'Cephenin gün batımı renkleri': Savaşın kadın yüzü

Rojava'da DAİŞ çetelerine karşı savaşan Kürt kadınlarının mücadeleleri ve topraklarını savunmak için yaptıkları fedakarlıkları anlatan tiyatro oyunu 12 Aralık gününden itibaren Stockholm Şehir Tiyatrosu'nda sahneleniyor.

Oyun, Kobanê direnişine katılan 4 kadının cephedeki günlük yaşamını konu alıyor. Sahnede bir duvar ve bir kaç kum torbasının ardında keskin nişancı üç Kürt kadınını anlatıyor. Biri leğende saçlarını yıkıyor, diğeri patetes soyuyor üçüncüsü de silahının bakımını yapıyor.

Tiyatro Sanatçısı Alma Pöysti, biraz şaşkın ama aynı zamanda Rojava'da Kürt halkının kazanımları ve devrimi savunmak için gözünü kırpmadan DAİŞ çetelerini öldüren 19-20 yaşlarındaki Julia'yı canlandırıyor.

Tril Wishman Egg-Henriksen, izin alıp ailesiyle görüştükten sonra yeniden cepheye giden keskin nişancı Zelal'ı, Johanna Lazcano da yemeğe düşkün yaşamın normale dönmesini isteyen, özgürlük ve barışı hayal eden Suzan'ı oynuyor.

28 Şubat gününe kadar sahnelenecek olan “Cephenin gün batımı renkleri” Kuzey Kürdistan doğumlu Gazeteci-Yazar Mustafa Can'ın ilk tiyatro kitabı. DAİŞ çetelerinin Kobanê'yi kuşattıkları dönemde Rojava'ya giderek YPJ savaşçılarıyla söyleşiler yapan Can, izlenimlerini Svenska Dagbladet gazetesinde yayınlamıştı.

ÖNERİ STOCKHOLM ŞEHİR TİYATROSU'NDAN

YPJ savaşçılarının yaşamının sahnelenmesi önerisi Stockholm Şehir Tiyatrosu Müdürü Anna Takkinen'den geldi. Gazetede yayımlanan söyleşileri okuduktan sonra binlerce Kürt kadınının DAİŞ çetelerine ve patriarkal düzene karşı verdikleri savaşımdan etkilenir ve Can'a bir tiyatro oyunu yazma önerisinde bulunur.

Tiyatro oyunu yazma deneyimi olmayan Can, önce tereddüt eder ancak cephede tanıklık ettiği ölüm, kadınların cesaret ve fedakarlıklarının, özgürlük ve gelecekleri için savaşımlarının tiyatro severler tarafından da bilinmesini istediği için öneriyi kabul eder.

Tiyatro severler tarafından ilgi ile karşılanan ve izlenen “Cephenin gün batımı renkleri” İsveç medyasında geniş yer buldu. İsveç'in en yüksek tirajlı gazeteleri; Aftonbladet, Expressen, Svenska Dagbladet, Dagens Nyheter ile neredeyse tüm sanat ve edebiyat dergileri oyuna geniş yer verdi. Oyun hem içeriği hem de sahne, müzik ve ses düzeninde çok olumlu eleştiriler aldı.

CEPHENİN GÜN BATIMI RENKLERİ SAVAŞIN KADIN YÜZÜ OLDUĞUNU GÖSTERDİ

Dagens Nyheter gazetesi 2015 yılı Nobel Edebiyat Ödülü alan Svetlana Aleksiyeviç'in “Savaşın kadın yüzü yok” adlı romanına atıfta bulunarak “Cephenin gün batımı renkleri' savaşın kadın yüzü olduğunu gösterdi ve doğrudan gözlerimizin içine bakıyor” yorumunu yaptı.

Svenska Dagbladet gazetesi ise kısır şiddet, kaygı ve umudu şiirle birleştiren çok iyi yazılmış bir tiyatro oyunu olduğu değerlendirmesini yaptı.

Can, 2014 yılı sonbaharında Kobenê’nin DAİŞ çeteleri tarafından kuşatıldığında savaşın kadın yüzünü gösterdiğini belirterek, “Yaşamlarında daha önce eline hiç silah almamış genç kadınlar, ABD'nin hava desteğiyle tarihin belki de en kadın düşmanı ordusunu yenilgiye uğratmayı başardılar” dedi.

MEDYANIN KÜRT KADINLARINI 'OBJE'YE DÖNÜŞTÜRMESİNE TEPKİ

Medyanın bu direnişi gösteren kadınları bir genç, güzel ve iyi giyimli objeye dönüştürmesine tepki gösteren Can, “Onlar oldukça politik ve verdikleri savaşımın ve güçlerinin bilincinde” değerlendirmesini yaptı.

Tarihteki tüm savaşlara kadınların az veya çok katılmalarına karşı savaşların erkekler açısından ele alınmasına “Savaşlar yazıldığında her zaman erkekler kahramandır. Sokaklar ve caddelere onların adları verilir. Kadınlar tecavüze uğrayan veya bilinmeyen sınırlara çocuklarıyla birlikte kaçan insanlara indirgenir” diyerek tepki gösterdi.

Söyleşi yaptığı 2 Kürt kadının daha sonra çatışmalarda yaşamlarını yitirdiğini söyleyen Can, “Ben bir şey anlatmak istedim, tartışma yaratmak istedim. İnsanların oyunu seyrettikten sonra kendilerine 'Ben ne için ölmeye hazırım' sorusunu sormalarını istedim” dedi.