ÖHD: İmralı'da her gün ağır tecrit var

ÖHD, en ağır tecridin İmralı'da uygulandığına dikkat çekerek, "Guantanamo ile İmralı aynı kara deliklerin farklı halleri" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecride dikkati çeken ÖHD Genel Merkez Yöneticisi Berdan Acun, “Herkes hukuka uymayla yükümlüdür. Hukuka aykırı bu uygulamanın sonlandırılması için kamuoyunu duyarlılığa davet ediyoruz” dedi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi, dernek binasındaki basın toplantısında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride dikkat çekti. Toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Remziye Tosun, Musa Farisoğulları, Öcalan’ın vasisi Mazlum Dinç, HDP Amed İl Yönetimi ve Gençlik Meclisi, 78’liler Derneği, Demokratik İslam Kongresi ve ÖHD üyeleri katıldı.

‘EN TEMEL HAKLAR HER GÜN İHLAL EDİLİYOR'

ÖHD Genel Merkez Yöneticisi Berdan Acun, Türkiye’nin taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen bu bildirge kapsamında insanın doğuştan sahip olduğu temel haklarının ihlaline her gün tanık olduklarını belirtti.

'EN AĞIRI İMRALI'DA'

Acun, bu hak ihlallerinin başında; tecrit, yaşam hakkı ihlali, işkence, kötü muamele, dil ve kültür asimilasyonu, kadın katliamları, çocuk istismarı, inanç sömürüsü ve cezasızlığın geldiğini ifade etti. Acun, cezaevlerinde yaşanan tecridin en ağırının İmralı Adası’nda yaşandığını kaydetti. Acun, adanın denizden, karadan ve havadan kilometrelerce yasak bölge ilan edildiğine, esas özelliğinin ise bağlantısızlığı olmasına işaret etti.

TECRİTLE NE AMAÇLANIYOR?

Acun, İmralı ile sistem arasındaki bağlantının, Öcalan’ı sadece “güvenlik” öncelikli bir mekâna yerleştirmek olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Ayırmayı, farklılaştırmayı, tekilleştirmeyi, ayrıştırmayı, ağır cezalandırmayı, itaate zorlamayı amaçlamaktadır. İşte tam bu açıdan tecrit sistemi bir cezalandırma rejimi değil, bir yöntemin tekniğidir. Bu teknik demokrasiyle, hukukla bağdaşmamaktadır. Tecrit, sadece içerideki mahpus için değil, başta aileler ve toplum üzerinde de uygulanır. İçeride mahpusa psikolojik baskı yapılırken, dışarıda mahpusların manipüle edilmesine ilişkin metotlar geliştirilip kitleler etki altına alınmaya çalışılır.”

GUANTANAMO BENZETMESİ

İngiltere Temyiz Mahkemesi'nin, Guantanamo’da hapsedilen İngiliz vatandaşı Ferroz Abbasi'nin açtığı davanın, “kişinin hukuki bir kara delikte” keyfi biçimde hapsedildiğine karar verilmesi ile sonuçlandığını hatırlatan Acun, “Bu tarihten sonra Guantanamo için ‘hukuki bir kara delik’ belirlemesi sıklıkla kullanılır oldu. Aslında Guantanamo ile İmralı aynı kara deliklerin farklı halleridir. Bu zımni bir hukuk rejimidir” diye konuştu.

'SAYIN ÖCALAN'IN HAKLARINI KULLANMASI ENGELLENİYOR'

Anayasa, Ceza Mahkemesi Kanunu (CMK) ve diğer ilgili mevzuatta cezaevleriyle ilgili birçok düzenlemenin söz konusu olduğunu dile getiren Acun, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Cezaevinde tutulan herkesin ailesiyle, avukatlarıyla, dış dünyayla iletişimi güvence altına alınmıştır. Yıllardır, İmralı Cezaevi’nde tutulan Sayın Öcalan bu haklarını kullanamamaktadır. Bu haklarından yararlandırılması takdiri değil, zorunluluktur. Hukuk iktidarlara, partilere, kişilere göre düzenlenemez. Toplumsal düzenin sağlanmasını düzenler. Dolayısıyla herkes hukuka uymayla yükümlüdür. Hukuka aykırı bu uygulamanın sonlandırılması için kamuoyunu duyarlılığa davet ediyoruz.”