Pirbula çatışmasının önemi

Türk ordusu, Pirbula’da kırılmasaydı Amediyê, Kanîmasî ve Şêledizê’nin artık işgal altına alınması demekti.

Pirbula’daki çatışmayı duyan bir anne, bağıra bağıra “Xof û tirsa neyaran e, em namirin wellahî em namirin!*” diyor. Bunu Pirbula’da işgalcileri 7 koldan çembere alarak, sonuna kadar çatışan ve yüzlercesini geri püskürten gerillalara hitaben söylüyor. Bu ruhu, Kürt halkına veren, Güney halkını bu denli dinç kılan şey; şu anda Cenga Heftanin’de Kürt halkının kaderini belirleyecek olan umudun savaşını yürüten gerillalardır.

Pirbula, Heftanin’in orta alanında bulunan bir tepedir. Etrafında şimdiye kadar direnişin en yoğun alanlardan biri olan, YJA STAR gerillalarının direniş dergâhı Şeşdara, yine bir tarafında Koordine, bir tarafında Tünel tepeleri var. Buraya saldırmak hem büyük cesaret hem de gaflettir. Korkuyla dolu bir cesaret hali oldu Türk ordusunun ve onun önünde yürüyen kontraların. Öyle ki buraya saldırmanın bedeli de ağır oldu.

Pirbula çatışması, Güney Kürdistan topraklarını işgal girişiminin ilk ciddi adımlarından biriydi. Eğer Türk ordusu ve işgale öncülük eden kontralar, burada kırılmasaydı daha da ilerleyecek, belki Batufa’daki üslerine kadar gelecekti. Pirbula, hem Batufa’daki üs bölgelerine gelmek, buradaki işgalci güçlerle birleşmesi hem Zaxo ve Dihok’un kapılarının işgale açılması hem de Amediyê, Kanîmasî ve Şêladizê’nin artık işgal altına alınması demekti. Heftanin’in sadece gerilla açısından değil, Güney halkı açısından da önemi belki şu anda anlaşılmayabilir. Gerilla Özgür’ün anlatımıyla söylemek gerekirse; “Heftanin yalnız kalmamalı. Tük ordusu, tüm ekonomisini buna yatırdı. Diğer operasyonlar gibi değil, bu sefer farklıdır. Belki şu anda kimse bunu öngöremiyor. Sadece bizim açımızdan yani gerilla açısından önemli ya da anlamlıdır gözüyle bakılıyor, ancak öyle değil. Burada sadece gerilla ve düşmanın kaderi belli olmayacak. Bu yüzyıllık bir kaderi belirleyecek, yüzyıllık bir savaşın sonucunu ortaya koyacak.”

Bu ruhla savaşan bir gerillanın hem beynini hem de yüreğini birleştirip tüm gücüyle bu savaşın zaferine odaklanması demektir. Geriye, bunun önemini kavrayacak olan Güney halkına kalıyor. Geriye, işgalcilere öncülük eden korucuların, bir kez daha “ben ne yapıyorum, kendi evlatlarıma karşı mı savaşıyorum 100 dolar uğruna” diyebilmesi kalıyor. Geriye, kalan İşgalci Türk ordusunun paralı askerlerinin “ölsek bile cenazelerimiz ortada kalıyor. Niçin, kimin için savaşıyoruz. Ne işimiz var daha suyun bile nerde olduğunu bilmediğimiz bu Kürdistan arazisinde” demesi kalıyor.

Bakmayın böyle söylediğime; Kürdistan’ın özgürlük gerillası bu ihtimallerinin hiçbiri düşünmeden savaşıyor. Bu kadar iyimserlik hiçbir savaşta çok işe yaramaz. Gerilla da bu kadar iyimser olmamayı tecrübe edindi yıllardır. Sadece bir şey var şimdi Heftanin’deki gerillanın elinde, yüreğinde ve omuzlarında. Elinde özgürlük ve adalet kılıcı; yüreğinde Önderliğine duyduğu derin hasret ve omuzlarında tüm Kürt halkının kaderi. Acımak yasak bir sözcük şimdi meydanda.

* Düşmanın korkusudurlar, biz ölmeyiz, vallahi ölmeyiz!