Yüksekdağ: 6-8 Ekim'de infial yaratan Erdoğan'dır

Rehin tutulan Figen Yüksekdağ, 6-8 Ekim eylemlerinde infial yaratanın Erdoğan'ın sözleri olduğuna dikkat çekerek, devlet güçlerince katledilen HDP'lilerin adlarının anılmadığını da söyledi. Yüksekdağ, "Onlar korkmamızı istiyorlar ama korkmuyoruz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) rehin tutulan Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın tutuklu yargılandığı davanın 7. duruşması Sincan Hapishanesi Mahkeme Salonu'nda görülüyor.

Öğleden sonraki bölümde savunmasına devam eden Yüksekdağ, 6-8 Ekim eylemlerine ilişkin konuştu. Yüksekdağ, "6-8 Ekim olayları yaşanırken ve yaşandıktan sonra herhangi bir yargılama konusu yapılmadı. Ne zaman ki 7 Haziran seçimleri yaşandı, bize yönelik komplonun miladı 7 Haziran seçimleridir. Siyasi bir fenomen olarak HDP tarih sahnesine çıktı ve iktidar denklemlerini bozdu. İlk defa tek başına hükümet kuramayacak noktaya geldi. HDP'nin başarılı bir kitle desteğiyle o seçimlerden çıkması siyasi iktidarın suntasına son verdi" dedi. 

'AKP TÜRKİYE'Yİ ÇUKURA İTTİ!'

Yüksekdağ, "Türkiye'deki siyasi iktidar burnunun ucundaki komşusundaki savaşa son vermeye çalışmak bir yana, Suriye'deki ateşe benzin döküyordu" derken, AKP'nin DAİŞ çeteleriyle ilişkisine atıfta bulundu ve Türkiye'nin bir çukura itildiğini söyledi.

'HÜKÛMET IŞİD'E DESTEĞİNİ GİZLEMEDİ'

6-8 Ekim sürecinin sadece Kürtleri ilgilendiren bir mesele olmadığına dikkat çeken Yüksekdağ, "Kadınlara tecavüz eden, köle pazarında satan, çocuklara tecavüz eden, insan kalplerini yiyen bir vahşet ordusundan bahsediyoruz. İslam adını karalayarak vahşet siyasetini sınır boyunca yaymış ve içeri kadar yerleşmiş bir yapıdan söz ediyoruz. O koşullar içerisinde IŞİD tarafından sınır boyunda ele geçirilmeyen tek kent vardı, o da Kobanê idi" dedi.  

AKP'nin, Kobanê kuşatmasından sonra DAİŞ'e verdiği desteği açıktan ifade etmeye başladığını vurgulayan Yüksekdağ, rehin tutulan Selahattin Demirtaş ve DTK Eş Başkanı Selma Irmak'ın, Türk Başbakan'dan randevu alarak 1 Ekim'de bir görüşme yaptıklarını söyleyerek, Demirtaş'ın savunmasından bir bölüm aktardı.

'ERDOĞAN'IN SÖZÜ İNFİAL YARATTI'

Yüksekdağ, "6 Ekim günü Kobanê'ye ciddi bir saldırı geliştirildi, o zaman Kürdün yanında kimse yoktu. Mazlum halkının yanında sadece Kürt yurtseverler vardı, sosyalistler vardı, insanım diyenler vardı" dedi.

Erdoğan'ın 'Kobanê düştü düşecek' sözünün ciddi infial yarattığını dile getiren Yüksekdağ, "7 Ekim öğleden sonra, ölümlü olaylar başlıyor. Bu olayların ciddi kısmı güvenlik güçleri kurşunu ile gerçekleşiyor" diye ekledi.

'ONLARCA HDP'Lİ KATLEDİLDİ'

Yüksekdağ, Siirt'n, Kobanê sürecinde çok açık suç işlenen yerlerden biri olduğunu belirterek, "Ancak etkili bir kovuşturma yürütülmemiştir. O olaylarda 33 HDP'li öldürülmüştür ve hiçbirinin adı dahi anılmıyor. Siirt'te kitle üzerine korucular tarafından ateş edilmiştir ve katliam yapılmıştır" diye belirtti.

Yüksekdağ, şöyle devam etti:

"Antep'te kontra gruplar doğrudan halka saldırdılar. Mahallelere linç saldırısı gerçekleştirdiler. Türkiye'de başkaca olayların planlandığını göstermektedir. 6 HDP'li katledildi ve hakkında dava açılan 16 yaşındaki bir kız çocuğu, Kürt mahallesinde yaşayan o kız çocuğu o olaylarda aldığı kurşun nedeniyle felç edilmiş bir kız çocuğu idi. O saldırılarda bir sanık bulamadı bu siyasi iktidar. Bir çocuğu davaya malzeme edecek kadar küçülen bir yaklaşım sergiledi.

İlk ölümlü olay Varto'dadır. Yine Af Örgütü'nün raporuna göre 300 kişilik sivil grupta, polis kurşunu ile katledilen 25 yaşındaki bir gençten söz ediyoruz. İzmir'de yine bir linç olayı vardır. Yine bir ırkçı grup tarafından ki onlardan da hala yargılanan yok. Bu yüzden bu cinayetleri işleyenlerin kim olduğunu bilmiyoruz. İzmirde Ekrem Kaçaroğlu'nu kimin linç ettiğini öğrenemedik. Ekrem Kaçaroğlu yaralandı, linç edilerek görüntüleri çekildi."

'ONLARDAN KORKMUYORUZ'

Yüksekdağ, savunmasının devamında, "Onlar korkmamızı istiyorlar ama korkmuyoruz. Onlar insanlıktan çıkmış, niye korkalım" mesajını verdi.

6-8 Ekim sürecinin bütün boyutları ile araştırılması gerektiğine işaret eden Yüksekdağ, "6-8 Ekim, komplocu güçler ve siyasi iktidar tarafından provoke edilmeseydi tarihin gördüğü en önemli vicdani sivil hareketlerinden birisiydi" diye konuştu.