Yüksekdağ: Faaliyetlerimden onur duyuyorum

HDP'nin rehin tutulan Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın duruşması görülüyor. Yüksekdağ, suçlamaları reddederek, mücadelesi boyunca yürüttüğü faaliyetlerden onur duyduğunu söyledi.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) rehin tutulan Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın yargılandığı davanın 7. duruşması Sincan Hapishanesi Mahkeme Salonu'nda görülüyor.

Duruşmayı HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Murat Çepni, HDP MYK Üyesi Emine Kaya, milletvekilleri Habip Eksik, Oya Ersoy, Tülay Hatimoğulları, ESP MYK Üyesi Şahin Tümüklü ve uluslararası kurum temsilcileri takip ediyor.

İBRAHİM AYHAN'I ANDI

Yüksekdağ, sözlerine, yaşamını yitiren Kürt Siyasetçi İbrahim Ayhan'ı anarak başladı. "Onun anısı ve mücadelesi önünde minnetle eğiliyorum" diyen Yüksekdağ, halklara ve ailesine de başsağlığı diledi.

'ADALET İKTİDARIN OYUNCAĞI YAPILDI!'

İbrahim Ayhan'ın karşı karşıya kaldığı tablonun, HDP'nin ve Türkiye'deki demokratik muhalefetin yüzyüze olduğu tablonun özeti olduğunu belirten Yüksekdağ, "HDP çok ciddi bir siyasi kuşatma ile karşı karşıya" diye ekledi.

Yüksekdağ, "Güvenilirliği tartışmalı seçim sonuçlarıyla yasama, yürütme ve yargı tek merkezin insafına bırakıldı. Rezalet o kadar üstün ki, siyasi iktidar bunu gizleme gereği bile duymuyor. Yargıyı baskı altına almayı bir övünç meselesi sayıyor" vurgusunda bulunarak, "Adalet yazısı mahkeme duvarlarındaki yazıdan, bir iktidar partisinin oyuncağından ibaret" dedi.

'AĞIR KRİZ VAR'

Türkiye'de ağır bir siyasi kriz olduğunu, merkezinde de adalet krizinin bulunduğunu kaydeden Yüksekdağ, "Bu kriz bu şekilde devam ederse bu adalet krizi çok daha büyük krizlerin, toplumsal gerilimlerin kaynağı olacaktır. Siyasi iktidarın bu sorunu gömek gibi bir derdi yok. İktidar, ömrünü 3 yıl 5 yıl daha uzatmak ile ilgileniyor. Tek derdi kendi bekası" dedi.

Milyonlarca insanın adalet kriziyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Yüksekdağ, şunları da söyledi:

"Geride bıraktığımız birkaç aylık süre içerisinde onlarca insan dolar zengini oldu. Milyonlarca dolarlık vurgun yaptılar. Birileri bu ülkede multimilyoner olurken, birileri ekmek fiyatının çilesini çekiyor. Havalimanında, 'bir lokma ekmeği bize zehir etmeyin' dedikleri için, 'emeğimizin karşılığını almak istiyoruz' dedikleri için işçiler vahşice saldırıya uğradı. Yargı o insanların yanında durmadı. Biz bu koşullarda sağlıklı bir yargılama bekleyemeyiz."

'Bİ REHİNEYİZ'

Yüksekdağ, tutsak vekillerden Enis Berberoğlu'nun tahliye edildiğini, Leyla Güven'in ise bırakılmadığını söyleyerek, "Bizler rehineyiz" mesajını verdi.

Yüksekdağ, savunmasında şunları da kaydetti:

"Tarihin sesi olmaya, gerçeğin sesi olmaya gayret edeceğiz. Doğrular bu kadar yok ediliyorsa birilerinin hangi koşullarda olursa olsun gerçeklere sahip çıkması gerekir. Bizler derin bir haksızlıkla karşı karşıyayız ama bu yaşadığımız zulüm düzeni karşısında hiçbir zaman yılmayı, geri adım atmayı tercih etmedik. Tercih ettiğimiz yoldan, demokratik direnişten vazgeçmeyeceğiz. Bu ülkenin bütün dürüst namuslu insanlarının direnci olmaya devam edeceğiz.

"Ünlü bir Galileo yargılaması var. Galileo 'dünya dönüyor' dediği için engizisyon tarafından ölümle cezalandırılıyor. Ancak ölüm cezası açıklanınca Galileo'nun söylediği tek bir cümle vardır: 'İyi de dünya yine de dönüyor'. Siz 'dünya dönmüyor' deseniz de gerçek gerçektir, dünya yine de dönüyor. Kibirden kendisini kaybetmiş bir iktidar karşısında doğruya 'yanlış' dedirten bir iktidar karşısında tek bir şey söylüyoruz, 'dünya dönüyor, bağlayamazsın'. Hallac-ı Mansur gibi insanların derilerini yüzebilirsiniz, Seyid Rıza gibi asabilirsiniz ama gerçeği değiştiremezsiniz."

'DTK İLE ÇALIŞMAKTAN ONUR DUYDUM'

DTK üzerinden suçlanmalarına tepki gösteren Yüksekdağ, DTK'nin demokratik kitle örgütü olduğunu söyledi ve faaliyetlerini sahiplendi.

"Eğer bu memlekette DTK ile ilişkili soruşturma yürütmek istiyorsanız bu mahkeme salonları yetmez. DTK'nin mitingine gitmiş yüzbinlerce insanı ne yapacaksınız" diyen Yüksekdağ, AKP'nin demokratikleşme yerine 'çözüm süreci'ni bitirerek rejim değişikliğini seçtiğini söyledi.

Yüksekdağ, "Türkiye toplumunu kişiliksizleştirilen bir despotik anlayış sürdürülüyor. Bir toplum gördüğünü söyleyemiyorsa o toplum değersizleşir, çürür. Biz ister hapishanede ister dışarıda olalım, mücadele yürütüyoruz. Ancak herkesin bu mücadeleyi vermesi lazım. DTK, bu ülkenin demokrasi kültürünün ürettiği en saygın kurumlardan birdir. DTK, bu ülkede analar ağlamasın, evlatlar ölmesin diye kurulmuştu. Ben bu zamana kadar katıldığım bütün çalışmalarına saygı duyarak katıldım. DTK benim çalışmaktan onur duyduğum kurumlardan birisidir" diye konuştu.

Yüksekdağ'ın savunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmaya saat 13.00'a kadar ara verdi.