Türkiye'deki 'yasaklı kitaplar' Frankfurt Kitap Fuarında

Türkiye'deki 'yasaklı kitaplar', Yazar Ragıp Zarakolu tarafından Frankfurt Kitap Fuarında sergilendi.

Zarakolu, AKP'nin yasakçı uygulamalarına dikkat çekerek, 'felaket yılı' yaşandığına vurgu yaptı. Zarakolu, Türkiye'deki en güçlü tabunun Kürt tabusu olduğunu söyleyerek, "Baskı ne kadar devlet geleneği ise özgürlük mücadelesi de Türkiye'nin onur verici bir geleneğidir" dedi.

Almanya'nın Frankfurt kentinde 69'uncusu düzenlenen, dünyanın en büyük kitap fuarında 106 ülkeden, büyük çoğunluğu yayınevleri olmak üzere çeşitli alanlardan 7 bin 150 kurum stant açtı. Fuara 13 bin gazeteci ve yazar katıldı. Türkiye'de yasaklı olan kitaplar da, Çevirmen-Yazar Ragıp Zarakolu tarafından sergilendi.

'FELAKET YILI!'

Zarakolu, "Yayınlama ve düşünce özgürlüğünden dünyada hiçbir zaman vazgeçilmedi, Türkiye tarihinde de hiçbir zaman vazgeçilmedi. Türkiye tarihi aynı zamanda yasaklanan kitapların ama aynı zamanda özgürce yazan, özgürce haber veren gazetecilerin, cesur gazetelerin tarihi demek. Baskı ne kadar devlet geleneği ise özgürlük mücadelesi de Türkiye'nin onur verici bir geleneğidir. Bu gelenek de devam edecektir" dedi.

Yasaklı kitaplar sergisinde ANF'ye konuşan Çevirmen-Yazar Ragıp Zarakolu, Frankfurt kitap fuarının bu yıl ifade ve düşünce özgürlüğüne önemli bir yer ayırdığını ve sergiyi açmak için fuara davet edildiklerini söyledi.

Bu serginin ilk kez 2015 yılında İsveç'teki Edebiyat Festivali sırasında açıldığını hatırlatan Zarakolu, serginin amacının, Türkiye'deki kitap yasaklarını, yargılamalarını, yargılanan yazarların ve gazetecilerin tarihini anlatmak ve ayrıca Türkiye'de hangi konuların daha çok sorunlu olduğunu, hangi konulardaki kitapların daha çok yargılama konusu olduğunu anlatmak olduğunu belirtti.

Serginin oldukça ilgi gördüğüne dikkat çeken Zarakolu, şöyle konuştu:

"İsveç'te 6 çeşitli kentte kitaplar sergilendi, geçen yıl da Hollanda'nın başkenti Lahey'de özgür kitap fuarı sırasında yine sergilendi. Fakat geçen yıla kadar bu, bir yerde biraz tarih gibiydi, bir yıldır Türkiye'deki alt-üstlükten sonra bu sergi aktüel bir nitelik kazandı ve gerçekten geçen yılı bir 'felaket yılı' olarak kitap açısından nitelendirebiliriz. 30 kadar yayınevi kapatıldı ve on binlerce kitap kütüphane raflarından temizlendi. Bu konudaki sorunlu durum daha da vahim bir hal aldı...

Türkiye'de kitap yasaklama, yayınevi, gazete kapatma gibi şeyler, 1925 yılında Takrir-i Sükûn Kanunu'ndan sonra başladı."

'EN GÜÇLÜ TABU KÜRT TABUSU'

Kitap yasağına karşı bir farkındalık yaratmayı ve bilinçlendirmeyi hedeflediklerini belirten Zarakolu, Kürt tabusunun en güçlü tabu olarak, cumhuriyetin eski tabularından birisi olduğunu söyledi.

Çevirmen-Yazar Ragıp Zarakolu, şu değerlendirmede bulundu:

"Kürt tabusu cumhuriyetin en eski tabularından birisidir. Sadece Kürt tarihi ile ilgili kitaplar değil, Kürt sözlüğü, bazen Kürdistan coğrafi tanımlaması bile yasaklanabildi, hatta Kürt bayrağının renkleri değil, üç rengin bir araya gelmesine bile yasak konulabildi. Bu Kürt tabusu da gerilemişti 2000'li yıllarda fakat yeniden depreşmiş vaziyette. Örneğin, Aram Yayınları'nın 70 kadar kitabı yasaklanmış vaziyette ve bu yasaklama kararları da çok keyfi bir şekilde alınmakta. Aslında yetkili olmayan Sulh Ceza Mahkemeleri ülkenin herhangi bir yerinde kendisini kitap yasaklamakta yetkili görebilmekte. Yani herhangi bir tutuklama sırasında el konulan kitaplar eğer özellikle Kürt konusunda, Ermeni Soykırımı konusunda ya da diyelim sol veya Alevilerle ilgili bir kitapsa, bu kitaplar suç delili olarak kabul edilmekte, arkasında yasaklama kararları çıkarılabilmekte. Aslında bu hukuka aykırı bir şey çünkü bir kitabın çıkmasından sonra yasaklanması için verilen süre bir yıldır, yani dava açıp yasaklama konusunda bir yıl içinde dava açılmamışsa o kitaba hukuki olarak bir cezalandırma yapılamaz. Bundan dolayı yasaklama da yapılamaz. Bu saçmalığa artık bir son verilmesi gerekir, Türkiye açısından utanç verici bir konu ve Türkiye'nin itibarını azaltan bir uygulama ama bu bir süre böyle devam edeceğe benziyor."