Uluslararası Kadın Delegasyonu AK’de tecridi görüştü

Uluslararası Kadın Delegasyonu’ndan bir heyet, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi görüşmek üzere Avrupa Konseyi'ni ziyaret etti.

Kurdistan Özgür Kadın Hareketi tarafından organize edilen bir Uluslararası Kadın Delegasyonu, İmralı ada hapishanesinde mutlak tecrit altında tutulan ve 22 aydır kendisinden haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın durumunu görünür kılmak amacıyla Avrupa Konseyi'ni ziyaret etti. Delegasyon tarafından basınla paylaşılan notta, delegasyonun amacının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “düşüncelerinin farklı özgürleşme süreçlerinde dünyanın dört bir yanındaki kadınlar için taşıdığı önemi görünür kılmayı ve Türkiye'de özgürlüğünden mahrum bırakılan kişilerin, özellikle de siyasi nedenlerle, çoğunlukla Abdullah Öcalan'ın düşüncelerine destek verdikleri için hapsedilen kadınların ciddi insan hakları ihlallerine” dikkat çekmek olduğu belirtildi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşüncesini Orta Doğu ve Afrika'nın kuzeyindeki Arap kadınlar arasında araştırmak ve yaymakla görevli Lübnan'daki Nun İnisiyatifi'nin direktörü Sawsan Chouman, Kolombiya'dan, Abya Yala'dan (batılılaşmış dünyada Latin Amerika olarak bilinir), hem adalet, hem eğitim hem de genel olarak sosyal ve kişiler arası ilişkiler alanında ceza kültürünün kaldırılması için çalışan Colectivo Abolicionista Contra el Castigo'ya mensup, Hukuk Profesörü ve Cezaevindeki Kadınların İnsan Hakları Aktivisti Diana Restrepo ve Paris'ten gelen Sylvie Jan’ın Uluslararası Kadın Delegasyonu’nda yer aldığı belirtilirken; Sylvie Jan’ın, 9 Ocak 2013 tarihinde Paris'te Türk gizli servisleri tarafından üç Kürt aktivistin öldürülmesine tepki olarak kurulan ve Kürt halkıyla dayanışmayı güçlendirmek amacıyla Kürt halkı hakkında bilgi yaymayı amaçlayan Fransa-Kurdistan Derneği'nin Eş Başkanı olduğu bilgi notunda yer aldı.

 Delegasyonun basınla paylaştığı bilgi notunda, “Bu heyet, Avrupa Konseyi'nin çeşitli komitelerinin bazı oturumlarına katılmış ve farklı milletvekillerinin yanı sıra Konsey bünyesinde çeşitli gruplarda çalışan diğer bazı kişilerle de görüşmelerde bulunmuştur. Örneğin, Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Ofisi ve Türkiye de dahil olmak üzere tüm Avrupa Konseyi Üye Devletlerine getirilen yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmekle görevli İzleme Ofisi ile toplantılar yapılmıştır. Avrupa kurumları ile bu yakınlaşma, diğer hususların yanı sıra, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 2014 yılından bu yana Türkiye'ye, diğer pek çok kişinin yanı sıra Abdullah Öcalan'a da verilen gözden geçirilemez ömür boyu hapis cezasında değişiklik yapmasını emrettiğini hatırlatmaya çalışmıştır; zira hükümlü kişinin topluma yeniden entegrasyonu kanıtlandığında şartlı tahliye olasılığını öngörmeyen herhangi bir ömür boyu hapis cezası, sözde "umut hakkına" aykırıdır. Ayrıca AİHM'nin, Abdullah Öcalan ve İmralı’da özgürlüğünden mahrum bırakılan diğer üç kişi de dahil olmak üzere, diğer Türk cezaevlerinde özgürlüğünden mahrum bırakılan kişilerin avukatları ve aile üyeleriyle sürekli iletişim kurabilmelerinin önemini vurguladığı da hatırlatıldı. Avrupa Konseyi'nin bazı üyeleri bir sonraki raporlarında bu konuya dikkat çekeceklerini taahhüt etmişlerdir.”

‘TÜRK DEVLETİ AİHM VE CPT KARARLARINA SAYGI GÖSTERMELİ’

Türk devletinin, imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerine uymadığı, sözleşmenin gerekliliklerini yerine getirilmediği görüşmelerde dile getirildiği belirtilirken, Delegasyon’un muhataplarına Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmenin aciliyetine vurgu yapıldığı ifade edildi. Devamla “Delegasyon, Avrupa kurumlarının Türkiye'de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uyulmasını sağlayacak hızlı ve etkili mekanizmalara sahip olmadığını üzüntüyle kaydetmekle birlikte, bazı kişilerin İnsan Haklarının savunulması lehine ortak taahhütte bulunmasını memnuniyetle karşılamakta ve Avrupa Konseyi'nin tüm milletvekillerine, özellikle Türkiye'de Kürt sorununun anlaşılmasını ciddiye almaları için medya ve toplumsal baskı uygulanması gerektiği konusunda ısrar etmek istemektedir, bu ülkenin, Avrupa Konseyi'nin herhangi bir üyesinin uyması gereken insan haklarına saygının gerekliliklerini yerine getirmesi ve AİHM ile Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (CPT) kararlarına saygı göstermesi için bir şeyler yapmalıdır. Bu delegasyon, Abdullah Öcalan'ın sağlığı hakkında bilgi verilmesinin ve avukatlarıyla iletişim kurabilmesinin garanti altına alınmasının insani aciliyet açısından çok önemli olmasına rağmen, maalesef görüşememiştir.”