Bakur'da Kürtçe konuşma oranı yüzde 7’lere kadar düştü

Eğitim Sen Wan Şube Eşbaşkanı Murat Atabay, 1920’li yıllarda Kürtlerin evde ve sokakta yüzde 90 oranında Kürtçe konuşurken, bugün Kürtçe konuşma oranının yüzde 7’lere kadar düştüğünü söyledi.

Kurdistan ve Türkiye’de eğitim ve öğretim yılı başladı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da milyonlarca Kürt çocuğu anadilinden yoksun bir şekilde okula başlıyor.

Eğitim Sen Wan Şube Eşbaşkanı Murat Atabay, eğitim ve öğretim yılının başlaması ile birlikte Kürt çocuklarının kendi anadili dışında bilmediği bir dil ile eğitim almak zorunda kaldığını hatırlattı.


‘EĞİTİME GERİDE BAŞLIYORLAR’

“Anadilde eğitim niçin verilmeli, çocuklar anadillerinde eğitim niçin almalı; yıllardır bunu dile getiriyoruz” diyen Atabay, Kürt çocuklarının anadillerinde eğitim alamadıkları için birçok sıkıntı ile karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Bu sıkıntıları bilimsel ve pedagojik verilerle açıkladıklarını dile getiren Atabay, “Çocuklar gerçekten anadillerinde eğitim almadıkları zaman hem okula akademik anlamda geride başlıyorlar hem psikolojik anlamda ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Bilmedikleri ya da az bildikleri bir dilde eğitim aldıkları zaman kendilerini rahat hissetmiyorlar, kendilerini rahat ifade edemiyorlar. Bu psikolojik yansımayı ileriki süreçlerde kendilerine olan öz güvenlerinde veya akademik olarak başarısızlıklarında da görüyoruz. Bu şu an eğitim-öğretim alanında çok büyük bir sıkıntı. Yapılması gereken Türkiye’de yaşayan çok farklı dil var. Kürtçe, bunlardan nüfus olarak en ağırlıklı, en çok halk kitlesinin kullandığı bir dil. Kürtçe anadilde eğitim verilmesi, anadilin önündeki engellerin kaldırılması bu noktada çok büyük önem taşıyor” dedi

 ‘CİDDİ BİR OTOASİMİLASYON VAR’

Son yıllarda ciddi bir otoasimilasyonun yaşandığını ifade eden Atabay, şöyle devam etti: "Ailelerimiz, velilerimiz son yıllarda ciddi bir şekilde otoasimilasyon uyguluyor. Aileler kimi kaygılar nedeniyle çocukları ile daha az Kürtçe konuşmaya başladı. Bu noktada devletin asimilasyon politikalarını eleştirdiğimiz kadar kendimize de dönüp bakmamız lazım. Biz niye anadilimizi sahiplenmiyoruz, anadilimize yönelik çalışmalar yürütmüyoruz? Ya da evde, iş yerinde, sokakta, pazarda anadilimizi konuşmuyoruz. Bu noktada biraz öz eleştirel yaklaşmak lazım. Ekonomik krizle birlikte eğitim-öğretim yılında çocukların büyük bir kısmının okula aç gitmesi bir problem ama en büyük problem, Kürt çocuklarının kendi anadillerinde eğitim almayarak okula gitmesidir.”  

‘BİR DEVLETİN DİLİ OLAMAZ’

Türkiye’de resmi bir dil tanımı olmaması gerektiğini kaydeden Atabay, “Türkiye anayasasında devletin dili Türkçe’dir deniliyor. Aslında devletin kuruluşunda ve anayasasının yazımında çok ciddi bir problem var. Bir devletin dili olmaz, bir devletin resmi dili olur. Ama anayasada yer verdikleri maddede ne yapmak istediklerini anlıyoruz. Kürtçe üzerinde asimilasyon politikaları 30 yıllık bir geçmişe değil, cumhuriyetin kuruluşunda bu yana belki daha ötesinde dayanan çok ciddi bir asimilasyon politikası var. Çok ciddi oranda da başarılı olmuş bir asimilasyon politikası var. 1920’li yıllarda Kürtler, evlerinde ve sokakta yüzde 90 oranında Kürtçe konuşurken, bugün maalesef Kürt illerinde Kürtçe konuşma yüzde 7’lere-yüzde 8’lere kadar düşmüş durumda. AKP iktidarı ile birlikte Kürtçe üzerindeki asimilasyon politikası, otoasimilasyona dönüşmüş, ciddi bir şekilde devam ediyor. Bu sadece Kürt illeri üzerinde uygulanan bir politika değil, Türkiye’de yaşayan diğer tüm dillere uygulanıyor. Ama en çok Kürt ili üzerinde uygulanıyor” şeklinde konuştu.

Atabay, dilin öneminin halka iyi anlatılması gerektiğini de belirterek, “Bu alanda mücadele eden kurumların kurslarla birlikte alanlara inerek, dilimizi anlatması gerekir” dedi.