Yeni Sahne Batman'daki tiyatro boşluğunu dolduruyor

Batman'da bulunan Batman Yeni Sahne tiyatro salonu kurucularından Erdal Kaya, "Dil ciddi bir bariyer gibi duruyor ilk Kürtçe tiyatro denildiğinde. Böyle bir yargı vardı ama Batman'da, Van'da, Amed’de bunu kırdık" dedi.

Yılmaz Güney Sineması Batman Belediyesi gaspçısı tarafından kapatılınca ve üstüne bir de yanınca bir grup arkadaş Batman Yeni Sahneyi kurdu. Sahne 2018’de açıldı. Aralarında sadece Erdal Kaya’nın tiyatro eğitimi, geçmişi var ancak diğer oyuncuların hepsi ya öğretmen ya avukat ya da sağlıkçı. Sahnede oynanan oyunların hepsi çoğunlukla Kürtçe. Başka dillerde oynanan oyunların bazılarını ise Kürtçeye çevirmişler. Ekonomik durumları olmamalarına rağmen ve sahneden ciddi bir ekonomik beklentisi olmayan grup, Kürtçeye yönelik erozyonu da yıkmak için yola çıkmış.

Amed, Van ve Mardin gibi şehirlerde bulunan sahnelerle de iletişim halinde olan Yeni Sahne’de Koca Dağlar Ağası, Ah Şu Gençler, Salak Oğlum, Memurin Faslı, Kaç Baba Kaç Karmakarışık, Haydi Karına Koş, Canlı Maymun Lokantası, Boyacı, Ters Evlenme, Öteki, Cimri, Serbaz oyunları gösterildi.

Asıl mesleği Edebiyat Öğretmenliği olan Erdal Kaya, üniversitede tiyatro eğitimi almış. Kaya’yla hem Seni Sahneyi hem de Kürtçe tiyatronun Kürtler açısında ne ifade ettiğini konuştuk.

‘YENİ SAHNE BATMAN'DAKİ TİYATRO BOŞLUĞUNU DOLDURUYOR’

Batman Yeni Sahne’nin kuruluş aşamasından söz eden Kaya, "2 sene önce Batman'da avukat, sağlıkçı ve birkaç öğretmenle beraber Batman Yeni Sahne diye tiyatro salonu açtık. Yeni Sahne 150 kişilik. Kendi imkanlarımızla açtık ve oyunlarımızı orada sergiliyoruz. Kürtçe ve Türkçe oynuyoruz. Beklediğimiz ilgiye biraz erken kavuştuk. Beklemiyorduk bunu. Sanırım Batman'da Yılmaz Güney sinemasının olduğu dönemde kültürel bir yapı zaten oluşmuştu ancak KHK ile kapatıldıktan ve yandıktan sonra da bu kültüre yapı kendisini bir kez daha gösterdi.

Yeni Sahne bu boşluğu dolduruyor. Açtığımızda kendi oyunumuz yoktu, Amed’den, İstanbul’dan Van’dan tiyatro grupları geldiler ve bu da etkili oldu. Batman’da yaşayan insanların buna ihtiyacı vardı. Cimri ile açtık perdemizi. Haftanın bir günü kısa film gösterimleri Cuma günleri de uzun metraj filmler gösterdik. Tabi bunları da yönetmenlerin bilgisi ve izni dahilinde yaptık" diye konuştu.

TİYATRODAKİ DİL BARİYERİ YARGISINI KÜRTLER KIRDI

"Bizim oyunlarımız ‘ben Kürtçe oyun izlesem de anlamam’ algısını yıktı" diyen Kaya, Kürtçenin tiyatroya yansımasını bir noktada asimilasyona bir cevap olduğunu belirtti. Oyunları izleyenlerin daha sonra kendilerine sık sık geri bildirimde bulunmalarından hoşnutluk duyduklarını da sözlerine ekleyen Kaya, şunları belirtti: "Kürtçe konuşamıyorum diyen insanlar bile bir sonraki sahneye ailelerini de getirdi. Aslında Kürtçe tiyatro uzun süredir Kürtlerin hayatında var, Amed Şehir Tiyatrosu çok uzun süredir var.

Keza İstanbul’da, Van’da var. Ancak sosyal medyanın etkisi son dönemde çok etkili oldu ve Batman artık tiyatro alanında İstanbul'a çok uzak değil. Bir şekilde insanlara ulaşabiliyorsunuz bu mecra sayesinde. Kürtçe tiyatro yapan az grup var ve bunların birbirlerini desteklemesi birçok insana ulaşmasını da sağlıyor. Ancak dil ciddi bir bariyer gibi duruyor ilk Kürtçe tiyatro denildiğinde. Böyle bir yargı vardı ama Batman’da bunu kırdık. Van'da da kırıldı."

HER KÜRDÜN ÖZ YAŞAMINDA BİR MİZAH VAR

Ekipte bulunan diğer kişilerin kendisi gibi daha önce tiyatro eğitimi almadıklarını, ancak her Kürdün öz yaşamında var olan mizahın yine her Kürde sirayet ettiğini kaydeden Kaya, oyunlarında ve oyunları izlemeye gelenlerde bunun etkisini gözlemlediklerini ifade etti. Kürtçe tiyatro eğitimin olmaması dezavantaj olarak güncelliğini korusa da Kürtçe tiyatronun yapılmasına bir engel olmadığına dikkat çekti Kaya, "Kendi dilimde oynadığımda kendimi çok daha rahat hissettim.

Biz Bulgar bir yazarın oyununu oynadık, Balkanlar’da 1990'lardaki savaş zamanlarını anlatıyordu. Biz Kürtçeye çevirdiğimizde, provalarda çalışırken işin içine o kadar çok Kürtçe deyim ve atasözü kattık ki farkında olmadan sanki oyun sanki Batman’da geçiyor gibi oldu. Bu seyirciyi rahatsız etmedi, eğreti durmadı. Sanırım bu da dilin etkisi. Kürtçe oynayınca izleyiciler de rahatlıyor. Ailede muhakkak birilerinin bir şekilde mizah yapmaları bizi, etkiliyor. Bizim Kürtçe Tiyatro okumak gibi bir imkanımız yok Türkiye'de. Ancak her bir Kürdün çekirdek yaşamı tiyatroya malzeme olacak kadar anı biriktiriyor" dedi.

MEVCUT OLANA MUHALİF OLMAK TİYATRONUN KENDİSİDİR

Müzik gibi tiyatronun da protest bir yerde durduğuna dikkat çeken Kaya, Türkiye'deki mevcut politikalardan kendilerini soyutlamanın imkansız olduğunu vurgulayarak, "Yani istediğin kadar suya sabuna bulaşmayacağım deyin, tiyatro yaptığın zaman ve bunu kendi dilinde yaptığında muhalif olmaktan uzaklaşamıyorsun. Zaten bu tiyatronun özünde var. Mevcut olana muhalif olmak durumu tiyatronun kendisidir" şeklinde konuştu.

‘Para kazanabiliyor musunuz?’ sorusuna ise Kaya, kazanamadıklarını, Yeni Sahnenin kuruluş aşamasında Batmanlı birçok esnafın desteği ile boya badana gibi giderleri karşılayabildiklerini, salgın sürecinden ve tiyatroların açılmasına izin verilmediğinden dolayı da var olan kirayı kurucularının ödediğini söyledi.

Kaya, "Batmanlılar sahnenin ayakta kalmasını istiyor, bizler de ama tiyatrolara hiç destek olunmadı. Türkiye'deki hükümetin sanata bakışını bildiğimiz için sahneyi ilk açtığımızda kaygımız bu topraklardaki kaygıdan farksız değildi. Pandemi süreci olmasaydı da tiyatromuz bu şekilde devam etmeyebilirdi. Bir gün gelip kapatıyoruz da diyebilirlerdi. Biz asimilasyonu hedef aldık aslında bir bakıma da. Kürtçe tiyatro yapmamızdaki en büyük neden de bu. Amcam beni arayıp çocuklarının ondan habersiz internette videolar izlemişler. Bizim oyunları izledikten sonra bu oldu" diye konuştu.

ŞILDIM BILDIM: KALİTELİ KÜRTÇE MİZAH PROGRAMI

Yeni Sahne’nin durduğu noktada Şıldım Bıldım adlı beş altı dakikalık videolarla var olan açığı kapatmaya çalışan Kaya, mizah içeren programlarını da şöyle anlattı: "Şıldım Bıldım Kürtçe bir deyim. Türkçeye çevrilince abuk sabuk gibi bir şey oluyor. Tam bir çevirisi yok. Biz pandemi sürecinde madem tiyatro yapamıyoruz o zaman başka şeyler yapalım dedik. Herkes kendi evinde görüntülü toplantılar aldı. Bu çalışma da tamamen kolektif. İsmin anlamı da formatına uyuyor. Buralarda belirli yörelerde kullanılıyor bu deyim. O hafta gündemde ne varsa, bu konuların hangisi Kürtleri ilgilendiriyor, Kürtler bundan nasıl etkileniyor, bazen de magazinsel şeyler katıp kurguluyoruz. Tepkiler inanılmaz güzel. Kaliteli bir Kürtçe mizah programı formatında Şıldım Bıldım. Zamanla kemik bir seyirciye ulaşacağımıza da inanıyoruz. Yine beklediğimizden kısa süre de oldu bu. 12 bölüm çektik. Eylül'de tekrar başlayacağız. Annem bile her hafta soruyor ne zaman yeni bölüm diye.

Konularda politika da var, gündemden uzak değiliz. Hasankeyf’ten ve oranın sular altında kalmasından, birden deniz sever Kürtlerin ortaya çıkmasından bahsettik. Aslında bir şekilde de kendi halkımıza da bir eleştiri de getiriyoruz."