Özgürlük hareketinin ilk aldığı belediyelerin öyküsü -I-YENİLENDİ

Edip Solmaz, 1979 yılından Batman'da belediye başkanı olarak seçimi kazandı. Özgürlük hareketinin belediye seçimlerini kazanması bütün Kürdistan’da ses getirdi.

Günümüzün Kürt siyasi yaşamına yabancı olmayan bir sembol kullanılmıştı… Kürdistan’da tarih sahnesine yeni çıkan bir avuç gence göre ağaç “gelişmeyi, ilerlemeyi ve bütünleşmeyi simgeliyordu”, “Yurtsever halkımız” sözleriyle başlayan afişlerde “ağacın altına evet mührünü basın” deniliyordu. Türk devleti Kuzey Kürdistan’da petrol arama çalışmalarına 1930’lu yılların ortalarından itibaren başlamıştı. Mardin, Siirt ve Amed üçgeninde olduğu tahmin edilen petrol bir türlü bulunamıyordu.

1940 yılına gelindiğinde Raman dağının eteklerine 7 kuyu kazıldı. Fakat sonuç yine değişmemişti. 1946 yılının Ocak ayında Gercüş’e bağlı Yakıtlı Köyünden (Hermês) Ankara’ya ulaşan haber, Kürtçe adı Êlih (Iluh) olan aynı zamanda civardaki kent ve kasabaların da kaderini değiştirecekti. 1955’te Türkiye’nin ilk petrol rafinesi bölgede kurulunca, 1957’de Iluh’un Bucak statüsü değiştirilerek Siirt’in bir ilçesi haline getirildi.

KÜRDİSTAN'IN İŞÇİ SINIFI KENTİ: BATMAN

Yeraltı zenginlikleriyle dolu Kürdistan’ın ortasında yeni doğan bu kent, komşu illerden aldığı göçle hızla büyüdü, 1970’lerin başında nüfusu yüz bine yaklaştı. Burası artık binlerce petrol emekçisiyle Kürdistan’ın işçi sınıfı kenti oluyordu. Batman hem Türkiye sol hareketleri hem de yeni yeni filizlenen Kürt örgütleri için fevkalade bir mücadele ve örgütlenme sahası sunuyordu. Örneğin Batman, 1967 yılında Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) “doğu mitingleri” adını verdiği ve dönemin sosyalist hareketinin liderlerinden Behice Boran’ın da konuşma yaptığı kitlesel gösterilerden birisine ev sahipliği yaptı.

Yine Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) 12 Mart 1971 darbesinde kapatılmadan hemen önce Batman’da şubesini açacaktı. 1973 yılında ise Ankara-Çubuk barajında ilk kez bir araya gelen, ardından Tuzluçayır ve Dikmen toplantılarıyla gruplaşma kararı alan Abdullah Öcalan liderliğindeki Apocular yönünü Kürdistan’a çevirdiğinde Batman en önemli istasyonlardan birisi olacaktır. Sayıları iki elin parmak sayısını geçmeyen grubun üyeleri 1974-1976 yıllarının aralığında Kürdistan’a dağıldılar. Örneğin Haki Karer Antep’e, Cemil Bayık Urfa’ya, Ali Haydar Kaytan Dersim’e, Duran Kalkan Amed'e, Mehmet Hayri Durmuş Bingöl'e gidecektir. Amaç sahada Kürt toplumunu tanımak, analiz etmek ve buna göre örgütlenme ağını kurmaktır.

ÖNCE ‘TALEBELER’, SONRA ‘KÜRDİSTAN DEVRİMCİLERİ’…

18 Mayıs 1977 Antep’te katledilen hareketin öncü kadrolarından Haki Karer’in aslında ilk görev yeri Batman’dır. Kısa süreliğine Batman’da kalan Karer, Kürtçe bilmemesi ve Türk olmasından kaynaklı olarak gruba “Kürtçe bilen bir arkadaş yanıma gelirse iyi olur” notunu gönderdi. O dönem 20 yaşına yeni giren Mazlum Doğan, yıllar sonra 12 Eylül 1980 darbesi sonrası kurulan Türk rejiminin askeri mahkemelerinde yapacağı savunmada notu duyduğunda şu tepkiyi gösterdiğini aktaracaktır: “Haki arkadaşın Batman’da birisine ihtiyacı olduğunu duydum, çırpındım illa Haki'nin yanına gideceğim dedim.”

Apocular için Batman zor bir sahadır. Çünkü kentin hemen hemen bütün köşe başlarında Türkiye sosyalist hareketleri veya diğer Kürt oluşumlar örgütlüdür. Mazlum Doğan bu yüzden olacak ki önce ortaokul-liseli gençleri örgütlemeye koyulur. Onlarla arkadaşlık kurmak için derslerine, hatta ev ödevlerine yardımcı olur. Mazlum Doğan, cüzi bir fiyata yemek yenilen “Fakirhane” isimli mahalle arasındaki küçük bir lokantada gençleri örgütlemeye başlar.

1976 yılının Batman’ın gelindiğinde Apocu hareket kendi tarihinde bir ilki gerçekleştirir. Mazlum Doğan’ın inisiyatifiyle Batman Devrimci Liseliler Derneği kurulmuştur. Bu dernek aynı zamanda hareketin Kürdistan’da bilinen ilk legal derneğidir. Önce “Talebeler” sonra da “Kürdistan Devrimcileri” olarak isimlendirilen Apocular, genç yaşlarına rağmen bilgi, cesaret ve devrimci duruşlarıyla öne çıktılar. Kürdistan tarihinde geri sayım başlamıştır, Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) kurulmasına neredeyse bir yıl kalmıştır. Deyim yerindeyse hareketin attığı tohumlar Batman’da tutmuştur…

MÜCADELENİN ÖNCÜ KADROLARI BU KÜÇÜK KENTTEN ÇIKTI

PKK’nin startını vereceği siyasal ve silahlı mücadelenin öncü kadroları bu küçük kentten çıkacaktır. Mahsum Korkmaz (Egid), Veysi Güzel, Ahmet Kurt, Mahmut Tanrıkulu, Ahmet Ergin (Rizgar), Gurbet Aydın (Ozan Mizgin), Mehmet Şah Deniz, Ahmet İbin (Cahit) bunlardan sadece birkaçı. Ortaokul-lise öğrencilerinin ardından öğretmenler, daha sonra da petrol işçileri arasında örgütlenen hareket sessiz-sedasız ev-ev, mahalle-mahalle örgütleniyor, sonraki yıllarda bütün Kürdistan ve diasporaya yayılacak hareketin örgütlenme modeli de şekilleniyordu.

Artık girilmeyen tek bir alan kalmıştır; legal siyaset. 1977 yılının Aralık ayında gerçekleşen yerel seçimlerde Apocular, Batman’da legal siyasete katılma girişiminde bulundular. Ancak belediye başkanlığı için “bağımsız” aday olarak gösterdikleri İbrahim Ramanlı 130’ya yakın oy aldı. Girişim başarısızlıkla sonuçlanmıştır, fakat bu hareketin kadroları için bir tecrübe niteliğindedir ve sandıktan çıkan cüzi bir oy onlara daha kat etmeleri gereken çok yolun olduğunu göstermiştir.

SIRA LEGAL SİYASETE GELMİŞTİ

İki yıl sonra ise Temmuz 1979’da Batman belediye başkanı Şahabettin Bağdu görevinden istifa etti. Bunun üzerine Türk devleti belediye başkanı seçimlerinin 14 Ekim 1979 günü yeniden yapılmasına karar verdi. Bu arada 27 Kasım 1978’de PKK Lice’nin Fis köyünde kuruluş kongresini yapmış, 18 Mayıs 1978 günü hareketin Hilvan’daki öncü kadrolarından Halil Çavgun’un katledilmesinden sonra silahlı bir direniş başlatılmış, hareket artık kitlelerin gözünde rüştünü ispatlamıştır.

Batman’da yenilenecek seçimlerde ise PKK hareketi sıranın legal siyaset alanı olduğunu göstermek için dört kolla 14 Ekim seçimlerine hazırlanma kararı aldı. Aslında o dönemin öncü kadrolarının aktardığına göre amaç çok da Ankara rejimine bağlı olan bir belediyeye girmek değildir. Hareketin bir amacı da Kürdistan’da halkı yönetmeye talip olduğunu göstermektir.

Apocular bu yüzden o dönemin ifadesiyle bir “halk önderini” aday göstermeye karar verdi. 27 yaşındaki Edip Solmaz “bağımsız aday” olarak gösterilir, ancak PKK hareketinin bir kadrosu olduğunu Batman’da bilmeyen yoktur. Kadro ve sempatizanların işi hiç de kolay değildir. O yıllarda bütün Kürdistan’da olduğu gibi Batman’da da yerel yönetim sistem partileriyle çalışan aşiretlerin ve belli başlı ailelerin elindedir.

Solmaz ise askeri okuldan mezun olduktan sonra üsteğmen olmuş, 1975’de Lice depremi sonrasında depremzedelere yardım için bölgeye gönderilmiştir. Görevli olduğu birliğin komutanın yaşamını yitiren Liceliler için “atın şu leşleri bir kenara” gibi hakaretlerle bulunması onun istifasını tetiklemiş, soluğu yeniden memleketinde almıştır. O yıl Batman’a dönen Solmaz, hareketle tanıştı. Zaten yakın arkadaşlarından birisi de Mahsum Korkmaz’dır.

14 EKİM 1979’DAKİ SEÇİMLERDE AĞAÇLI ADAY!

Apocu hareket Edip Solmaz’ı aday olarak göstermesi ise herkesi şaşırtmıştır. Şüphesiz Solmaz’ın ailesi ve çevresi bile onun kazanma şansının olmadığını düşünüyordu. Batman’da sistem partilerinin kaybedeceğine ve aşiret düzenin siyasi bir darbe alacağına hareketin kadro ve örgütlü sempatizanları dışında kimse ihtimal vermiyordu. Ne de olsa Solmaz halkın sıradan bir evladıydı ve henüz daha sonraki yıllarda Kürdistan’ı ve bölgeyi sarsacak hareketin gücü fark edilmemişti. Solmaz’ın seçim logosu ise bir ağaçtı. O'nun deyimle ağaç gelişimi simgeliyordu.

Hareketin kıt imkanlarla bastırıp kentte dağıttığı afişlerde şöyle yazıyordu: “Gelişmeyi, ilerlemeyi ve bütünleşmeyi simgeleyen ağacın altındaki yuvarlak boşluğa EVET mührünü basın.” Solmaz adaylığını açıkladığı sırada ise yerel basına şöyle bir açıklama yaptı: “Şimdiye kadar feodalin (ağanın, şeyhin) ve tefecinin elinde olan belediye yönetimini yurtsever halkımızla berabere alarak, tüm belediye olanaklarını Batman halkının hizmetine sunacağız. Buna inancımız sonsuzdur. Gücümüzü yurtsever halkımızdan, ilericiden, devrimcilerden alıyoruz.”

Türk devlet güçleri şüphesiz sahada en az 50 PKK kadrosunun çalışmalarını yürüttüğünden, halkın ilgisinden ve Solmaz’ın kim olduğundan haberdardır. 14 Ekim için geri sayım başladığı günlerde dört koldan devlet ve yerel işbirlikçiler harekete geçtiler. Önce Solmaz’ın seçim logosu yasaklandı, sonra seçim mitinglerine kaymakamlıktan izin çıkmadı. İşte o günlerde Batman’daki yerel gazetelerde şöyle bir haber çıkar:

“Bağımsız belediye başkanı adayı Edip Solmaz seçmenlere seslenerek daha önceden seçimde kullanmayı düşündükleri ağaç ambleminin bürokratik engeller yüzünden yüksek seçim kurulunca kabul edilmediğini, bu nedenle de bağımsız adayların bazı çevrelerce bir kez daha baltalandığını söylemiştir. Solmaz açıklamasında buna rağmen kendi güçlerinden bir şey kaybetmediklerini, bu kararın kendilerini daha da çalışmaya teşvik ettiğini belirterek sözlerini şöyle tamamlamıştır: Sayın yurtseverler daha önce sembol olarak belirttiğim ağaç kabul edilmemiştir. Seçim günü sandık başına giderken oy pusulasında ağacı aramaya kalkıp, yanlışlığa kapılmayın. Yapacağınız tek şey isimlerin altındaki yuvarlağın içine evet mührünü basmaktır.”

3876 OYLA GELEN BAŞARI…

Bu arada mahalle komiteleri ve seçim komisyonları kuran hareketin kadroları büyük bir özveriyle özellikle gençleri ve kadınları seçim için örgütlemeye koyulmuştu. Bir aylık seçim kampanyası sırasında Edip Solmaz’ın mütevazi kişiliği, ev ev dolaşması, kadro ve sempatizanların özverili çalışması Batman halkının dikkatini çekmişti.

Ayrıca Kürt hareketinin Batman’da öne çıkması ve seçim kampanyasına ağırlık vermesi Ankara’da da yankılanıyordu. Dönemin AP genel başkanı Süleyman Demirel ve MSP genel başkanı Necmettin Erbakan adaylarını desteklemek için bu küçük ilçeye gitti. Ancak 14 Ekim’de gerçekleşen ve 14 bine yakın kişinin oy kullandığı seçim sonuçları Ankara’yı şoke edecekti. Edip Solmaz 3876 oyla seçimi kazandı. Solmaz, dönemin iktidar partisi Demirel’in Adalet Partisi’ni 199 oy farkla geçmişti. Diğer Kürt hareketlerinin adayı Lütfi Baksi ise 751 oy almıştı.

Apocuların Batman’da belediye seçimlerini kazanması bütün Kürdistan’da ses getirdi. İnsanlar yıllarca süre gelen ağa-aşiret düzenin yıkılabileceğini, sistem partilerinin kaybedebileceğini gördü. Bu kelimenin gerçek anlamıyla bir başkaldırı, eskiye, sömürgeci siteme güçlü bir itirazdı. Bu nedenle seçim başarısı adaydan çok toplumsal bir dönüşümü ve zaferi ifade ediyordu. Seçim sonuçlarına en çok sevinenlerden birisi de Mahsum Korkmaz’dır. Ablası Maşallah Korkmaz seçim akşamı onun sevincine şu şekilde tanıklık etmiştir: “Gece yarısı radyodaki haberlerde Batman sonuçları açıklandığında ‘Abla kazandık kazandık’ diye bağırdı. Attığı sevinç çığlıkları hala gözlerimin önündedir.”

CHP KAZANMAYINCA YOL İNŞAATI DURDU…

Ancak Edip Solmaz’ı ve Apocuları zor bir görev bekliyordu. Seçim sonuçlarını Batman gazetesine değerlendiren Solmaz “Halkımız kendi belediyesine sahip çıkmıştır. Seçim öncesi söylediklerimizi icraatımızla yerine getirmeye çalışacağız” diyordu. Ancak seçimin hemen ertesinde Türk devleti Batman belediyesine karşı ilk icraatlar için düğmeye basmıştı bile. Seçim öncesi yol betonlaması işinde çalışmak üzere Batman’a gönderilen Elazığ YSE müdürlüğüne ait ekip ve araçlar CHP kazanmayınca görevi bırakmaları istenmişti. Solmaz bu duruma şöyle tepki vermişti:

“Seçim yatırımı ve göz boyamak için ilçemize gönderilen araç ve gereçler seçimi kazanmamızdan sonra geri çağrılmışlardır. Seçimi kazanmamızı hazmedemeyenler ilçemizin yollarını olduğu gibi bırakarak halkımızı cezalandırmak istemektedirler. Her şeye rağmen betonlama çalışmaları Batman karayolları ekiplerince aralıksız sürdürülmekte olup hava koşulları elverdiği sürece çalışmalar devam edecektir.”

Bu arada Edip Solmaz'ın belediye başkanı olduğu günlerde Türkiye ciddi bir ekonomik kriz içindeydi. Bu krizin Kürdistan il ve ilçelerine yansıması daha yıkıcıydı. Ekonomik kriz nedeniyle Batman’da da gıda sıkıntısı yaşanıyordu. Özellikle kömür ve un bulmak neredeyse imkansızdı. Kente gelen gıda halka adaletsiz bir şekilde dağıtılıyordu. Edip Solmaz bu yüzden ilk demecinde “Fiyat kontrol ve denetim sistemini mutlaka işler hale getireceğiz” diyordu.

Çünkü Kürdistan ve Türkiye'nin birçok şehrinde olduğu gibi Batman’da da karaborsa almış başını gidiyordu. Kentte gelen gıdaların karaborsanın eline geçmemesi için iş hareketin kadrolarına, özellikle de Mahsum Korkmaz’a düşmüştü. Kente gelen kamyonlar teker teker aranıyor, toptancıların depolarına bakılıyor, un, yağ ve kömür gibi ürünler halka eşit dağıtılıyordu. Kentin kömür ihtiyacını gidermek için ise Solmaz bizzat Şırnak’a gitmiş, kömür ocaklarını işleten şirketle anlaşıp kente 1980 kışı için kömür getirilmesini organize etmişti.

HALKIN UMUDUNU BOŞA ÇIKARMADI

Halkın devrimcilere ve Kürtçülük yapanlara karşı o güne kadar süre giden klişeler, ezberler bozuluyordu. Her çevreden Solmaz’a övgüler yağıyordu. Batman gazetesinin sahibi Nizamettin İzgi, köşesinde birinci ayı dolmak üzere olan Solmaz’ın başkanlığını şu sözlerle değerlendiriyordu: Belediye başkanlığı seçiminin birinci ayını geride bırakırken başkanımızın bazı icraatları dikkatimi çekmeye başladı. Edip Solmaz tüm imkansızlıklara rağmen ‘işimiz çok zor ama halkımızla el ele verip bütün sıkıntıları ortadan kaldıracağız’ derken gelecekten de ümitli olduğunu vurgulamaya çalışıyor. Bugün halkın en çok sıkıntı çektiği şeylerin başında yakacak gelmektedir. Belediyenin Şırnak’tan sağladığı 3 bin ton kömürün bir kısmının taşınmasına başlanırken, diğer taraftan gaz satışını denetim altına alması elbette güzeldir.

Elden geçirilerek çalıştırılmaya başlatılan zabıta ve temizlik işleri servisleri işlerinin bilincine vararak ev ev dükkan dükkan gezip halkı kurallara uymaya, sokağa çöp atmamalarını hatırlatmada yepyeni bir düzeni uygulamaya koymaları da bir başka olaydır. Biz gününde dediğimiz gibi belediyenin işinin zor olduğunu, şimdi de söylüyoruz. Buna rağmen yönetimin bunu başaracağına da inanıyoruz. Sonuç olarak bugün belediyenin çalışmaları gerçekten takdir edilmektedir. Temennimiz izlenen yolun sonuna kadar devam ettirilerek halkımızın umudunu boşa çıkarmamaktır.”

Tüm bu övücü sözleri Edip Solmaz daha başkanlığının birinci ayını doldurmadan alıyordu. Ancak Solmaz hem bu çalışmalarından hem de Apocu kimliğinden dolayı sadece devletin değil, aynı zamanda gerici güçlerin de hedefindeydi. Kolluk güçleri açıktan zaten daha seçilir seçilmez Solmaz’ı “İlk maaşını alamayacaksın” diyerek tehdit etmişlerdi.

Tetikçiler Solmaz’ın başkan olmasının 28. gününde, 12 Kasım 1979 günü harekete geçtiler. O akşam şoförüne yalnız eve gideceğini söyleyen Solmaz, evinin yakınlarında kurşunların hedefi oldu. Solmaz’a suikastı yüzbaşı Temel Cingöz örgütlemişti. Daha sonra 12 Eylül cuntasının işkencecilerinden olacak Temel Cingöz, yıllar sonra 1991’de, Adana Bölge Jandarma Komutanı görevini yaptığı sırada Dev-Sol militanları tarafından öldürülecekti.

SOLMAZ’IN YERİNE BİR YÜZBAŞI ATANDI…

Batman halkı ise Edip Solmaz’ı son yolculuğunda yalnız bırakmayacak, on binlerce kişi sokaklara dökülerek cenaze törenine katılacaktı. 1977’de Antep’te Haki Karer, 1978’de ise Hilvan’da katledilen Halil Çavgun’un ardından Solmaz’ın şehadeti, Öcalan ve arkadaşlarının örgütlemeye çalıştığı halk hareketinin dönüşü olmayan bir yola girdiğinin işaretiydi.

Solmaz’ın katledilmesiyle boşalan belediye başkanlığı koltuğuna dönemin Ankara hükümetinin Bakanlar Kurulu 7 Aralık 1979 tarihli bir kararnameyle Batman kaymakamını atadı. Ancak kaymakamlık koltuğu da boş olduğu için Ahmet Antep isimli bir yüzbaşı yine Bakanlar Kurulu’nun kararıyla hem kaymakamlık hem de belediye başkanlığının başına getirildi. Bir Türk askerinin Kürdistan’da bir kentinin başına getirilmesi aslında halk hareketinin büyüme göstermesi durumunda Türk devletinin çekinmeden hayata geçireceği icraatlarının da habercisiydi.

Kısacası Batman’ın 1976-1979 yılında yaşanan gelişmeler ve Solmaz’ın belediye başkanlığı deneyimi hareketin tarihinde “emekleme dönemi” olarak adlandırılan süreçte birçok açıdan verimli geçmişti. Bu tecrübeler daha sonraki yıllarda Kürdistan’ın diğer kentlerinde şüphesiz işe yarayacaktı. Her ne kadar 28 gün sürmüş olsa da 12 Eylül 1980 cuntasının ayak seslerinin geldiği bir süreçte Batman’da halkın iradesinin bütün zorluklara rağmen iktidara gelebileceğini göstermişti. Apocu hareket ise Batman’da girdiği sınavı geçmişti. Sıra artık diğer kent ve kasabalardaydı…

Yarın: Hilvan’ın lastik ayakkabılı belediye başkanı…

* Stêrk TV’de yayınlanan “Serhildan” belgesinin on birinci, on ikinci ve on üçüncü bölümlerinden yararlanılmıştır.