TJK-E: 3 Şubat’ta Efrîn için alanlarda olalım

TJK-E: Efrîn’de kadın yoldaşlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz, halkımıza onların yanında olduğumuzu göstermek için sokaklarda, barışı özgürlüğü, demokrasiyi haykıralım.

3 Şubat’ta Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok merkezinde, Türk devletinin Efrîn’e yönelik işgal saldırıları, Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) öncülüğünde düzenlenecek eylemlerle protesto edilecek.

Eylemlere katılım çağrısı yapan TJK-E sözcüsü Aliye Varto, Türk devletinin Efrîn’e saldırısının kökeninde imha, inkar, soykırım politikalarını aramak gerektiğini belirtti.

Türkiye’nin kuruluşunda halkların, azınlıkların, imha, inkar ve düşmanlığı temelinde oluştuğunu vurgulayan Varto, “Osmanlı İmparatorluğu da işgal ve imha etti. Devamı olan Türkiye devleti de o topraklarda bulunan halkları katlederek, soykırımdan geçirerek kendine varlık oluşturmaya çalışıyor” dedi.

Ermenilerin katliamdan geçirildiğini, sürgün edildiğini, kalanların ise asimile edilerek kimliklerinden uzaklaştırıldığını vurgulayan Varto şöyle devam etti: “Aynısını Süryanilere, Asurilere yaptı. Alevilere tarih boyunca hep katliam yaptı. Kürtlere de sürekli, isyanları bahane ederek katliamdan geçirdi, sürgün etti, fiziki katliam yetmediği gibi, asimilasyonu yıllarca dayattı. Kürt Özgürlük Hareketinin ortaya çıkması ile Kürtler yeniden varlığının, kimliğinin farkına vardı, asimilasyonu geri çevirdi. Şimdi Türkiye cumhuriyeti sadece Kuzeydeki Kürtlere karşı değil, 4 parçadaki Kürtlere karşı. Kürtlerin statüsü olsun istemiyor, onun için de elinden geleni yapıyor.

Türkler için önemli olan bunun farkına varmaları. Efrîn, Kobanê’ye, Başur’a, Cizre’ye, Sur’a yapılan saldırıların hiçbirisi Türkiye halkına fayda getirmiyor, tam tersine ekonomik değerlerinin savaşa harcanması, daha fazla yoksulluk içinde yaşamasına sebep oluyor.”

Kürtlere ne kadar katliam dayatılıyorsa, Türklerin de demokrasiden, insan haklarından uzaklaştırıldığına, yoksullaştırıldığına dikkat çeken Varto, “Günlük yaşamlarını daha da kısıtlayacak, zorlayacak, onları yaşanmaz hale getirecek. Evde, sokakta, işte yaşanmaz hale getirecek, kanunlar, kurallar gündeme geliyor. Türk halkı birazcık düşünebilse, bir yıldır KHK’lerle yönetiliyor, sürekli OHAL’ye yönetiliyor. Bu normal bir gidişat değil” dedi.

İşgalci güçleri, halkların dayanışması ve birlikteliğinin durdurabileceğini belirten Varto şöyle konuştu: “Faşizme, gericiliğe karşı olan, halkların kardeşliğinden, dostluğunda yana olan, eşit, adaletli bir barıştan yana olan, sömürüye karşı olan, baskıya karşı olan bütün güçlerin, bir cephede buluşup, emperyalist savaşa, işgalci, sömürgeci, faşist Türk devletinin işgaline, savaşına karşı bir cephede, yüzlerle, binlerle, milyonlarla haykırarak, ‘dur’ demeliyiz. Halklar olarak bizde o güç var, yapabiliriz. Faşizmi durdurabilecek tek güç de bu birlikteliktir. 3 Şubat’ta Asya, Amerika, Avrupa’da yani dünyanın birçok bölgesinde Avrupa Kürt Kadın Hareketi öncülüğünde yürüyüş ve mitingler yapılacak. Kürdistanlılara, kadın, erkek, genç yaşlı, Türkiyeliler, demokrat, devrimci, aydın, sosyalist, komünist, feminist herkese, Alevilere, gerçek Müslümanlara faşizme karşı, işgale, karşı tek yürek, tek yumruk olma çağrısı yapıyoruz. Cumartesi günü 3 Şubat’ta sokaklara akıp birlikte olmanın, dayanışma içinde olmanın gücünü gösterelim. Faşizme ve işgalciliğe ‘dur’ diyelim.

Hem Efrîn’deki Kürt halkına, diğer halklara karşı insanlığın borucu olarak görüp yapmalıyız. Aynı zamanda Türkiye’de, Avrupa’da yaşayan halklar, insanlık için bu dayanışmayı göstererek, bu direnişe sahip çıkarak, savaşı durdurarak, insanlığa karşı görevimizi yerine getirebilir. Bu savaş Kürtleri fiziksel olarak yok etmeyi hedefliyor ama aynı zamanda insanlık değerlerine yapılan bir saldırıdır. Her gün çocuklar, kadınlar katlediliyor, bu anlamda kadın kurumları ve çocuklarla ilgilenen Birleşmiş Milletler’e bağlı kurumlar, uluslararası kurumların bunu görmeye ve üzerine düşen sorumlulukları da yapmaya çağırıyoruz. Bunu yapmadıkları sürece onlar da Türkiye kadar suçlular, onların da dökülen kanda Türkiye kadar elleri var.

Kiliselere, camilere, tarihi eserlere saldırılıyor, evler rast gele bombalanıyor, sivil halk hedefleniyor. Bunu sadece Kürtler de söylemiyor, orada bulunan gazeteciler, Ortadoğu uzmanları da söylüyor. Robert Fisk de söylüyor, ‘savaşın kurbanları, kadınlar, çocuklar ve siviller’ diye. Bu kurumlar savaşın durması için çaba harcamayarak, bir şey yapmamaları onların da faşist devlet kadar suçlu olduğunu gösteriyor. Ama dediğim gibi, en büyük güç, bizde, halklarda, kadınlarda, gençlerde, Kürtlerde, Kürtlerin dostlarında. Dünyada baskıya, sömürüye karşı olan insanların bunu aktif bir şekilde mücadele edere, emperyalist ve faşist Türk devletine göstermeliyiz.

TJK-E olarak çağrımız Efrîn’de kadın yoldaşlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz, halkımıza onların yanında olduğumuzu göstermek için sokaklarda, barışı özgürlüğü, demokrasiyi haykıralım.”

Türk devletinin Rojava’da gerçekleştirilen kadın devrimini hedef aldığına da dikkat çeken Varto, “Rojava’daki kadın devrimi, dünyada ezilen kadınlara umut oluyor. Düşmana karşı en büyük gücümüz orada yaşatılmak istenen demokrasi, kadın devrimi, eşitlik ve özgürlüktür. Eşitliğimize, özgürlüğümüze, barışımıza, hayatımıza sahip çıkmak için, Cumartesi günü milyonlarla sokaklara çıkıp haykıralım, kadın devrimini savunalım, Rojava devrimine sahip çıkalım. Barışı, demokrasiyi, özgürlüğü haykıralım” dedi.