Kurtulan: Eli Kürt kanına bulaşanların sonu iyi olmadı!

HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, AKP'nin artık Türkiye'yi yönetemediğini, dış politikadaki başarısızlığın ülke içinde de sorunları derinleştirdiğini söyledi. Kurtulan, AKP'nin DAİŞ'le ilişkisinin üçlü zirvede de teşhir edildiğini vurguladı.

HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP'nin ülkeyi yönetemeyen bir duruma geldiğini ve krize yol açtığını dile getirerek, Tahran’da yaşananların da dış politikadaki sıkıntıyı ortaya koyduğunu belirtti. "Hem ABD hem Avrupa hem İran hem de Rusya, birbirlerine verecekleri mesajları Türkiye üzerinden vermeye ve şantaj yapmaya çalışıyorlar" diyen Kurtulan, "Türkiye’nin çok önemli politik bir argümanı, güçlü bir siyaseti yok, çok güçlü bir oyun kurucu olduğunu da söylemek mümkün değil. Türkiye’nin dış politikadaki yönetememe durumunu, Türkiye’nin IŞİD’le bağını uzunca bir süre dile getirdik. Ama bunu söyleyenlerin cezalandırıldığını biliyoruz. Şu an cezaevinde olan gazeteciler, siyasetçiler var. Bunu savundukları için cezaevindeler" diye ekledi.

'PUTİN, ERDOĞAN'A 'IŞİD TEMSİLCİSİ MİSİNİZ' DEMİŞTİR'

"Tahran öncesi Astana ve Cenevre vardı. Burada da Türkiye’nin dostları ile ilişkisini bir raya oturtamadığını, Orta Doğu politikasını bir türlü şekillendiremediğini biliyoruz" diye konuşan Kurtulan, şunları ifade etti:

"Kürt sorunundaki düşmanlık ve El-Nusra ve IŞİD gibi kanlı örgütlere verdiği açıktan destek bunun temel sebebidir. Geçenlerde de Cumhurbaşkanına 'üçlü zirvede canlı yayın yapıldığını biliyor muydunuz' diye sorulduğunda 'bilmiyorum' diyerek komik bir duruma düştü. Putin tüm dünyanın gözü önünde Erdoğan’ın cihadistlere yapmayı planladığı ateşkes çağrısına, 'burada IŞİD, Nusra temsilcisi yok' diyerek tüm dünya gözü önünde siz 'IŞİD’in temsilcisi misiniz' demiştir.

Türkiye’nin Orta Doğu politikasında büyük bir çıkmaz yaşanıyor. Efrîn'de insanları yerinden yurdundan ettiler, kadınlar tecavüze uğruyor, halkın mallarını gasp ediyorlar, ganimet paylaşımı yüzünden birbirlerini öldürüyorlar. Türkiye’nin Kürt düşmanlığı üzerinden en çok anlaştığı ülke İran. İran da bu görüşmenin yapıldığı günün sabahı Penahi ile birlikte 3 Kürt aktivist idam edildi. Dünyanın birçok yerinden kınanmasına, protesto edilmesine rağmen ne yazık ki idam edildiler. İran tarafından Kürtlere yapılan saldırılar durmak bilmiyor. Yakın zamanda Koyê ilçesinde de bir saldırı gerçekleşti. İran’a ve bu zihniyete sahip olan herkese şunu söylemek isteriz: Elini Kürt kanına bulaştıranların sonu iyi olmamıştır. Saddam örneğine bakarak kendilerine çeki düzen vermeliler."

DEMİRTAŞ VE ÖNDER'E CEZAYA TEPKİ

Kurtulan, HDP'nin rehin tutulan Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve İmralı Heyeti Sözcüsü Sırrı Süreyya Önder'e hapis cezası verilmesine de tepki göstererek, şöyle dedi:

"Ceza verilen konuşma 2013’te henüz barış sürecinin yeni başladığı döneme tekabül ediyor. Bu süreçte 3 Kürt kadın siyasetçi Paris’te katlediliyor. AKP’lilerin de bu cinayetlerin süreci provoke etmeye dönük olduğuna dair beyanları var. Arkadaşlarımız da sürece ilişkin adımların güçlendirilmesi, annelerin ağlamaması gerektiğinin altını çizmiş, 3 kadın siyasetçiyi de anmışlardır. Bu konuşmadan neredeyse 3 yıl sonra arkadaşlarımıza fezleke geliyor. Arkadaşlarımıza ceza yağıyor. Kendilerinin de beyanı, 'yaşasın barış, yaşasın özgürlük' olmuştur. Şu an milletvekilliği düşürülüp sürgünde olan tüm arkadaşlarımız, rehin tutulan tüm yoldaşlarımız, partililerimiz, yöneticilerimiz, üyelerimiz bu uygulamalar karşısında diz çökmedi, biat etmedi. Onların sözleri sözlerimizdir; yaşasın barış, yaşasın özgürlük.

Barış akademisyenlerine 'oluk oluk kanlarınızı akıtacağız' diyen örgütlü çete liderini suçlu olarak görmemek de yargının tümüyle AKP güdümünde olduğunun göstergesidir. Geleceğini savaşta gören AKP-MHP ittifakının yargı üzerindeki egemenliğinin sonucudur."

Dış politikadaki yönetememe halinin iç politikada da yansımaları olduğuna dikkat çeken Kurtulan, Türkiye’nin 2002’den beri tarım alanında yüzde 9’luk bir azalmaya gittiğini, tarıma verilmesi gereken desteğin gasp edildiğini söyledi.