kaldı” dedi.

‘SAVAŞI, KANI DAYATANLARA KARŞI KADINLAR ALANLARDAYDI’

OHAL ve savaş ile erkek şiddetinin dozunun iyice arttığına dikkat çeken Kaya, sadece 2017 yılında 409 kadının katledildiğini belirtti. “Bu, kadın cinsine yönelik bir kıyımdır, katliamdır” diyen Kaya, sadece 2018 yılının Şubat ayında 47 kadının erkek şiddetiyle hayatını kaybettiğini vurguladı. Kaya, kadın cinayetleri, çocuğa yönelik taciz ve tecavüzlerin arttığı böylesi bir ortamda, suçluların hiç akla, vicdana sığmayacak şekilde iyi hal indirimlerinden istifade ettiğine; cinayetleri işleyenlerin yerine yine kadınların hedef tahtasına oturtulduğuna dikkat çekti. Kadınların tüm engellemelere rağmen kazanılmış haklarına sahip çıkmak için alanlara akın ettiğini de hatırlatan Kaya, “Karanlığı, nefreti, savaşı, kanı dayatanlara karşı kadınların 8 Mart’ta bir kez daha nasıl alanlara döküldüğüne şahit olduk. Özellikle toplumun nefret ile bölündüğü böylesi bir ortamda kadınlar tüm renkleriyle, farklılıklarıyla İstanbul’dan Diyarbakır’a dayanışarak bir araya geldiler ve dayatılan karanlığa karşı kadın ittifakını gerçekleştirdiler” diye konuştu.

‘ÇÜRÜMÜŞ ZİHNİYETİN KAYNAĞI SALTANATÇI DİN’

Kötülerin mücadelesinin AKP ile birlikte zirveye çıktığının altını çizen Kaya, AKP’nin dini referansları istismar ederek, inancı ve ahlakı çürütmenin en korkunç boyutunu görünür hale getirdiğini kaydetti. Her gün, her saat kendini hoca olarak tanıtan şahısların kadın ve kız çocuklarla ilgili din adına ahlak, vicdan ve insanlık dışı ifadeler kullandıklarını hatırlatan Kaya, yüzyıllardır var olan bu çürümüş zihniyetin AKP ile birlikte adeta kendine yeni bir zemin bulduğuna işaret etti. Kaya, dinin saltanatçılığa maruz kalması sonucunda ortaya çıkan bu çürümüş zihniyetin, hadis diye uydurulan yüz binlerce sözle, kadının konumunu kölelikten daha kötü hale getirdiğini, kadını toplumun dışına ittiğini, itibarsızlaştırmaya çalıştığını vurguladı.

'HOCA DİYE GEÇİNEN ŞARLATANLAR VAR'

Bu sahte rivayetlerden dolayı bugünün yöneticilerinin kalkıp, göğüslerini gere gere ve rahatça, “Kadın ve erkek eşit değildir, fıtratları aynı değil” diyebildiklerini hatırlatan Kaya, “Çünkü dayandıkları referans, bu Yezitçi sahte kaynaklar” dedi. Yezitçi, istismarcı, ırkçı, saltanatçı ‘İslam’ ile toplumsal İslam’ın alakası olmadığını dile getiren Kaya, bu farkı anlatmak için var güçleriyle çalıştıklarını ifade etti. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onların oluşturduğu binlerce külliyat ve kaynak bugün hala ilahiyatlarda din diye öğretiliyor. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu hocaların öğrettiği işte bu din. Onların inandığı iktidarcı, eril dinciliğe göre, çok evlilikten çocuk yaşta evliliğe tutun, tacizi, şiddeti, tecavüzü meşrulaştırmaya kadar her şey mubah. Kadını kullanılabilir ve erkeği mutlu edecek bir meta konumunda gösterebilecek tüm referanslara sahipler ve kendi uydurdukları bu referansları kullanarak hoca diye geçiniyorlar bu şarlatanlar.”

‘IŞİD’İ BESLEYEN VİRÜSLÜ KAYNAK İŞTE BU KAYNAK’

IŞİD ve türevlerini besleyen dinamiklerin de bu kaynaklar olduğuna işaret eden Hüda Kaya, IŞİD’in küresel güçlerin bazı organizasyonları ve lojistik destekleriyle ortaya çıkartılmış bir yapı olmakla birlikte, aynı zamanda referans anlamında yüzyıllardır uydurulan bu virüslü kaynaklardan ürediğini vurguladı. Bu referansların ne peygamberin pratiğinde ne Kuran’ın temelinde olduğunu kaydeden Kaya, “Hz. Muhammed’in yaşamı boyunca ortadan kaldırmak istediği kadın aleyhine tüm pratikler, üstelik çok daha gerileri yeniden topluma din adına peygamber adına hakim kılınmıştır. Peygamber’den sonra uydurulan bu rivayetler maalesef Peygamber’e mal edilmiştir. Bugün kadınlar Peygamber’in kaldırmaya çalıştığı cahiliye döneminden çok daha geriye götürülmüştür, mahkum edilmiştir. Hz. Ali, Kerbela’da Zeyneb, Hüseyin bu hakikatlerin ortadan kaldırılmaması için mücadele etmişlerdi, bunun için kıyıma uğratıldılar” diye konuştu.

‘SÖYLEMLERİNİZLE TACİZİ TEŞVİK EDEN SİZSİNİZ’

İktidarın, çocuk istismarına karşı çözüm adı altında gündeme aldığı hadım ve idam cezalarını da değerlendiren Kaya, iktidarın her şeyden önce bataklığı kurutmakla ve zihniyeti değiştirmekle ilgilenmesi gerektiğini vurguladı. Bedensel cezaların soruna kesinlikle çözüm olmadığını belirten Kaya, "Siz hem insanların vicdanını, ahlakını öldürdünüz, hem insanların gelecek ve barış umudunu, gülmesini katlettiniz, hem de gelip kimyasal hadım ve idamlarla çözüm bulmaya çalışıyorsunuz. Siz o dini istismar edici söylemleriniz ve politikalarınızla katilleri, tacizi sürekli teşvik ediyorsunuz. Çözüm mü bulmak istiyorsunuz, o zaman ilk önce bu istismarcı argümanlara zemin oluşturan yanlış politikalardan ve söylemlerden vazgeçin” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz haberleri konusunda ana akım medyaya verdiği sansür talimatına da tepki gösteren Kaya, bu talimatın devlet güvenlik kuvvetlerine verilen aşırı yetkiyle eşdeğer olduğunu söyledi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın sadece kağıt üzerinde kaldığını vurgulayan Kaya, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Mevlit vermek için mi vardır? Eril zihniyete teslim olmuş bu bakanlık kadın kıyımı yaşanırken sesini çıkartmamaktadır; buna çözüm üretmemektedir” diye tepki gösterdi.

‘ASIL TEHLİKE TÜRKİYE-ÖSO İTTİFAKI’

Şengal, Kobanê ve Suriye’nin çeşitli bölgelerinde dağıtılan bir IŞİD gerçekliği olduğunu hatırlatan Kaya, on binlerce IŞİD’linin sınır içi ve dışında ÖSO gibi yapılanmalarda kamufle olduğuna işaret etti. Böyle bir yapılanmanın şu an iktidar tarafından “milli” diye insanlara dayatılıp, dua istendiğine dikkat çeken Kaya, kadınlar açısından bu durumun AKP-MHP ittifakından daha vahim olduğunu vurguladı. Burada da yine erkekçi, iktidarcı, virüslü, dincilik referanslarıyla yapılan bir işbirliğinin söz konusu olduğunu kaydeden Kaya, bu gidişata dur diyecek olanların yine kadınlar olduğunu vurguladı. Kaya, şu noktalara dikkat çekti: “Bu sahte dincilere, sömürücülere karşı birlikte mücadelemizin anlamı ve kıymeti çok daha önemlidir. Bu mücadeleyi yaparken toptancı bir dilden kaçınmalı, her halktan, inançtan ve düşünceden kadınları kucaklamalıyız. AKP’nin dini istismar eden, bu saltanatçı zihniyetine karşı mücadele ederken, zaman zaman diğer inanan kadın çevrelerini ve inançlı halkı rencide edecek ve ötekileştirecek bir dil kullanılabiliyor. Bu dile dikkat etmemiz lazım. Bu virüslü ve zehirli erkekçi, iktidarcı anlayışa karşı biz kadınlar, muhalifler, emekçiler, geleceğini barış, huzur, sevgi üzerine ortaklaştırmak isteyen tüm kesimler dayanışmak zorundadır. Bu kuşatmayı ancak böyle kırabiliriz.”