KJK: 15 Şubat kadınlara karşı en büyük komplodur

KJK Koordinasyonu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası 15 Şubat komplosunu kınayarak, “asla kabul etmeyeceklerini” belirtti. KJK, Öcalan için “kadınların hakiki dostu” dedi.

15 Şubat 1999’da Öcalan’ın esaret altına alınmasıyla sonuçlanan uluslararası komplonun 21’inci yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, “kalleş komployu öfke ve nefretle” kınadı. KJK, komployu aynı zamanda “insanlık tarihinde kadınlara, kadınların özgürleşme tarihine karşı geliştirilmiş en büyük bir komplo” olarak değerlendirdiklerini belirtti.

KJK’nin yazılı açıklaması şöyle:

“Reber Abdullah Öcalan’ının 15 Şubat 1999 yılında ulusalar arası komplo ile yakalanıp Türkiye getirilişinin 21’inci yılındayız. Bu komplo hegemonik sistemin başı ABD ve Onun stratejik birleşik ittifakı İsrail tarafından NATO’nun aldığı karar ve operasyonu ile gerçekleştirildi.

Öncelikle bir kez daha bu çirkin, kalleş, insanlık dışı devletler arası komployu öfke ve nefretle kadınlar olarak kınıyoruz. “Güneşimizi karartamazsınız” sloganıyla 1999 yılı ve sonrası önderliğimizin İmralı tecridine karşı geliştirilen eylemlilikleri, şehitlerimizi saygı ve minnettarlıkla anıyoruz.

Önderliğimiz Abdullah Öcalan’a karşı geliştirilen bu uluslararası komplo 20’nci yüzyılın en hain komplosudur. Sadece Kürt halkı açısından değil dünyadaki kadınların, halkların kara günüdür. İmralı çarmıh sistemi; hegemonik sistemin özgürlük, demokrasi ve eşitliği savunan bir Ortadoğu liderini çarmıha vurma, onu bitirme komplosu olarak kurgulanmıştı. Hegemonik sistem bu vahşi çarmıh sistemiyle, 19’uncu ve 20’nci yüzyılda böl, parçala, yönet stratejileri ile bölge halkları üzerinde kurdukları hakimiyet ve egemenliklerini 21’inci yüzyılda da devam ettirme, derinleştirme amacında idiler.

Çünkü Önderliğimiz ideolojik, politik, yaşamsal duruş itibarı ile Ortadoğulu özgür insanı temsil etmekteydi. Hegemonik güçlerin denetimine girmeyi asla kabul etmemişti. Ortadoğu toprakları üzerinde özgür insanı, özgür kadın ve erkekleri, Özgür yaşamı yaratmanın büyük tutkusu ve inadı ile çalışmaktaydı. Önder Apo’nun Ortadoğu’daki varlığı ve mücadelesi başta ABD, İsrail, İngiltere, Almanya gibi hegemonik sistem güçlerinin Mezopotamya coğrafyası üzerinde ve aslında yerküremizin her tarafında geliştirmek istediği egemenlik hesaplarını bozmakta idi.

‘KADINLAR AÇISINDAN KOMPLONUN ANLAMI ÇOK DAHA DERİN’

Kadınlar açısından uluslararası komplonun anlamı çok daha derindir. Önderliğimizin kadın özgürlüğüne yaklaşım ve ele alış tarzı halen üzerinde anlaşılmaya, tartışılmaya muhtaç bir stratejik konu olarak gündemimizdedir. Çünkü tarihten de bilmekteyiz ki egemenler tarafından bilinçli bir şekilde üzeri en çok örtülen, saptırılan konular kadın özgürlüğüne dair yapılanlar olmuştur.

Reber Apo, bütün yaşamında giderek artan bir ivmeyle kadın özgürlük çalışmalarını ele almış geliştirmiştir. Görkemli kadın devrimlerinin ütopyasını daha 90’lı yılların başında tartışan bir yaklaşım içindeydi. “Devrimciliğin birinci şartı kadın özgürlüğüne doğru yaklaşımdır” demiştir.

Tarihsel olarak ilk sömürülen dolayısı ile en eski sömürge olan kadınların özgürlük mücadelesinin stratejik olarak bu temel de öne alınması Kürdistan devrimin de olağan üstü özgürlük potansiyellerinin ortaya çıkışını cesareti, fedailiği, yaşam coşkusunu beraberinde getirmiştir.

Buna karşılık beş bin yıllık egemen erkek sistem kadın şahsında ortaya çıkan ve toplumsallaşan özgürlük enerjisinden, heval Viyan Caf arkadaşın belirttiği gibi her bir kadının özgürlük molekülü haline gelmesinden çok ciddi bir korku ve kaygıyı yaşamıştır.

Önderliğimizin yaşam tarzı ve duruşu, Kürdistan devriminde kadın özgürlüğüne stratejik yaklaşımı, kadın özgürlüğünü şimdi ve gelecek zamanlarda en öncelikli ve sürekli bir çalışma olarak ele alması, geliştirmesi son derece tarihi önemdedir. Kadın özgürleşme çalışmalarını devrimlerin yaratılışı anında, şimdiki zaman da görmesi bunu geleceğin tüm anlarında da sürekli kılan bir yaklaşımla, kadın özgün ve özerk sistemini oluşturması insanlık ve kadınların özgürleşme tarihi açısından olağan üstü radikal, cesaretli, yaratıcı bir yaklaşımdır.

RADİKAL-DEVRİMSEL ÇIKIŞ

Önderliğimiz egemen sistemin yarattığı toplumsal cinsiyet modellerini, hiyerarşi ve tahakküm ilişkilerini günlük, anlık olarak Kürt kadınlarının, Ortadoğulu kadınların özgürlük mücadelesini yürüterek yerle bir etmekteydi. Deyim yerinde ise beş bin yıllık egemen erkeklik putları yerle yeksan olmaktaydı. Bir kez daha belirtmek gerekir se önderimiz Abdullah Öcalan sadece Kürt halkının ve kadınların özgürlük önderi değil aynı zaman da toplumda geliştirmek istediği evrensel özgürlükçü yaşam modelleri ile tüm Dünya halklarının ve kadınların da özgürlük önderi olma vasfını taşımaktadır. Egemen erkek sistemin zorbalık, yalancılık, komplolarla bir tecavüz sistemi içinde tuttuğu kadın hakikatinin açığa çıkarılmasının yanı sıra kadınlar ve toplum için özgür yaşam seçeneklerini, olasılıklarını geliştiren, pratikleştiren bir önderlik gerçekliğimiz vardır.

Başkan APO’nun kadınları erkeğin kölesi olmaktan çıkarması, kadının öncelikle kendisine ait olması gerekliliğin “kendin olma- Xwebûn” gerçekliğini geliştirmesi, bunu toplumsallaştırması, pratikleştirmesi radikal devrimsel bir çıkıştır.

'TECRİT ATAERKİL SİSTEMİN KADINLARA REVA GÖRDÜĞÜ SİSTEMDİR'

Dolayısı ile İmralı işkence sisteminin kuruluşu sadece TC devletinin bir yaratımı değil, Ataerkil sistemin kadınlara, halklara reva gördüğü bir sistemdir. İmralı da tecrit ve işkence altında tutulan sadece Reber Abdullah Öcalan değil, onun şahsında kadınların, halkların, inançların ekolojik- özgürlükçü- demokratik yaşam istemleridir.

‘İMRALI’DAN KADINA ÇAĞ ATLATTIRDI’

Önderliğimiz bütün yaşamı boyunca kadın ordulaşması, kadın partileşmesi, Jineoloji, kadınların öz savunması, kadın sisteminin geliştirilmesi, eş başkanlık ve eşit temsiliyet yönünde ki öneri ve çalışmaları ile kadınlara yüzlerce yıl çağ atlatan çalışmalar yapmayı başarmış bir önderliktir. İmralı’daki tecrit koşullarında ideolojisi ve düşünceleri ile en büyük açılımları gerçekleştirmeye devam etmiş, İmralı’dan kadına çağ atlattırmıştır.

‘ÖCALAN KADINLARIN HAKİKİ YOLDAŞIDIR’

Dünya kadınlarının özgürleşme tarihi açısından Önderliğimizin kadın özgürlük mücadelesine kattıkları her geçen gün daha fazla anlaşılmakta bu nedenle Dünya kadınların sevgi, saygı ve bağlılığı her geçen gün artmaktadır. Reber Abdullah Öcalan kadınların hakiki yoldaşıdır. Bugün tüm dünyanın örnek ve ilham aldığı Rojava’daki kadın devrim Önderliğimizin en çarpıcı eserlerinden birisidir.

Bu bağlam da 15 Şubat 1999 önderliğimize karşı geliştirilen uluslararası komployu aynı zaman da insanlık tarihinde kadınlara, kadınların özgürleşme tarihine karşı geliştirilmiş en büyük bir komplo olarak değerlendiriyoruz. Önderliğimize yapılan komplo ile Kadınların özgürlük istemlerine, özgür yaşam arayışlarına çok büyük bir darbe vurulmak istenmiş, kadınlar köleliğe mahkum edilmek istenmiştir.

Reber Abdullah Öcalan İmralı adasından “21. yüzyıl kadınları yüzyılıdır” diyerek imkansızlıklarla dolu tarihin en insanlık dışı koşullarında, tecrit ve işkence sistemi içinden kadınlara dair de özgürlük ideolojisini, stratejisini savunmaları ve görüşmeleri yolu büyük bir yaratıcılıkla geliştirmeyi başararak İmralı komplosunu boşa çıkartarak kadın kazanımlarını, kadın devrimlerini gerçekleştirmiştir.

SOSYALİZMİN YENİDEN BİR UMUT HALİNE GELMESİ...

Bugün kadınların özgürleşmesi öncülüğünde, halkların birlikteliğini Türk, Arap, Fars, Süryani, Ermeni, Kürt, Alevi, Suni, Kakai, Yarsanları bir araya getirmiştir. Yine Türkiye de bir Türk-Kürt birlikteliği, Rojava’da Arap- Kürt- Ermeni- Süryani haklarının birlikteliği çok güçlü bir şekilde yakalanmıştır. Dünyada özgürlük ruhunun gelişmesinde, halkların birliğinin oluşmasın da, sosyalizmin yeniden bir umut ve çözüm gücü olarak görülmesinde önderliğimizin özgürlük paradigması çok belirleyici olmuş, ön açıcı olmuştur. Kadınları ve toplumu köleleştirmeyi süreklileştirmek, derinleştirmek isteyen egemen erkek sistemin amaçlarına ulaşmasını engellemekle kalınmamış, Dünyadaki özgürlük mücadeleleri kapsam ve içerik zenginliğine ulaşmıştır.

‘KOMPLOYU ASLA KABUL ETMİYORUZ’

Kadınlar olarak özgürlük önderimize karşı geliştirilen bu uluslararası komployu asla kabul etmiyoruz. Komplo halen soykırım ve faşist TC devletinin öncülüğünde devam ettirilmek isteniyor. Bunu asla kabul etmeyeceğiz. İmralı duvarları yıkılıncaya dek kadınlar olarak önderliğimizin özgürleşme mücadelesini sonuna dek kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. “Önderliğimizin özgürlüğü kadınların özgürlüğüdür” şiarı ile İmralı işkence sistemine, halkımıza karşı yürütülen soykırım politikalarına, Kadın cinayetlerine, kadınların devrimlerle elde ettikleri kazanımların yok edilmesine karşı mücadelemizi her alanda, her zaman yürüteceğiz. Direnişimizi yükselteceğiz. Önderliğimizin, kadınların, halkımızın, halklarımızın özgürlüğü için çalışmalarımızı fedai bir ruhla coşku ile geliştireceğiz.

21. yüzyılda önderliğimizin düşünceleri, özgür yaşam tarzının mutlak bir biçimde kazanılması, sonuç alınması ancak kadınların, halkların birleşik direniş, ayaklanma, örgütlenme çalışmaları ile mümkün olabilecektir. Egemen erkek sistem, kapitalist modernite bütün gücü ile bizim alternatif yaşamı oluşturma modelimize Kürdistan’ın, Türkiye’nin, Ortadoğu’nun her tarafına gerçekleştirdiği soykırımcı- faşist saldırılarla operasyonlar düzenliyor. Kadınların devrimsel kazanımlarını bir bir geri almak istiyor.

Bu nedenle İmralı tecridine, Önderliğimize karşı geliştirilen İmralı işkence sistemine karşı başta Türkiye de olmak üzere tüm özgürlük ve demokrasi güçleri ile birlikte direnelim. 15 Şubatları tarihin karanlık sayfasına gömelim.

‘HER YER ÖZGÜRLÜK MEKANLARI HALİNE GETİRİLMELİ’

Bu bağlamda 2020 yılı 8 Martını, 21 Mart’ı Kadınların öncülüğünde tüm demokratik ve özgürlük güçlerinin bayramına dönüştürelim. 21. yüzyılı, bir devrimler, özgürlükler yüzyılına dönüştürmenin eğitimlerini, örgütlenmelerini, eylemliliklerini, özgür yaşamın tüm boyutlarda yaratılması çalışmalarını büyük bir iddia, kararlılık, moral ile gerçekleştirelim. Uluslararası komplonun 21. yılında uluslararası komployu özgür yaşamı inşa ederek, önderliğimizi özgürleştirme eylemliliklerini geliştirerek bütünüyle boşa çıkaralım. Her şehri, mahalleyi, sokakları, köyü, evleri, iş yerlerini, zindanları, dağları direniş ve özgürlük mekanları haline getirelim.

Bu temel de 21. Yıllık İmralı işkence sisteminin ortadan kaldırılması, uluslar arası komplonun tümüyle boşa çıkarılması, özgür yaşamın yeniden inşası, yaratımı için tüm Dünya kadınlarını, halkları, gençleri, özgürlük ve demokrasi güçlerini, emekçileri, tüm ezilenleri özgürlük yürüyüşüne aktif, kararlı, güçlü bir biçimde katılmaya çağırıyoruz. Reber Apo karşı haince gerçekleştirilen Uluslararası komploya karşı mücadele, direniş ruhu ile karşı duralım ve yeni yaşamı büyük bir tutku ve ile inşa ederek en radikal cevabı verelim. Ataerkil sistemin çürümüş, boş, sömürgen, zorba erkek egemen karakterini yerle bir ederek halkımızın, kadınların, Önderliğimizin özgürlüğünü kazanalım. Özgürlük kazanacaktır.”