Êzidî soykırımlarının kitabı: 97 Ferman

Kürt yazarlar Ahmet Tigris ve Rojin Zarg, 2 yıl süresince Êzidîlerin tarih, kültür, gelenek, dinlerini ve uğradıkları soykırımların araştırarak “97 Ferman” başlığıyla kitaplaştırdı.

Amed Belediyesi'nde görev yapan Rojin Zarg, Şengal'den kaçarak Amed'e sığınan Êzidilere yardım etmek için görevlendirilmiş. Bu süre içinde Êzidi kadınlarının başlarından geçen trajedileri dinleyince kitaplaştırarak kamuoyuna duyurmak istemiş.

Kadınlarla yaptığı söyleşileri içeren kitap için Yazar Ahmet Tigris'e önsöz yazmasını önermiş. Tigris, Zarg'nin kendisine öneride bulunduğunda Êzidiler hakkında fazla bir bilgisi olmadığı için Êzidilerin tarihlerini araştırmaya karar vermiş.

Kitabın 1. bölümünde Tigris, Êzidilerin tarih, yaşadıkları coğrafya, din, kültür ve gelenekleri ile uğradıkları katliam ve soykırımları inceliyor. Kitabın 2. bölümünde ise Targ'nin 35 Êzidi kadınıyla yaptığı söyleşiler yer alıyor.

ÊZİDÎLER 97 DEFA KATLİAMDAN GEÇİRİLDİ

Tigris, şimdiye kadar Êzidilere yönelik 72 katliam yapıldığının bilindiğini ancak kendi araştırmalarının Êzidilerin 97 defa katliamdan geçirildiğini gösterdiği için kitaplarına 97 Ferman adını verdiklerini söyledi.

Kitaplarında Osmanlı döneminde Viranşehir, Batman ve Serhat bölgesinde gerçekleşen katliamları da ele aldıklarını söyleyen Tigris, “Êzidilere yönelik en büyük katliam İslam ordularının İran, Anadolu ve Kürdistan’a girdiklerinde yapıldı. İkinci büyük katliam da Şengal’de DAİŞ tarafından gerçekleştirildi. Moğollar da geçmişte Şengal’de büyük katliamlar yaptı. Tapınakları ve köyleri ateşe verip yakıp yıktılar. Osmanlı döneminde Kürt olan Kör Muhammed Paşa, çok dindar biriydi ve Êzidileri kılıçtan geçirdi. Cizre’de Bedirhan beyleri de her ne kadar Kürt dili ve edebiyatına yararlı çalışmalar yapmışlarsa da üzülerek söylemeyilim ki onlar da 1940’lı yıllarda Êzidilere zulüm yaptı” dedi.

Bu fermanlardan bir kısmının da Êzidilerin yolları kesmeleri ve kervanları yağmalarından sonra verildiğine dikkat çeken Tigris, “Osmanlılar da Mardin, Musul ve Diyarbakır’daki paşalara Êzidileri katletmeleri talimatları verdi “dedi.

ÊZİDÎLERİN YAZILI BİR DİNİ KİTAPLARI YOK

Êzidilerin yazılı bir dini kitapları olmadığına dikkat çeken Tigris, “Kara Kitap denilen kutsal bir kitaptan söz ediyorlar ama ortada bir kitap yok. Êzidilerin dini bir sır dinidir, yazılı bir şey yok.

184='lı yıllarda Fransızlarla çalışan bir Süryani, Êzidilerin kutsal yerleri Laleş’te uzun yıllar çalıştığını iddia ediyor. Kitabı gördüğünü ve para karşılığı vereceğini söylüyor. Bu şahıs 3-4 yıl sonra 4 veya 5 sayfalık bir metin getiriyor. Bu yazılar önce Fransa, sonra Almanca ve İngilizceye çevriliyor. Êzidiler, bu metinlerin kendi dinleriyle alakası olmadığını ve söz konusu kişinin para alabilmek için bu metinleri kendisinin yazdığını söylüyor” dedikten sora Êzidilerin inançları hakkında şu açıklamalarda bulundu.

ÊZİDÎLERİN DİNİ YAZILI DEĞİL SÖZLÜDÜR

“Onlarda türkücüler gibi kavl olarak adlandırdıkları kişiler var. Bu kişilerin söylemleri folklorik olduğu için bir birini tutmuyor. Herkes bildiğine göre bir şey söylüyor. Avrupalılar ve Êzidi aydınları son yıllarda bu kavlları topladılar. Gazetelerde yayımladılar. Bu söylemler ilahi şeklinde. Biz bunların 160’sını kitabımızda yayımladık. Ezidilerin dini ve felsefesi budur. Dinleri yazılı değil sözlüdür. Kavllar Kürtlerdeki dengbejler gibidir. Bu nedenle de eğemen devletler Êzidilerin dinlerini ortadan kaldırmak için kavlların dillerini kesmişler. Bazılarını da öldürmüşler. Söylenen ilahilerin gelecek nesillere geçmesini önlemek istemişler.”

Tigris, daha önce bilinen Êzidi katliamlarına bilinmeyenleri de eklediklerini belirterek “Bu katliamları somut belge, söyleşi ve fotoğraflarla kanıtladık. 150 kaynağı inceledik. 97 Ferman Êzidi katliamlarını anlatan en kapsamlı araştırmadır” dedi.

ÇOK BÜYÜK FELAKETLER YAŞAMIŞLARDI

Rojin Zarg, Amed Belediyesi’nde uzman olarak görev yaptığı sırada Şengal’de katliamdan kurtulan Êzidilerden bazılarının Amed'e kadar geldiklerini ve belediyenin kamplarına yerleştirildiklerini söyledi.

2,5 yıl Êzidilerle çalıştığını ve bu süre içinde kadınlardan bazılarıyla yakın ilişkiler kurduğunu söyleyen Zarg, “Başlangıçta çok kapalıydılar. Bir fotoğraf bile çekemiyorduk. Çok büyük bir felaket ve trejediler yaşamışlardı. Bazıları intihar etmeyi düşündüğünü söylüyordu. Hiç kimseye güvenmiyorlardı. Bunlar Şengal’den Diyarbakır’a günlerce yürüyerek gelmişler. Kürtçe konuştuğumuz için bize güvenleri arttı. Başından geçenleri anlattılar. Irak’taki kamplarına giderek oradada görüşmeler yaptık” ifadelerini kullandı. 

ÇOK TRAJİK HİKAYELER DİNLEDİM

35 Êzidi kadınıyla söyleşiler yaptığını söyleyen Zarg, “Başlarından geçen her şeyi ayrıntılarıyla anlattılar. Bazıları kaç defa satıldıklarını da söyledi. Bazıları da orada intihar etmiş. Her birinin farklı bir hikayesi var. Kamptaki kadınlardan biri intihar etti. Çocuklar babaları gözlerinin önünde öldürüldüğü için büyük travmalar yaşıyordu. Bazılarının babaları da siz dağda bekleyin ben geleceğim demiş. Günlerce beklemişler ama gelen olmamış. Dağda su bulamamışlar. Çok trajik hikayeler dinledim. Duyduklarımın etkisinde kaldım. 4-5 gün uyuyamadım. Günlerce bunları yazmaya çalışmama rağmen başlarda yazamadım” diye belirtti. 

KAYYUM ÊZİDİLERİN KAMPLARINI KAPATTI

Amed Belediyesi ve Yeryüzü Doktorları ve gönüllü yurtsever doktorların Êzidileri tedavi için büyük çabalar sarf ettiklerini söyleyen Zarg, “Çadırlarda kalıyorlardı ve kışın yaşam koşulları daha da kötüydü. Ama kayyum geldikten sonra kampı kapattı ve çadırları topladı. Êzidilerin bir kısmı Şengal'e bazıları da Avrupa ülkelerine göç etti. Beni ve belediyede çalışan bazı arkadaşları da işten attılar” şeklinde konuştu.

PKK'Lİ GRUP OLMASAYDI HEPİMİZİ KATLEDECEKLERDİ

Kampta kalan Êzidilerin Şengal'de yaşarlarken PKK'nin ismini duymadıklarını ama bölgede silahlı gruplar olduğunu duyduklarını söyleyen Zarg, “Ben onların polisleriyle konuştum. '17 kişilik PKK'li grup olmasaydı hepimizi katledeceklerdi' dediler. Oraya gelen iki kadından söz ettiler. Kadınlar Êzidilere akrabanızı arayın ve dağda binlerce gerilla olduğunu söyleyin demişler. DAİŞ bunları duysun ki buraya saldırmaya cesaret edemesin demişler. Êzidiler kadınların taktiğine ve aklına hayran kalmışlar” dedi.

Zarg, Êzidi kadınlarının yaşamları boyunca Şengal'den dışarı çıkmadıklarını ve dünyayı Şengal'den ibaret sandıklarını söyledikten sonra “Benim Êzidiler hakkında kitap yazma gibi bir düşüncem yoktu. Ama anlatılanları duyunca olanların unutulmaması ve tarihe geçmesi için yazmaya karar verdim” dedi.