İtalya, Avusturya ve Polonya gibi aşırı sağ ve kadın düşmanı partilerin iktidarda olduğu Avrupa’da, bu tür partilerin son yıllarda ciddi bir güce ulaştığı biliniyor.

Aşırı muhafazakar ve kadınları giderek daha fazla eve hapsetme anlayışındaki bu partilerin etkileriyle kadınların kürtaj hakkı da giderek daha fazla tartışılır hale getiriliyor.

343 AVRUPALI KADINDAN ‘BENİM BEDENİM BENİM HAKLARIM’ MANİFESTOSU

28 Avrupa ülkesinden tanınmış insan hakları savunucuları, akademisyen ve aydınların bulunduğu 343 kadın, Fransa’nın önde gelen haftalık gazetelerinden Nouvel Observatoire’da bir manifesto yayınladı.

Söz konusu manifesto, kürtaj hakkının yasak olduğu 1971 yılında yine aynı gazetede 343 Fransız kadın aydın tarafından kaleme alınan bir başka manifesto örnek alınarak hazırlandı.

‘Benim Bedenim-Benim Haklarım’ başlığıyla kaleme alınan manifestoda, Avrupa’da giderek yükselen milliyetçi ve muhafazakar anlayışlar nedeniyle kürtaj hakkında geriye gidişe karşı uyarıda bulunuldu.

Tüm Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde kadınların kürtaj hakkının tanınmasının istendiği manifestoda, “Birçok Avrupa ülkesinde güvenli ve yasal kürtaj hakkı büyük bir mücadeleyle elde edildi ancak diğer bazı ülkelerde kadınların halen kendi bedenleri hakkında seçme hakları bulunmuyor” denildi.

“BASKICI POLİTİKALARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ”

“Bu çağrı vesilesiyle kıtadaki (Avrupa) baskıcı politikalara karşı boyun eğmeyi reddediyoruz” denilen manifestoda, kürtajın ‘ne bir kapris ne de bir seçenek olmadığı’ vurgulandı. Manifestoda, kürtajın kimi durumlarda bir gereklilik olduğunun altı çizildi.

PAPA’NIN SÖZLERİNE TEPKİ

Katolik Kilisesi’nin başı Papa Francis’e de tepki gösterilen manifestoda, Papa’nın kimi sözleri eleştirildi. Papa Francis, kürtaj yapan kadınları ‘kiralık katillerle’ kıyaslamıştı.