DTK ve TJA: İmralı'ya gidilmeden ikna olunmaz!

DTK ve TJA, derhal avukatlar ve ailelerin İmralı'ya gitmesi gerektiğini belirterek, "Bu görüşme olmadan yapılacak hiçbir açıklama ikna edici olmaz" dedi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Özgür Kadın Hareketi (TJA), İmralı'daki yangına ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.

'YANGIN DEVAM EDEBİLİR'

DTK ve TJA'nın ortak açıklaması şöyle:
"Sayın Abdullah Öcalan ile birlikte Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’ın tutuklu bulunduğu İmralı Adası’nda bir orman yangının çıktığı haberini basından öğrenmiş bulunmaktayız.
Bursa'nın Mudanya ilçesinden büyükşehir ve ormana ait itfaiye ekipleri deniz yoluyla İmralı'ya ulaştırılmaya çalışılsa da denizdeki fırtınanın gemi seferini güçleştirdiği belirtilmektedir.
Lodosun etkisiyle büyüyen yangına müdahale edildiği ileri sürülmesine rağmen çam ağaçları ve zeytin ağaçlarının bulunduğu adadaki yangın şiddetli lodosun etkisiyle devam edebilir.

'AVUKATLAR VE AİLELER İMRALI'YA GİTMELİ'

Hangi nedenlerle çıktığı henüz belli olmayan bu yangın hakkında Adalet Bakanlığı başta olmak üzere hükümet yetkilileri bir an önce açıklama yapmalıdır. Hemen akabinde Sayın Öcalan’ın ve diğer tutsakların avukatları ve aileleri ile görüştürülmeleri sağlanmalı ve onların bir an önce daha güvenli bir yere nakledilmesi gerekmektedir.
İkna edici ve doyurucu açıklama ancak bu görüşmeden sonra olabilecektir. Bu görüşme sağlanmadığı sürece hükümetin yaptığı açıklamalar yeterli olmayıp eksik kalacaktır.

'TECRİDİN SÜRDÜRÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİL!'

Uzun süreden beri devam eden mutlak tecridin bu şekilde sürdürülmesi artık mümkün değildir. 21 yıldır İmralı Adası'nda tutuklu bulunan Sayın Öcalan üzerinde sürdürülen mutlak tecridin geldiği aşama artık kabul edilemez. 2016 FETÖ darbe girişimi başta olmak üzere sonrasında gelişen negatif durumlar artık Sayın Öcalan’ın içinde bulunduğu koşulların değiştirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Bu nedenle Türkiye hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecek olan mutlak tecridin yarattığı gerilim yetmezmiş gibi çıkan yangınlar ve olağanüstü durumlar toplumumuzu germeye devam etmektedir. İhtiyacımız olan şey gerginlik ve kaos değil, demokratik toplum değerlerinin karşılık bulduğu bir yaşam umududur.

ÇAĞRI

Bu bağlamda ulusal ve uluslararası demokratik toplumu, demokratik kitle örgütlerini, basın ve kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz."