Sakine, Leyla ve Fidan’lar Ferîforya ile de yaşatılıyor

Sanatçı Şêrzat Ferîforya’ın albümü Kom Yapım ve Mir Müzik’ten çıktı.

Mezopotamya Kültür, Sanat Merkezi (MKM) sanatçısı Şêrzat Ferîforya’ın albümü Kom Yapım ve Mir Müzik’ten çıktı. İsmini albüme de veren Feriforya sanatçı tarafından 9 Ocak 2013 yılında Paris’te kaltedilen Kürt Özgürlük Mücadelesinin ölümsüz isimleri Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’a ithaf edilmiş. Genç müzisyen Şêrzat Ferîforya albümüne ve bu ithafata dair ANF’ye konuştu.

FERÎFORYA SAKİNE, LEYLA VE FİDAN YOLDAŞLA DOĞDU

Kürt müziğinin temel taşları olarak bilinen Dengbêjleri küçüklüğünden beridir dinleyerek müziğe sevdalandığının altını çizip, Ferîforya isminin nerden geldiğini ve kendisinin yüklediği anlamına dair konuşan Şêrzat, ‘’Cezaevine girmeden önce bir albüm çalışması yürütmek istiyordum. Belli melodiler oluşmuştu kafamda. Kaleme aldığım ve çiğ, yetersiz olarak bulduğum bazı eserlerin altyapısını cezaevine girdikten sonra devletin baskısından, yaşanılan süreçten ve cezaevinde tanıştığım değerli yoldaşlarımdan etkilendiğim duygularımla, düşüncelerimle daha güçlü bir şekilde oturmaya başladı. Artık bu beni aşmış tamamen toplumun duygularına, çevremdeki insanlarımızın duygularına dönüşmüş oldu. Bunları yoğun hissettikten sonra kendimi halkımın karşısında sorumlu görmeye başladım. Yoğun hissettiğim bu sorumluluktan üretime geçme açlığını hissettim. Tam da o yoğun duygular içerisinde olduğum dönemde Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan hevallerin şehadetiyle çok ciddi ve derin bir etki içerisinde kalıp, sarsılmıştım. Bu şehadetleri cezaevinde duyduğum esnada elime bağlamamı alıp gözyaşı döker gibi vurmuştum tellere. Acımı, hüznümü bu şekilde dile getirmiştim. Ferîforya eseri bu şekilde doğdu. Ferîforya Batman'ın Sason ilçesinde kelebeklere verilen bir isimdir. Estetik olarak, ahenk olarak kulağa ve yüreğe çok güzel geldiğini düşündüğümden ve birebir Paris'te katledilen ölümsüz üç kadın devrimci Sakine, Leyla ve Fidan'ın verdikleri kutsal mücadeleyle de özdeşleştiğinden Ferîforya ismini uygun buldum. Ferîforya eserî tamamen bu şekilde oluştu ancak zindandaki ve zindan dışındaki değerli dostlarımın da önerisiyle bu ismi albüme de vermeyi kararlaştırdık. Ferîforya ve albümde yer alan her 12 eser de sadece Şêrzat'ın emeği değil, Şêrzat'la birlikte şehit olan yoldaşlarımın -ki bu duyguları oluşturup böyle bir çalışmayı gerçekleştirmede sonsuz emekleri vardır- zindandaki ve zindan dışındaki onlarca yoldaşımın emeğiyle oluşan bir albümdür. Sadece ben Şêrzat'la değil, kutsal mücadeleleriyle şehadete uğramış ve hâlâ mücadele içerisinde bulunan yoldaşlarımın emeğiyle doğdu bu Ferîforya albümü’’ dedi.

‘ALBÜM 3 DEVRİMCİ KADINA İTHAF EDİLDİ’

MKM Sanatçısı Şêrzat, ‘’Her ne kadar müzikle iç içe olsam da cezaevine girdikten sonra Kürt ve dünya müziğini daha çok araştırıp, sorgulayıp, yoğun düşünme ve yoğunlaşma içerisine girdim. Gitarımla, sazımla ve arkadaşların içeride bana bu imkanı sağlayıp, destekleriyle her bir esere büyük bir hassasiyetle yaklaşıp çalıştım ve albümü oluşturabilme aşamasına geldim. Onlarca söz ve müzik içerisinde albümde yer alan eserleri seçip hedefimize koyduk. Mevcut durumlarda folklorik veya gêleri müzikler daha çok dinlenirken bizler Demokratik Modernite'yi baz alarak modern, soft bir projeyle ölümsüz 3 devrimci kadına ithaf edip, isim ve verdikleri mücadeleyi unutulmaz kılmaya bir nebze de olsa eşlik etmeye çalıştık’’ diye konuştu.

‘ÇOK ÖZEL VE DEĞERLİ BİR YÜKÜN ALTINA GİRDİM’

Albümün zindanda ve zindan dışındaki yoldaşlarının emeğiyle oluşan kolektif bir çalışma sonucu gerçekleştiğini aktaran Şêrzat, ‘’Çok özel ve değerli bir yükün altına girdiğimi biliyordum. Cezaevindeyken gece 3'lere kadar eserlerin sözleri ve melodileri üzerinde çalışırdım. Bazen bir sözü unutmayayım diye lavabonun bulunduğu yerde duvara veya herhangi bir yere yazardım. Gün içerisinde yoldaşlarıma danışır, fikir alışverişinde bulunurdum. Özellikle Kürtçeye olan hakimiyetinden eserlerin sözleri açısından İbrahim Yıldız yoldaşımın çok büyük bir katkısı oldu. Cezaevinden sonra da bu duygu yoğunluğu ve sancısıyla albümdeki eserler üzerinde epey bir yoğunlaştım. İlk çalışmam ve bu çalışmanın ithaf oluşundan kaynaklı kaygılarım vardı. Acaba hak ettiğine bir nebze de olsa yaklaşacak mı gibi düşünceler içerisinde boğuşuyordum. Fakat Batman'daki kurumlarımızın da, emektar yoldaşlarımızın da, toplum örgütlerimizin de maddi manevi destekleri oldu. Yine sözlerde Maruf Alan ve Axin Bilo'nun ve Niştiman eserinde Xêro Abbas'ın emekleri vardır. Yine Aranjörüm Deniz'in, genel MKM sanatçılarının, Stüdyo Huner'in emeği çoktur. Ferîforya böylesi bir kolektif çalışmanın eseri oldu. Ben de bir sanatçı adayı olarak hakikati aramanın peşine düşmüşüm. Devrimci bir sanatı pusula olarak görüp duygularımı heba etmemek adına hakikatin arayışındayım. Bu anlamda Ferîforya'nın eksik yanlarını Şêrzat'ın, yeterli bulunan yönlerini de Kürt halkının emeği olarak görüyorum’’ diye belirtti.

‘FERÎFORYA BENİM İÇİN BİR ONURDUR’

Böyle bir çalışmada isminin öncü olarak geçmesiyle gurur duyduğunu belirten genç müzisyen Şêrzat, ‘’Kürt müziğini çok fazla dejenere etmeden, aynı zamanda batı enstrümanlarını da kullanarak life bir albüm oluşturduk. Albümdeki bütün enstrümanlar canlı çalındı. Kapaktan tutalım albümdeki her eserin sözlerine kadar, melodilerden tutalım kullanılan her enstrümana, vokal ve vokalistin, düette eşlik eden sanatçılara kadar çok ciddi bir emek verildi ve Ferîforya albümü benim solo olarak ilk çocuğumdur. Zira Koma Grava Rojê ve MKM sanatçılarıyla kolektif çalışmalarım olmuştur. Her ne kadar bir albüm projesiyle Kürt Özgürlük Mücadelesinde şehit düşmüş ve zindana düşmüş yoldaşlarımın hakkını vermek mümkün değildir, bunun haddini yaşayarak, bilerek söylüyorum. Ferîforya da bir kolektif çalışmanın eseri olmakla birlikte Şêrzat'la bütünleşip Kürt halkına ve müzikseverlere sunulması benim için bir onurdur ve gurur vericidir’’ diye açıkladı.