İHD'den '2019' raporu: Gasp, işkence, siyasi soykırım

İHD, '2019 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu'nu açıkladı. Raporda gasp, işkence, siyasi soykırımlara dikkat çekildi. İHD, İmralı tecridinin derhal sona ermesi gerektiğine de işaret etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı Rehşan Betaray, İHD Amed Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun ve İHD Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Abdulselam İnceören, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2019 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu"nu düzenledikleri basın toplantısıyla açıkladı.

'OHAL KALICILAŞTIRILIYOR'

Bataray, 2019 yılının insan haklarını ihlallerinin yoğun artış gösterdiği bir yıl olduğunu belirterek, darbe girişimi sonrası ilan edilen ve 2 yıl uygulandıktan sonra kaldırılan Olağanüstü Hal'in (OHAL) kaldırılmasına rağmen uygulamalarla tamamen kalıcı hale geldiğine işaret etti.
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kazandığı belediyelerin gasp edilmesine ilişkin, "Seçme ve seçilme hakkına yönelik ve hukukla bağdaşır bir yanı olmayan yasaklayıcı uygulamalardır" diyen Bataray, bu durumun seçmenlere yönelik büyük bir hak ihlali olduğunu dile getirdi.

'İŞKENCE SİSTEMATİK HAL ALDI'

Kürdistan'daki insan hakları ihlallerini "Gözaltı merkezlerinde ve gözaltı yerleri dışında işkence ve kötü muamele yaygın ve sistematik bir biçimde varlık göstermeye devam etmiştir" sözleriyle anlatan Bataray, Urfa'daki Emniyet Müdürlüğü TEM Şubede işkence iddialarının soruşturulmadığını vurguladı.
Amed'in Çınar ilçesinde köylülerin evlerinde dövülmesi, Ağrı'nın Tutak ilçesinde askerlerin köylüleri yere yatırarak sırtına basması, Mardin Derik ilçesinde gözaltına alınan halka yönelik Mardin Jandarma Karakolunda uygulanan işkence ve kötü muameleye değinen Bataray, "İşkence uygulayan görevlilerin kimliklerini gizleme gereği bile duymamaları; işkencenin sistematik ve yaygın oluşunu açıklar nitelikte onlarca örnekten sadece bir kaçıdır. Özellikle kadınlara yönelik işkence ve taciz iddiaları, çok ciddi boyutlardadır. Ancak işkenceci failler ve sorumlular hakkında etkili bir soruşturmanın halen yürütülmemesi, cezasızlık politikasının tavizsiz bir şekilde her durumda uygulandığını göstermektedir. Baskı ve tehdit yöntemleri ile ifade alma, mülakat yapma, ajanlaştırma ve kaçırma olaylarına ilişkin başvuru ve ihlallerde de önemli artış yaşandığı gözlenmiştir" diye konuştu.
Yaşanan olayları insanlık dışı olarak değerlendiren Bataray, "Bu insanlık dışı uygulamalara derhal son verilmeli, başvuranlar görevlerinden alınmalı ve işlemiş oldukları fiiller nedeniyle haklarında etkili bir yargılama yapılmalıdır" çağrısı yaptı.

'6 TUTSAK YAŞAMINI YİTİRDİ'

İşkencenin yaygın ve sistematik olarak gündeme geldiği bir başka alanın hapishaneler olduğuna dikkati çeken Bataray, "Sürgünler, sağlık hakkı, işkence ve kötü muamele, disiplin soruşturmaları, tecrit etme, haberleşme, iletişim, aile görüşü haklarının kısıtlanması gibi ihlaller hapishanelerdeki öne çıkan ihlal başlıklarından olmuştur. Özellikle de sağlık hakkı ihlalinin bu süreçte yoğun bir şikâyet konusu olduğunu ifade etmek istiyoruz. Hapishanede tek başına yaşamını sürdüremeyecek, cezaevi ile hastane arasında adeta mekik dokuyan, ölümcül rahatsızlıkları bulunan ve buna rağmen tedavi edilemeyen hasta mahpusların sayısında gün geçtikçe artış meydana gelirken, tedavi olanaklarından yaralanamayan veya tahliye edilmeyen birçok hasta mahpus hastalıklarının son aşamasına gelmişlerdir. 2019 yılında sadece bölge hapishanelerinde 6 hasta mahpus yaşamını yitirdi. Derneğimiz tarafından tespit edilen verilere göre hapishanelerde 458’i ağır olmak üzere toplam 1334 hasta mahpus bulunmaktadır" şeklinde konuştu.

İMRALI TECRİDİ

"Hapishanelerdeki ihlallere değinilirken İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevindeki uygulamalar ve ihlallere de dikkat çekmek isteriz. Abdullah Öcalan ve aynı hapishanede bulunan mahpusların avukatları ve ailesiyle görüştürülmemelerinin hukuk bağdaşır bir yanı bulunmamaktadır ve ağır bir insan hakları ihlalidir" diyen Bataray, "İmralı Hapishanesi üzerindeki uygulanan ağırlaştırılmış tecrit, biz insan hakları savunucuları açısından kabul edilebilir değildir ve derhal sona erdirilmesi gerekmektedir" dedi.
Düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıların da yasaklama ve sınırlandırmalarla devam ettiğini söyleyen Bataray, açıklama ve açık hava toplantılarının valilik ve kaymakamlıkların kararlarıyla keyfi bir biçimde yasaklandığının altını çizerek, kayıp yakınlarının düzenlediği eylemin 1 Eylül 2018 tarihinden bu yana açık alanda yapılmasının yasaklandığını belirtti.
Bataray, "2019 yılı içerisinde bölgede devam eden silahlı çatışma ortamında yaşamını yitiren örgüt militanlarının cenazelerinin alınması ve ailelerine teslim edilmesi sürecinde zorluklar ve ihlaller yaşanmaya devam etmektedir" ifadelerini kullandı.

'CEZASIZLIK POLİTİKASI VAR'

Kadına yönelik şiddetinin de devam ettiğini kaydeden Bataray, şöyle konuştu: "Bölgemizde de, onlarca kadın erkek şiddetinin sonucunda katledildi. Her yerde, her kesimden, her yaşta kadın psikolojik, fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddete maruz kalmaya devam etmektedir. Türkiye’de kadınlara yönelik hak ihlallerindeki artış, mevcut hukuki düzenlemelerin hayata geçirilemediğini ve kadını yeterince koruyamadığını göstermektedir. Devlet kadına karşı şiddeti önlemek için her türlü tedbiri almalıdır. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak için, politikalar üretmelidir. Cinsiyete dayalı ayrımcılığı ortadan kaldırmalıdır. Kadına karşı şiddet uygulayan failler hakkında etkili cezalandırma yoluna gidilmeli ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmedir."
"Çocuğa yönelik şiddet, cinsel istismar, çocuk işçiliği ve ölümleri, çocuk yaşta evlilikler, anadil eğitiminin yoksunluğu ve genel olarak eğitim sistemindeki yetersizlikler kategorik olarak gündemde en fazla görünür olan ihlaller arasında yerini almaktadır" ifadeleriyle konuşmasını sürdüren Bataray, şunları söyledi: "Çatışmalı ortamların yaşandığı bölgelerde çatışma atıklarının infilakı sonucunda, çocukların yaralanmalarına ve yaşamlarını yitirişine tanıklık ediyoruz. Çocuklara yönelik hak ihlallerini önlenmeye dair tedbirler almak bir yana, çocukların haklarını güvence altına alan koruyucu yasaların yetersizliği ve uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği görülmektedir."
Türkiye’nin demokratikleşebilmesi, çatışma ve kaos ortamından uzaklaşabilmesi bakımından Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözmesinin zorunlu olduğunu bir kez daha hatırlatan Bataray, Türkiye'nin gerçek bir çatışma çözümü ile birlikte yeni ve demokratik bir anayasaya ihtiyacı bulunduğunu sözlerine ekledi.

RAPORDAN

Basın toplantısında, İHD Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Abdulselam İnceören, bölgede yaşanan hak ihlalleri bilançosunu açıkladı. İHD raporunda,  2019 yılındaki insan hakları ihlalleri çeşitli başlıklar altında şöyle yer aldı:

YAŞAM HAKKINA YÖNELİK İHLALLER

"Keyfi öldürme, silah kullanma yetkisinin ihlali veya dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle; Güvenlik güçleri tarafından vurulan 5 kişi yaşamını yitirdi, 8 kişi yaralandı. Köy korucuları tarafından vurulan 1 kişi yaralandı. Hapishanelerde 4’ü intihar olmak üzere 10 mahpus yaşamını yitirdi. Resmi hata ve ihmal sonucu 4 kişi yaşamını yitirirken, 102 kişi ise yaralandı. Zırhlı araç çarpmaları sonucu; 1’i çocuk 3 yurttaş yaşamını yitirdi, 1 çocuk ise yaralandı. 5 asker ve polis, intihar ettikleri iddia edilerek şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
2019 yılında; 1 siyasi parti yöneticisi ve 2 avukat saldırı sonucu yaşamını yitirdi. 4 siyasi parti yöneticisi, 6 öğretmen, 1 gazeteci, 1 Yerel yönetici, 2 Avukat ve 1 sağlık görevlisi gerçekleşen saldırılarda yaralandı.
Bölge kentlerinde gerçekleşen silahlı çatışmalarda; 50 güvenlik görevlisi yaşamını yitirirken, 83’ü de yaralandı. 319 silahlı örgüt militanı yaşamını yitirdi. Çatışmalar arasında kalan 12 sivil yaşamını yitirirken, 23 sivil de yaralandı.
Sınır hatlarında 1 kişi vurularak yaşamını yitirdi. Kuzey Doğu Suriye bölgesine yönelik başlatılan “Barış Pınarı” isimli askeri operasyon sırasında, 2’si çocuk ve 1’i kadın olmak üzere 16 yurttaş, sınır hattındaki yerleşim bölgelerine isabet eden savaş mühimmatları nedeniyle yaşamı yitirdi. 71 yurttaş ise yaralandı.
Mayın patlamalarında 2’si çocuk 3 kişi yaşamını yitirdi, 1 çocuk ise yaralandı.   
5 çocuk, 24 kadın ve 18 erkek olmak üzere 47 kişi, kuşkulu bir biçimde ölü olarak bulundu.

ÇATIŞMALI ORTAMDA MEYDANA GELEN İHLALLER 

8 kent ve bu kentlere bağlı 24 ilçe sınırlarında bulunan yüzlerce bölgeyi kapsamına alacak şekilde toplamda, 23 kez özel güvenlik bölgesi ilanları gerçekleşti. Bazı bölgelerdeki ilanlar, periyodik şekilde uzatıldı. 4 kent merkezi ve bu kentlere bağlı 12 ilçede bulunan 245 köy/mahalle ve bu köy/mahallere bağlı bulunan onlarca mezrayı kapsamına alacak şekilde toplamda, 16 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yaşamını yitiren en az 5 örgüt militanına ait cenazeye işkence ve kötü muamelede bulunuldu. Yaşamını yitiren örgüt militanlarının defin edildiği mezar/mezarlıklar, en az 5 kez tahrip edildi.

KADINLARIN VE ÇOCUKLARIN YAŞAM HAKLARININ İHLALİ

17 kadın intihar etti, 1 kadın da intihar teşebbüsünde bulundu.33 kadın aile içi şiddet sonucu katledildi, 41 kadın ise maruz kaldığı şiddet sonucu yaralandı. 15 kadın toplumsal yaşamda saldırı sonucu katledildi, 21 kadın ise maruz kaldığı şiddet sonucu yaralandı. 14 kadın cinsel saldırıya maruz kalırken, 7 kadın ise fuhuş yapmaya zorlandı.
3 çocuk intihar etti, 2 çocuk da intihar teşebbüsünde bulundu. 3 çocuk aile içi şiddet sonucu katledildi, 6 çocuk ise yaralandı, 1 çocuk cinsel istismara maruz kaldı. 3 çocuk toplumsal yaşamda maruz kaldığı şiddet sonucu katledildi, 4 çocuk ise yaralandı. 1526 çocuk cinsel istismara maruz kaldı. 2 çocuk kaçırılarak alıkonuldu ve 3 çocuk ise fuhuş yapmaya zorlandı.

İŞKENCE

En az 67 kişi gözaltında işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldı. 125 kişi gözaltı yerleri dışında (sokak-ev baskını) işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 150 mahpus, cezaevinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 16 kişi güvenlik güçlerinin ajanlık dayatmalarına maruz kalırken, 12 kişi de tehdit edildi. 167 kişi, toplumsal gösterilere yönelik gerçekleşen müdahalelerde yaralandı.

KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜ VE GÜVENLİĞİNE YÖNELİK İHLALLER

50’si çocuk 2 bin 987 kişi gözaltına alındı. 3’ü çocuk 511 kişi tutuklandı. 17 kişi hakkında ev hapsi verildi. 2 bin 81 ev/işyeri baskını yapıldı.

DÜŞÜNCE VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK İHLALLER

Düşüncelerinden dolayı; 20 soruşturma dosyasında 105 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. 17 dava dosyasında 132 kişi hakkında dava açıldı. Aralarında siyasetçi, gazeteciler ve kamu emekçilerinin de bulunduğu 31 dosyada 110 kişi hakkında değişik hapis ve para cezaları verildi. 20 siyasi parti binası, 3 seçim bürosu, 3 sendika binası ve 6 belediye binası saldırı veya baskına uğradı. 4 Siyasi parti hakkında kapatılma davası açıldığı öğrenildi. Güvenlik güçleri tarafından 58 toplumsal gösteri veya açık hava toplantısına müdahale edildi. Toplantı veya gösteriler, kimi kentlerde süresiz, kimi kentlerde ise 15 günde bir ya da her ay yenilerek yasaklandı. 2019 yılında 80 kez yasaklama kararı açıklandı.

HAPİSHANELERDEKİ HAK İHLALLERİ

103 mahpus, gerekçe gösterilmeden sürgün/sevk edildi. 64 mahpus sağlık hakkı ihlaline maruz kaldı. 4 mahpus ve aileleri arasındaki görüşmeler engellendi. En az 39 mahpus tecrit ve izolâsyona maruz kaldı. En az 12 mahpus hakkında soruşturma başlatıldı. En az 6 mahpusun haberleşme hakkı engellendi. En az 20 mahpus hakkında disiplin cezası verildi.

EKONOMİK VE SİYASAL HAKLARA YÖNELİK İHLALLER

Güvencesiz çalışma koşulları sonucu meydana gelen iş kazalarında; 11 işçi yaşamını yitirdi, 14 işçi yaralandı. 492 kişi işten çıkarıldı. 147 kişi görevinden alındı. 1 kişi ihraç edildi. 140 işçiye ücretleri ödenmedi.

BELEDİYELERİN GASP EDİLMESİ

2019 yılında HDP’li belediyelere yönelik kayyım atamaları yapıldı.  6 belediye eşbaşkanı, 51 meclis üyesi ve 4 il genel meclis üyesinin mazbataları verilmedi. 3’ü büyükşehir, 1’i il, 24 ilçe ve 3 belde belediyesine kayyım atandı. Gözaltına alınan 47 belediye eşbaşkanından 27’si, 54 belediye meclis üyesinden 16’sı tutuklandı. 32 belediye eşbaşkanı, 61 belediye meclis üyesi görevden alındı."