41. yılda yeni dönem gerillası

Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, PKK’nin 41. yılını yeni dönem gerillası ile karşılamak, artık yeni adımlar atmak istediklerini söyledi.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi ve Kürdistan Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, uluslararası komplonun Önderlik, Hareket ve halk mücadelesiyle boşa çıkarıldığını, ancak tümden parçalanmadığını belirterek, “Uluslararası komplo ancak Önder Apo özgürleşirse tümden yenilmiş olur” dedi. Gerillanın Yeniden Yapılanma Projesi kapsamında köklü bir yenilenmeyi yaşayarak önemli taktik çıkışları yapmayı hedeflediğini kaydeden Karayılan, olanaklar dahilinde çağın teknolojisinden de yararlanılacağını kaydetti.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi ve Kürdistan Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, DENGÊ WELAT radyosuna konuk oldu. Radyo özel programında Rosida Mardin’in sorularını cevaplayan Karayılan’ın konuşmasından bazı bölümleri paylaşıyoruz:

27 KASIM PARTİLEŞME GÜNÜDÜR

27 Kasım günü halkımız ve Hareketimiz için önemli ve tarihi bir gündür. Partileşme günüdür, parti günüdür. 27 Kasım’da alınan partileşme kararı, esasen ulusal direniş kararıdır. 1970’lere kadar Kürt halkı amansız bir soykırım kıskacındaydı. Böylesi bir dönemde Lice’nin Fis köyünde 27 Kasım 1978’de gerçekleştirilen parti kuruluş toplantısında ‘Kürdistan’ın ve Kürt toplumunun bu realitesi karşısında ne yapabiliriz’ hususu tartışılmış ve bu gerçeklik karşısında ‘var oluş davası yürütelim, eritme ve yok oluşu kabul etmeyelim, başkaldıralım, mücadeleyi yükseltelim. Bunun için de parti olmak gerekir. Direnişin başlatılması, soykırıma dur denilmesi, ulusal var oluş mücadelesinin verilmesi için öncü parti olmalıyız’ denilmiştir. PKK’nin kuruluş kararı böyle alınmıştır.

PKK BİR ÖNDERLİK PARTİSİDİR

PKK klasik bir parti değildir. Bir fikir, felsefe, ruh ve yaşam tarzıdır. PKK’ye katılım fiziki ve maddi değil, köklü bir katılımdır. PKK bir Önderlik partisidir. PKK, Önderlik gerçeğiyle iç içe varlık bulan, ondan ayrıştırılamayacak bir Önderlik partisidir. PKK bir partiden ziyade yaşam tarzıdır. Bu nedenle ruhsal, zihinsel ve komple bir katılımı gerektirmektedir. Her şeyden önce güçlü bir inanç gereklidir. Zaten inanç olmazsa hiçbir şey olmaz. Bu fikre, bu çizgiye ve bu yaşam tarzına gönülden inanıp katılmalısın. Böylelikle örgütle, tüm arkadaşlarla bir bütün olmalısın. PKK’deki katılımın karakteri ve ölçüsü böyledir.

KARAR VERİLEREK OLUŞTURULMADI

Belirtilen bu katılım ölçüleri öyle tartışılıp karar verilerek oluşturulmuş ölçüler değildir. Daha grup aşamasında, sonrasında partileşme ile birlikte mücadele süreci içerisindeyken Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin koşulları, halkımızın toplumsal gerçekliği ve düşmanımızın karakteri gereği devrimci öncülüğün ancak böyle bir tarzla mümkün olduğu açığa çıktı. Kürdistan'da fedai bir ruhla hareket etmezsen her bakımdan elini taşın altına koyup büyük bir kararlılıkla yola çıkmazsan öncülük yapamazsın.

ÖNCÜ MİLİTAN TAM BİR ÖRNEKTİR

Parti ölçülerimize göre öncü militan, her bakımdan örnek olmalıdır. Yaşamı, tarzı, üslubu, fedakarlığı ve fedailiği ile en önde olmalıdır. En fazla sorumluluk ve yük kaldıran, en önde yürüyen, fedakarlık ve özveride bulunandır. Öncü bu şekilde tüm topluma mücadelesi, tarz ve temposuyla örnek olmalıdır. Toplum içindeki kırımı aşmak, topluma umut verip inanç aşılamak için öncü kadro böyle olmak zorundadır. PKK ilk çıktığı günden itibaren Kürt halkı PKK’lilerin ne söylediğinden çok nasıl yaşadığına bakıp öylece inandı ve güvendi.

PKK’YE KATILANIN EVİ TÜM KÜRDİSTAN’DIR

PKK’ye katılım tarzı ve kadro ölçüleri çok yüksektir. Ancak çok yüksek bir inancı, aşk ve tutku düzeyinde bağlılığı olanlar özgürlük davasına bu ölçüler temelinde kendini adayabilir. Zaten Önder Apo ‘PKK bitmemiş bir romandır, bir aşktır’ diyor. İnsanda aşk olmazsa, yüreğinde güçlü bir inancı taşımazsa zaten devrimin çetin ve engebeli yolunda yürüyemez, öncülük yapamaz. PKK’de manevi yön çok yüksektir; maneviyatı büyüktür, inancı büyüktür, yoldaşlığı yücedir. Özgür, iyi, doğru ve güzel bir yaşamdır. Bireyci ve bireysel değil, komünal kolektif bir yaşamdır. Bu nedenle PKK gerçekten de öncü bir partidir ve her şeyiyle topluma örnektir. PKK’ye katılan her birey aynı zamanda halkın tümünün bir değeri, evladı olur. Birisi PKK’ye katılırken bir evden, aileden çıkıp gelir ama katıldıktan sonra tüm Kürdistan onun evi, tüm Kürt halkı onun ailesidir. PKK büyük bir hakikat dergahıdır; salt siyasal, askeri bir parti değildir, diğer tüm partilerden farklıdır. PKK, bugün ancak bu şekilde Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin öncülüğünü yapıyor.

PKK PINARINDAN SU İÇENLER

Önder Apo’nun büyük bir fedakarlıkla geliştirdiği önderlik ve öncülük yürüyüşü olmasaydı PKK’de de bu düzeyde bir iradeleşme olmazdı. Mazlum Doğan, Kemal Pir, Mahsum Korkmaz, Bêrîtan, Zilan ve Mehmet Tunçlar, Çiyagerler gibi sayısız kahramanlık abidesi çıkmazdı. PKK’nin bu gerçekliği daha en başından beri böyledir. Eğer Önder Apo ve PKK en önde yürüyüp her türlü imkânsızlık ve zorluğa göğüs gererek mücadele etmeseydi Kürt insanında da bu gelişmeler yaşanmazdı. PKK, insanın gerçek özünü açığa çıkarıp yüceliğe doğru tırmandırmaktadır. PKK pınarından su içen kimselerde fedakârlık ve cesaret gelişmekte, insanlık değerleri ve meziyeti güçlenmektedir.”

MEHMET TUNÇ ÖRNEĞİ

Yurtseverliğin timsali şehit Mehmet Tunç da böyle birisidir. Mehmet Tunç direniş sürecinde Cizre’de o sözleri söylerken şehadete gitmeyi göze almış ve ‘size boyun eğmedik, önünüzde diz çökmüyoruz, bizden sonrakiler bizimle gurur duysun, başları dik olsun’ demiştir. İşte bu büyük bir kararlılıktır, fedai bir ruhtur. Bu ruh ve kararlılık, PKK okulunda kazanılmaktadır. PKK büyük bir yaşam okuludur, maneviyattır, yüceliktir. Bu yüksek değerlerden oluşmaktadır. PKK okulunda birisi ne kadar okur, özümser, derinleşir ve onunla yaşarsa o denli yücelmeyi yaşar, özgür insan kişiliğine ulaşır. PKK, cüceleştirilen insanlardan yüce kahramanları yaratma hareketidir. PKK ideolojisi ve felsefesi insanda saf ve temiz insan ruhunu, güçlü yurtseverlik duygusunu, yüksek cesareti ve sonsuz fedakarlığı yaratmaktadır. Bu nedenle Mehmet Tunç gibi kahramanları bağrından yaratabilmiştir.

ZİNDANLARDAKİ DİRENİŞ ÇOK ANLAMLIDIR

Zindandaki tüm arkadaşlara selamlarımızı gönderiyor, hepsinin Parti Bayramı’nı kutluyorum. İmralı’daki mutlak tecridi kırmak ve Önder APO’nun özgürlüğü için mücadele etmek hepimizin görevidir. Bugün zindanlarda, ülkemiz Kürdistan’da ve yurtdışında bu temelde verilen bir direniş ve mücadele var. Zaten işgalci Türk devleti, İmralı’daki işkence sistemini yavaş yavaş tüm zindanlarına yaymış durumdadır. Tüm zindanlarda büyük bir şiddet ve zulüm vardır. Kürt siyasetçilerini haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklayıp zindanlarda rehin tutmaktadırlar. Büyük bir adaletsizlik yaşanıyor. İşte gördük; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Selahattin Demirtaş için karar verip Türk devleti hukuk sisteminin haksız olduğuna hükmetti. Yine Kürt halkının değerli siyasetçisi Leyla Güven asil bir çıkış yaparak, bir direniş başlattı. Bunlar çok anlamlı ve önemli çıkışlardır. Tüm Kürt siyaseti üzerindeki haksızlığa ve zulme karşı, yine Önder Apo üzerindeki mutlak İmralı tecridine karşı tutum almak ve eylem geliştirmek elbette ki çok anlamlıdır. Bu temelde emek veren, direnen tüm devrimcileri ve yurtseverleri selamlıyoruz.

ABD’NİN KOMPLOYU GÜNCELLEME KARARI

Amerika en son aldığı kararla uluslararası komployu güncelledi, yeni bir versiyonunu devreye koydu. Çünkü boşa çıkarılan uluslararası komplo artık tümden parçalanmak üzereydi. Artık sonuç alamazlar, çünkü Kürt halkının özgürlük mücadelesi büyük bir yol kat etti, Ortadoğu’da bir hakikat haline geldi. Artık bu hakikatin üstü örtülemez ve geriye döndürülemez. Bu nedenle bu hakikat sürekli gelişme kaydedecektir.

TECRİT EYLEMLERİ YETERSİZDİR

Halkımız tecrit ve komploya karşı Önder Apo’nun özgürlüğü için mücadele etmektedir. Kuşkusuz bu mücadele daha da yükselmeli, yaygınlaşmalıdır, mevcut haliyle yetersizdir. İnanıyoruz ki gün geçtikçe daha da gelişip büyüyecektir. Bu görev esasen bizim omuzlarımızdadır. En yüksek sorumluluk sahibi olanlar bizleriz, yani bu Hareketin kadrolarıdır, hatta yönetimidir. Genel mücadeleyi yükselttikçe Önder Apo’nun özgürlük mücadelesini de başaracağız. Bunu başarmak da komployu yenilgiye uğratmaktan geçmektedir.

ÖZGÜRLÜĞÜYLE TÜMDEN YENİLİR

Önder Apo ne zamanki özgürleşirse devletlerarası komplonun tümden yenildiğini söyleyebiliriz. Kürdistan devrimcileri ve gerillası olarak Önder Apo’yu özgürleştirmeyene kadar başarı sahibi olduğumuzu söyleyemeyiz. Önder Apo’nun özgürlüğü, Kürdistan’ın özgürlüğüdür. Önder Apo’nun özgürlüğünü gerçekleştirmek Ortadoğu’da yeni devrimsel bir çağın başlangıcıdır. Bu nedenle esas stratejik hedefimiz budur. Fakat dünyanın dört bir tarafında hem halkımız hem de halkımızla aynı düşüncelere sahip dostları bugün mücadele içerisindedir. Bu mücadele daha da yükseltilerek İmralı tecridi kırılmalı ama esas olarak Önder Apo’nun özgürlük mücadelesi daha da yükseltilmelidir. PKK’nin 41. yılında mevcut zemin ve imkanlar bu mücadele yürüyüşünde bir yükselişi sağlayacaktır.

KADINA ŞİDDETİ KINAMAKLA YETİNMİYORUZ

Kürdistan’da, bölgede verilen kadın özgürlük mücadelesi gün geçtikçe yükselmektedir. Devrimciler ve PKK olarak sadece ‘25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ vesilesiyle kadına karşı şiddeti kınamakla yetinmiyoruz. Bunu yeterli bulmuyoruz. Şiddet ve baskıyı tümden ortadan kaldırmalıyız. Sorumluluk ve görevimiz budur. Kadına yönelik şiddet ve baskı, erkek egemen zihniyetin vahşiliğinden ileri gelmektedir. Kadına yönelik şiddet de dahil tüm sorunların kaynağı olan iktidarcı erkek egemen zihniyeti ortadan kaldırmalıyız.

PKK’nin çıkışı, kadına yönelik şiddete karşı en büyük ve güçlü çıkıştır. Bilindiği gibi Önder Apo’nun gündeme getirdiği kadın özgürlük mücadelesi ve kadın özgürlük ideolojisi, Kürt kadınını oldukça güçlendirdi, özgürleştirdi. Erkek iktidarcılığını, klasik zihniyeti aşmak büyük bir mücadeledir. Bu mücadele Kürdistan’da kadına yönelik şiddete karşı en büyük hamle oldu ve bugün Ortadoğu’da, dünyada etkisini göstermektedir. Toplumların özgürlüğü kadının özgürlüğünden geçmektedir. PKK bu temel üzerinde kurulmuştur. PKK aynı zamanda bir kadın partisidir, kadın özgürlük mücadelesi partisidir, kadın ve erkek özgür eş yaşamını yaratma partisidir. Bu anlamda PKK’nin varlığı ve mücadelesi kadının özgürlük mücadelesidir.

YENİDEN YAPILANMA PROJESİ

9-10 Kasım’daki hamle yeni bir tarzdır ve bu tarzdaki eylemler sürdürülecektir. Fakat gördüğümüz kadarıyla Kürt basınında ve arkadaşlar arasında teknik çok fazla ilgi çekmekte ve öne çıkmaktadır. Biz, Yeniden Yapılanma Projesi’ni önümüze koymuş durumdayız. Bu temelde gerillada köklü bir değişimi gerçekleştirmek, yeni bir gerilla yaratmak istiyoruz. Yeniden Yapılanma Projesi kesinlikle bazı yeni teknikleri geliştirme projesi değildir. Bu husus yanlış anlaşılmamalı. Biz, Yeniden Yapılanma Projesi ile gerilla hareket tarzında, üslenme ve konaklama tarzında, gerilla yaşam tarzında ve savaş tarzında değişim yapmayı amaçlıyoruz. Yeniden Yapılanma Projesi’nin değişim ve dönüşümünün içeriği budur. Tüm arkadaşlar doğru anlamalı ve herkes böyle yaklaşmalı.

TEKNİK DETAYDAN ÇOK GERİLLANIN KENDİSİ

Bunun yanında çağın tekniğini elbette ki kullanmak, devrimin hizmetine koymak istiyoruz. Bu hususta gerilla belli bir süredir teknik konusuna da yoğunlaşmaktadır. Çağın teknolojisini gerillanın kaldırabileceği, kullanabileceği şekilde yer yer kullanacaktır. Bu şekilde düşmana gerekli cevabı da verecektir ama sonuç alacağımız esas nokta, Yeniden Yapılanma Projesi’ni komple bir biçimde ele almaktır. Öyle bir gerilla yaratmalıyız ki, disiplini sağlam ve özlü olsun, derin gizliliği olsun, kamuflajı ince olsun, düşman istihbaratını boşa çıkarıp felç edebilsin ve düşman tekniğini de böylelikle boşa çıkarabilsin. Bu da ancak disiplinli gerillayla ve doğru gerilla hareket tarzıyla mümkündür. Gerilla gidip cihazla konuşsa, telefon ve internet kullansa yaratılan yeni dönemin gerillası olamaz.

ARTIK O DÖNEM GEÇTİ

Dönem gerillası bilmelidir ki; eğer düşman istihbaratını boşa çıkarırsa sonuca gidecektir. Düşman istihbaratının kontrolüne girerse kaybeder. Bu gerçeği iyi bilmelidir. Bu nedenle düşmana istihbarat verebilecek her tür teknikten, yanlış hareket tarzından kendini uzak tutmalıdır. Düşmanın istihbarat alabileceği her yerden uzak durmalıdır. Şimdi gerilla eskisi gibi gereğinden fazla hareket etse, köylere girip çıksa olmaz. Artık o dönem geçti, eskiden öyleydi. Yeni dönemde ise her şey başka şekilde olmalı. Özcesi; gerilla planlı, bilinçli hareket etmeli; disiplinli, örgütlü yaşamalı; tarzı dışa kapalı olmalı, düşman kendisi hakkında istihbarat alamamalı ki düşmana büyük darbeler vurabilsin. Profesyonel bir duruşla etkili darbeleri ancak böyle vurabilir. Fedai bir ruhla, imkan doğduğunda, istenildiğinde fedaice saldırı yapmalı ve sonuç almalı.

TEKNİĞİN DE YERİ VARDIR

Bununla birlikte düşmana istihbarat vermemek için gerekirse günlerce açlığı, susuzluğu göze almalı ama gizliliğini muhafaza etmeli, kendini korumayı esas almalı. Böylesine iradeli, bilinçli, planlı, gizli, disiplinli yeni bir gerillayı yaratmak istiyoruz. Yeniden Yapılanma Projesi’nin esas amacı budur. Bunun yanında tekniğin de yeri vardır ama her şeyi tekniğe bağlayıp ve sanki artık sadece teknikle savaşacakmışız gibi düşünmek, böyle ele almak yanlış olur ve ciddi yanılgılara götürür. Esas olan halkaya yoğunlaşmak gerekir. Esas halka da belirttiğimiz gibi; yeni gerillanın düşman karşısında her yönüyle başarılı olduğu bir performansı, düzeyi yaratmaktır.

SON SAFHAYA DAYANDIK

Bilindiği üzere biz ve işgalci Türk devleti arasında çetin bir savaş verilmektedir. Türk işgalciliği yeni konsepti gereği sadece Bakurê Kurdistan sınırları içerisinde değil, Kürt halkının mücadelesinin ve kazanımlarının olduğu her yeri kendisine hedef haline getirmiştir. Çünkü ciddi bir korku ve panik içerisindedir. Kürdistan Özgürlük Mücadelesi son safhasına gelip dayanmıştır. Düşman bundan ciddi anlamda korkmaktadır. Düşman “kendi birlik ve bekasını korumak için her yerde olmalı, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ni engellemeli ve saldırmalıyız” demektedir. Bu çerçevede hem Bakurê Kurdistan’da çetin bir savaş verildi hem de Başûrê Kurdistan’da son 2 yılda önemli bir savaş yaşandı. Aynı şekilde Rojavayê Kurdistan’da sömürgeci Türk devletinin işgalciliğine karşı YPG ve YPJ’nin direnişi vardır.

DÜŞMAN ÖZGÜR KÜRT’E KARŞIDIR

Kürt halkı, Türk devletinin işgalciliğine karşı Kürdistan’ın üç parçasında mücadelesini sürdürüyor. Bu mücadele yeni bir konağa gelip dayanmıştır. Faşist Türk devleti, geçen dönemde ırkçı zihniyetiyle elinden gelen ne varsa hepsini yaptı. Önder Apo üzerinde mutlak tecrit geliştirdi, büyük bir psikolojik savaş yürüttü, Kürt siyasetine zulmetti, eşbaşkanları zindanlarda rehin aldı, tüm belediyelere kayyum adı altında el koydu, bir kısım belediye başkanlarını da tutukladı. En son muhtarlar kalmıştı, onları da hedefleyip görevden aldı, zindana koydu. Yani Kürt halkının hangi kazanımı varsa hepsini hedefledi.

Türkiye Cumhuriyeti sistemini öyle bir hale getirdi ki, Kürt halkını tümden bunun dışına itti. Bir muhtarın Kürt olmasına bile tahammülleri yoktur. Düşman, Özgür Kürt’e karşıdır. Köleliği kabul eden, boyun eğen Kürt’e karşı değildir. Zaten tüm Kürtlerin kendisine köle olmasını istemektedir. Ama kimlik sahibi olan ve özgürlük tutumunda ısrar eden Kürt’ü sistem dışına itmek istiyor. Halkımıza karşı büyük bir zulüm ve faşizm yürüttü, gerillaya karşı elindeki her türlü teknik ve imkanı kullandı, NATO Gladiosu eliyle çağın gelişkin savaş teknolojisini ele geçirip gerillaya karşı devreye koydu ama bununla hiçbir sonuç elde edemedi.

SONUÇ ALDIĞI TEK ŞEY: EFRÎN’İN İŞGALİDİR

Türk devletinin gözle görünür sonuç aldığı tek şey; Efrin’in işgalidir. Onun da sonucunun ne olacağı hala net değildir, çünkü bugün Efrîn’de halen savaş vardır, halkımız direnmektedir. Efrîn Türk devletine kalmayacaktır. Bu da onlar için bir kazanım değildir. Fakat şimdilik işgal etmiş durumdadır. Onun dışında hiçbir yerde sonuç alamadı. O kadar siyasetçiyi, yurtseveri tutukladı, Önder APO üzerinde mutlak tecrit uyguladı, gerillaya karşı o kadar operasyon yaptı, işte geçenlerde açıklamışlardı bu son yılda gerillaya karşı 87 bin operasyon yaptıklarını söylüyorlardı, tüm ekonomilerini savaşa ayırdılar, büyük masraflar yaptılar ama hiçbir yerde gerilla sistemini dağıtamadılar. Gerilla sistemimiz şu anda tüm eyaletlerde işler haldedir. Yine hiçbir yerde halkımıza geri adım attıramadılar. Yapılan son seçim gösterdi ki, halkımız zulüm ve baskılar karşısında biraz geri çekilip kendini koruyor ama sömürgeciliğe karşı tutumu halen aynıdır.

KOMPLOCULARI DAVET ETTİ

Türk işgalciliği sonuç alamadı. Sonuç alamadığı için komplocuları davet ederek, her şeyini peşkeş çekerek uluslararası komployu yeniden canlandırmak istemektedir. Amerika’nın aldığı karar da bu çerçevede gelişti. Eğer Türk devleti tüm yaptıklarında sonuç alabilmiş olsaydı, zaten böyle bir karara ihtiyaç duymazdı. Sonuçsuz kaldığı ve başaramadığı için komployu yeniden canlandırma girişimlerini gündeme koymaya çalışmaktadır.”

41. YILDA DEVREYE GİRİYOR

Bugün mücadelemiz çok önemli bir konağa ulaşmış durumdadır. Düşman bütün imkanlarını seferber edip devreye koydu ama sonuç alamadı. Ona karşı biz de çok başardığımızı söyleyemeyiz. Direndik, kendimizi koruduk, çok değerli şehitler verdik ama şehitlerimizin sayısı önceki yıllara göre artmamıştır. Fakat önceki döneme göre yönetim düzeyinde daha fazla şehitler verdik, halkımız fedakarlıkta bulundu. Mücadelemiz büyük bir direniş ve emekle gelişti. Bu durum da göstermektedir ki, önümüzdeki yılda mücadele zirvesel düzeyde gelişecektir. Çünkü artık dönemin devrimci görevlerine cevap olmak istiyoruz. Gerillanın hazırlıkları vardır. Gerilla iki yıldır yeniden Yeniden Yapılanma Projesi üzerinde durmaktadır. Bunu PKK’nin 41. yılında yani 2019’da devreye koyacaktır. Yeni bir taktik hamle gerçekleştirmek istiyoruz. Bunun için belli bir hazırlık da vardır. Ama biliyoruz ki mesele sadece gerilla değildir.

Halk cephesinden, halk örgütlülüğünde de çabalar var, bunlar birbirini tamamlamalıdır. Bakurê Kurdistan’daki genel mücadelemiz; Başûrê Kurdistan ve Rojavayê Kurdistan’ın direnişi, Rojhilatê Kürdistanı’nın genel duruşuyla halkımız yeni bir mücadele sürecine girmektedir. Bunu iyi bilmemiz lazım. Tüm arkadaşlarımız bunu iyi bilmeli ve herkes kendini ona göre hazırlamalıdır. Yurtsever halkımız tüm bunları bilerek mücadeleye katılmalıdır.

ÇÖZÜMSÜZ VE ÇARESİZ KALACAKTIR

Mücadelede zirvesel bir yıla giriyoruz. Mücadelemiz 41. PKK yılında zirvesel düzeyde gelişecektir. Bundan da umutluyuz. Belli hazırlıklarımız vardır, zemini güçlendirilmiştir. Eğer düşmanın bu kadar saldırısı şimdiye kadar sonuç alamamışsa biz yenilenmeyi gerçekleştirip, taktik, teknik hususlarda kendimizi toparlayıp yeni çıkışlar yaparsak düşman bundan sonra daha fazla sonuçsuz, çözümsüz ve çaresiz kalacaktır. Umutluyuz dediğimiz zaman bunu kuru kuruya bir laf olarak söylemiyoruz. Önemli bir zemin gelişti, şimdiye kadar ki direnişler bu güçlü zemini yarattı. Önder Apo’nun anlamlı direngen duruşu, halkımızın onurlu duruşu bizim için aynı zamanda bir mesajdır.

ARTIK YENİ ADIMLAR

Biz de belli düzeyde bir yoğunlaşma içerisindeyiz. Bu çerçevede 41. PKK yılında artık yeni adımlar atmak istiyoruz. PKK’nin 41. yılını özellikle yeni dönem gerillası, yani 21. yüzyılın gerillasıyla karşılamak istiyoruz. Bu çerçevede 41. yılı büyük kazanımların, başarının yılı haline getirmek istiyoruz. Bu umut ve inançla, tüm halkımıza, dostlarına ve yoldaşlara 41. yılda Önder Apo ve Kürdistan özgürlük yürüyüşünde üstün başarılar diliyor, bir kez daha Parti Bayramlarını kutluyoruz.