‘Heval Kekê Min’ filminin çekimleri başladı

Yönetmenliğini Haşim Aydemir’in, yardımcı yönetmenliğini ise Nadya Derwêş’in üstlendiği ‘Heval Kekê Min’ filminin çekimleri başladı. Rojava Film Komünü yapımı filmin senaryosu ise Rêber Habeş’e ait.

Rojava Devrimi’nin kat ettiği yolu, komün, meclis kooperatif sistemini ve devrimle yeniden inşa edilen toplumsal hakikati dile getiren ‘Heval Kekê Min’ filminin çekimlerine başlandı. 

Filmin yardımcı yönetmenliğini üstlenen Nadya Derwêş ve başrol oyuncusu Hajîn Ebdurrehman Mihemed, Heval Kekê Min’ı anlattı. Nadya Derwêş, Serêkaniyêli ve 2015’ten beri Rojava Film Komünü’nde yer alıyor. Hem yönetmenlik hem de yardımcı yönetmenlik yapıyor. Heval Kekê Min filminde ise yardımcı yönetmen.


DEVRİMİN AYNASI OLMAK İSTİYORLAR

Filmin bir boyutuyla Rojava Devrimi’yle yaratılan komün, meclis, kooperatif sistemini içerdiğini belirten Nadya Derwêş, şunları söyledi: “Rojava’da yaratılan yeni sistem veya inşa edilen yaşamın model olarak her yere yayılmasını sağlayacak. Bunu da Rojava’da var olan halkların kardeşliğiyle anlattık. Bir köyde halklar komünal yaşıyor, komünal bir yaşamı yaratıyor. Aynı zamanda da Tebqa’nın özgürleştirilmesi ardından Reqa kentinin özgürleştirilmesi dönemini de işliyor. YPJ-YPG savaşçılarının kenti özgürleştirmek için verdiği mücadele, savaşçıların halkla ilişkilenmesi de ön plana çıkarılıyor. Toplum ve savaşçıların gerçekliği gözler önüne seriliyor. Savaşçılar ve halkın beraber nasıl bir sistem yarattığına vurgu yapan nitelikte. En önemlisi de savaşçıların bu halkın, devrimin; evladı, militanları, abileri, ablaları, kardeşleri, çocukları olduğu dile getiriliyor. Birden fazla konu iç içe işlenerek Rojava Devrimi anlatılıyor. Anlatılan tabii ki de denizin yanında bir damla su misali.” 

SALDIRILAR SANATI DURDURAMADI

Hava koşullarından kaynaklı sorunların yanı sıra Türk devletinin saldırılarının büyük sorun olduğunu fakat hiçbiri engel olarak görmediklerini kaydeden Nadya Derwêş, şöyle devam etti: “Hiçbir zamanda engel olmayacak. Devrim içerisinde sinema veya sanatsal faaliyet yürütüyorsak saldırılar sanatımızı durduramaz. Önceki projelerimizde de en çok zorlandığımız konu oyunculuk konusuydu. Kültür ve sanat faaliyetinden yoksun bir halk gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Kendi rengi, kültürü, kimliği ve diliyle sanat yapmadı, sanatın içinde yer almadı. Devrim içerisinde kendi halkıyla, imkanıyla, deneyimle ilk kez devrimin sanatını yaratıyorlar. Dolasıyla eksiklikler yaşanıyor. Özellikle oyuncularımızın tecrübeleri devrimin ömründen daha az. Yapılan film-dizi-tiyatrolarda oynayan oyuncular. Uzun yıllardır sanatsal faaliyetlerde yer alan uzman kişiler değil, daha çok amatör oyuncularla bu aşamaya gelindi. Gelinen aşamanın eksiklikleri var ama ulaşılan sonuçlar değerli. Savaş ortamında kısıtlı imkanlarla sıfırdan başlıyoruz. Zamanla daha da uzmanlaşan bir sanata sahip olacağız. Heval Kekê Min filminde uzman olan arkadaşlarımız var. Yanında yeni yeni oyunculuğa adım atan arkadaşlarımız da var. Yeniden öğreniyoruz yeniden öğretiyoruz.” 

KOLEKTİF RUHLA ÇALIŞIYORLAR

Senaryonun bir buçuk yıl önce hazırladığı bilgisini paylaşan Nadya Derwêş, şöyle konuştu: “Teknik ekip, oyuncular vb. durumlarla beraber üç aydır hazırlıklara başladık. Bazı oyuncular Evîna Kurd dizisinde yer alıyordu, bazı oyuncularımız da farklı dizi-film çalışmalarından yer almıştı. Prodüksiyon ve dekor hazırlıkları epey bir zamanımızı aldı. Çekim için uygun bir ortamın oluşması için yeni bir ev inşa edildi. bu ayın başında filim çekimleri başladı. Çekim için uygun hava koşullarına ihtiyacımız var, bazen güneşli, bazen sisli, tozlu havalar yaşanıyor. Bazen bir kareyi birden fazla kez çekiyoruz ta ki istediğimiz görüntüye ulaşana kadar. Hava koşullarına göre aksamalar yaşanıyor fakat şu ana kadar belli bir düzeye ulaştık. Oyuncularımız rollerine uyum sağladı. En küçük oyuncumuz 13 yaşında ve filmin başrolünde; ilk kez bir filmde oynamasına rağmen kısa sürede rolüne uyum sağladı, filmin atmosferine girebildi. Ekip olarak da kolektif bir ruhla çalışmalarımız devam ediyor.”

SİNEMA, ROJAVA’DA YENİDEN YARATILIYOR

2015’ten beri sanatsal faaliyetlerde, özellikle sinema çalışmalarında yer alan Nadya Derwêş, “Devrimde sanatsal faaliyetlerinin içerisinde yer almak mutluluk verici, büyük şans olarak ele alıyorum. Sinema, Rojava’da yeniden yaratılıyor. Hem sinemacılığı öğrendim hem de filmlerle halkın içerisinde karışarak kültürlerini tanıyoruz. Ayrıca halklara iletişimde olmak onları yakından tanımak toplumsallaşmak en önemli husus. Sinema faaliyetleri halkla bütünleşmemi, toplumsallaşmamı sağlıyor. Teknik ve sanat kısmını bile bir kenara bırakacak olursam halkımdan yeni şeyler öğrenmek, doğrudan tanımak sanata bir adım daha yakınlaşmamı sağlıyor” dedi.

İLK HEYECAN HALA KORUNUYOR

Devrimin inşası ve savaşın iç içe yaşandığına işaret eden Nadya Derwêş, şunları ekledi: “Israrımız, direnişimiz böylesi ortamda sanatı küllerinden var etmek. Film-dizi-tiyatrolarımızın kurguları hakikatle örülüyor, yaşanmışlıkların bir parçası. Böylesi ortamda çekim yapmak güç veriyor. Direniş, özgürlük ve mücadele anlatılıyor. Aslında ara vermeden çalışmamız ya da setlerin durmaması, savaşa rağmen direnişimiz ve mücadelemizin ispatı oluyor. Gücümüzü ise halkın dili, kültürü, kimliği ve varlığını anlatan filmlerin halk tarafından sahiplenmesinden alıyoruz. Halk ilk dönemlerde artık bizim de mi filmlerimiz olacak diyerek seviniyordu. Sinema salonlarımız olmazsa da küçükten büyüğe kadar bir araya geliyor bir beyaz perde aracılığıyla birlikte izliyoruz. Bundan daha sevindirici ne olabilir ki. İlk heyecanımızı hala koruyoruz. Umudum o ki; önümdeki süreçte daha başarılı, halkımızın gönlüne göre ve iyi eserlere imza atalım.”

KISA SÜREDE UYUM SAĞLADIM


Hajîn Ebdurrehman Mihemed, Qamişlolu ve 13 yaşında bir oyuncu. Heval Kekê Min’de ise başrol olan Nûjin karekterini canlandırıyor. Film oyunculuğuna geçmeden önce tiyatroda yer aldığını söyleyen Hajîn, şunları dile getirdi: “Üç tiyatro oyunu sergiledim. En iyi tiyatrocu ödülüne de layık görüldüm. Şu an ise Heval Kekê Min filminde başrol oyuncusuyum. Tiyatrodan sinemaya geçiş yapmanın zorlukları vardı. Tiyatro daha geniş yelpazede çekime sahip olurken filmde detaya inen çekimler söz konusu. Bu yönden zorlanmalar yaşandı fakat kısa sürede rolüme uyum sağladım. Nûjin karekterini oynuyorum. Nûjin doğduğunda abisi gerillaya katılıyor, görme fırsatı olmuyor. Baran adlı gerillayla tanışıyor ve abisi olduğunu düşünüyor. Böylece film devam ediyor…” 

Hajîn son olarak ise Rojava’da Kürt halkının direnişini, mücadelesini, Rojava Devrimi’ni ve halkların kardeşliğini anlatan filmlerin çoğalması gerektiğini belirtti.