YPJ Komutanı: Kendi gücümüz ile saldırıları boşa çıkaracağız

ABD’nin Türk işgaline karşı askerilerini geri çekme kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan YPJ Komutanı Newroz Ehmed, “Kendi gücümüzle işgal saldırılarını boşa çıkaracağız” dedi. 

2018 yılına ilişkin konuşan YPJ Genel Komutanı Newroz Ehmed, “Kimse kendini kandırmasın. Rojava’ya saldıran güç ve bu saldırılara karşı bölgeyi savunan güç de bellidir. Herkesi bu gerçeği görüp sahip çıkması gerekiyor” dedi.

Ehmed bölgeye yönelik saldırıları karşı eskisi gibi bir savaş yürütmeyeceklerini yeni taktik ve stratejilerle düşmanın saldırına karşılık vereceklerini belirtti. YPJ Komutanı Newroz Ehmed’in gazeteci Ruken Cemal’in sorularını yanıtladı.

2018 yılına ilişkin amaç ve hedefleriniz nelerdi, bu hedeflerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz?

7 yıllık devrim sürecini geride bıraktık. Her yıl önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçtik. 2018 yılı da Kuzey Suriye’nin mücadele yılı oldu. Bu yıl halkımızın kaderinin belli olduğu bir yıldı. Bizler de DAİŞ’e karşı yürütülen mücadeleden önemli dersler çıkardık. Güçlerimiz El-Nusra ve DAİŞ’e karşı yürütülen savaşta kazandıkları tecrübelerle büyük bir iddia ve kararlılıkla yeni yıla girdi. Elbette ki hedefimiz 2018 yılını güvenli ve huzurlu bir yıl yapmaktı. Bu amaçla özsavunmamızı nasıl yaparız diye hazırlıklar yaptık. Bir yere kadar bu amacımızı gerçekleştirdik. Fakat bilindiği gibi 2018 yılının başında Efrîn’e saldırı oldu. 

Rakka’nın özgürleştirilmesinden sona savaşın başka bir boyuta geçeceğini biliyorduk. Zaten Türk devletinin tehditleri hiç durmadı. Bu da büyük bir savaşın yaşanacağının işaretiydi. Biz birçok siyasi dengenin değişeceğini biliyorduk. Bu da yeni bir sürecin başlayacağı anlamına geliyordu. 

Bölgede huzuru sağlamak istediğiniz bir süreçte Türk devleti neden Efrîn’e işgal girişimi başlattı?

Efrîn çok güvenli bir yerdi. Suriye’nin diğer bölgelerinden gelen herkese Efrînliler kucak açmıştı. Fakat Türk devleti en güvenli bölgeye saldırmayı hedefledi. Daha doğrusu oradaki Kürt oluşumunu tehlikeli gördü. Birçok kez “DAİŞ olsun Kürtler olmasın” diye dile getirdi. 

Erdoğan neden DAİŞ olsun Kürtler olmasın dedi?

Çünkü Türk devleti Kürtlerin bir hakka sahip olmasını kabul etmiyor. Demokratik ulus sistemi Kürtlerin öncülüğünde bölgede hayat buldu. Bu sistem bugün halklar için umut oldu. İşgalci güçler bunu kendileri için tehlikeli olarak gördüler. Çünkü halkların kendine yer bulduğu demokratik ulus projesi onların sistemini yok ediyor. Erdoğan çok iyi biliyor ki Kürt halkı bir statü kazansa onunda kaderi değişecek. 

Neden demokratik ulus sistemi?

Demokratik ulus sistemi tek bayrak, tek ulus ve tek dil sistemine karşıdır. Erdoğan ve uluslararası güçler bu sistemi yok etmek için çabalıyorlar. Bundan dolayı Suriye devletine bu sistemi kabul etmeyeceksin diyorlar. Bundan dolayı da şimdi Rojava ve Kuzey Suriye’yi tehdit etmeye devam ediyor. Örneğin Efrîn göz önündedir. Efrîn’de karışıklık var dediler en büyük karışıklığı onlar çıkardılar. En büyük desteği çetelere vererek onların ömrünü uzattılar. DAİŞ yenilmişti onlar bir kez daha dirilttiler. Bu da Türk devletinin bölgeyi kontrol altına almak için uzun planlar yaptığını gösteriyor. 

Efrîn işgal edildikten sonra ölüm, işkence, kaçırma, talan ve tecavüzün olmadığı bir gün yok. En büyük amacımız Efrîn’i ve Efrîn halkını kısa bir süre içerisinde Türk devletinin işgalinden ve vahşetinden kurtarmak. 

Şu an Efrîn toprağında yaşayanlar kimlerdir?

Erdoğan işgalin ardından binlerce kişinin toprağına döndüğünü iddia etti. Kimdir bu insanlar, nereden geldiler ve nasıl bu toprağın sahibi oldular? Bu saldırıların amacı bölgede daha fazla alanı işgal etmek. Şüphesiz yüzlerce uçağın bombardımanına karşı Efrîn halkı onurlu bir direniş sergiledi. Bu işgalcilere ne yaparsan yap irademi kıramazsın beni teslim alamazsın mesajıdır. 

Efrîn’e yönelik saldırılarda savaşçılarımız her alanda amansız bir direniş sergiledi. Tank, top ve bombardımanlara karşı fedai ve cesur savaşçılar ortaya çıktı. Burada heval Avesta düşmana özgür kadın iradesini hiçbir zaman kıramayacağının mesajını verdi. Efrîn’de Avesta direniş çizgisi oldu. Türk devleri böyle küçük bir yerde dünya kadar teknik kullandı, ama Rosyar, Avesta, Zilan ve Tekoşin çok başarılı taktik ve sonuç alıcı eylemler gerçekleştirdi. Bundan dolayı İşgalci Türk devleti Barin ve Amargi hevalın bedenine el uzattı. Bu da ne kadar vahşi, ahlaktan yoksun bir devlet olduklarını gösteriyor. 

Efrîn’deki tablo ortadayken neden Cizre fırtınası hamlesi başlatıldı?

Efrîn’deki direniş devam ediyor. Bizler de çetelere karşı savaşımızı durdurmak istemedik. Bu doğrultuda Cizre fırtınası hamlesi başlatıldı. Çünkü Erdoğan’ın DAİŞ’in ömrünü uzatmak istediğini çok iyi biliyorduk. Bu da halka yönelik büyük bir tehlike olurdu. O yüzden bu hamleyi sürdürdük. Çok zor şartlarda çöl olan bir bölgede binlerce kilometre alan DAİŞ’ten temizlendi. Tüm dünyanın ve halkımızın beklediği müjdeyi kısa bir süre içerisinde vermek istiyoruz. 

Türk devletinin işgaline karşı ABD geri çekilme kararı aldı. Buna ilişkin neler söyleyeceksiniz? 

Kobanê saldırıları zamanında tüm dünya bu işgale karşı çıktı. Uluslararası koalisyon güçleri kuruldu. Elbette bu önemli bir süreçti. DAİŞ bitmeden geri çekilme kararı sorunlu ve dikkat çekici bir durum. Fakat bölge halkı savunma güçleri ile özgürlük savaşını sürdürüyor. Bu halkın güvenli ve sakin bir şekilde toprağında yaşama hakkı var. Biz yıllardır Suriye’deki sorunun diyalogla çözüleceğini vurguluyoruz. Bizler özerkliği tüm Suriye için istiyoruz. Biz koalisyon güçleri ile mücadeleye başlamadık ve onlarız mücadelemiz sona ermeyecek. Bundan dolayı herhangi bir savaşta eskisinden çok daha büyük bir mücadele vereceğiz. Ama kimse kendini kandırmasın bölgeye saldıran güç de belli bölgeyi koruyan güç de belli. Herkesin bu hakikati görüp savunması lazım. 

2019 yılını nasıl karşılıyorsunuz?

Halkımızın durumu belli. Bizler de bu halkın savaşçıları olarak hazırlıklarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Güçlerimiz her durum için hazırlıklıdır. Bu topraklarda bir daha savaş yaşanırsa herkes bilsin ki artık eskisi gibi savaşmayacağız. Siyasi çözümlerle sonuç almak için de diyaloglara varız. Bizim tek amacımız halkımızı ve toprağımızı nasıl koruyacağımızdır. Tüm dünya güçlerine sesleniyoruz, nasıl ki birçok ülkenin insanına sahip çıktılarda, onları soykırımdan kurtardılarsa, Rojava ve Suriye halklarına da sahip çıksınlar. Çünkü bu bölgenin halkı toprağında huzurlu bir yaşamı hak ediyor artık. Dünyanın Suriye ve Rojava halkına sahip çıkması için çözüme katılmaları gerekiyor. Bedel ve fedakârlık yapanların çözüm sürecinde yer almaları lazım. 

YPJ olarak ağır bir savaşa da hazırlıklıyız ama bu yılın barış yılı olmasını umut ediyoruz. Bir kez daha diyoruz nerede halkımıza saldırı olursa orada olacağız ve halkımızı savunacağız. Bu anlamda şehit Avesta, Rosyar, İlam, Polat ve Barin şahsında tüm şehitlerimiz minnetle anıyoruz. 2019 yılı tüm halkımıza ve özgürlük savaşçılarına kutlu olsun.