Ölümsüz yiğitlerin zamanı: Kahramanlık Haftası

Onlar bizlere hayat ve nefes gibi ışık oldular. PKK hareketinin Mazlum Doğan’dan Mahsum Korkmaz’a kadar uzanan kahramanlık halkasının birer parçası olan tüm şehitlerimizi minnetle anıyoruz.

KAHRAMANLIK HAFTASI

Kurdistan’da nice yiğitlerin efsuni yaşamlarının izleri günümüzü aydınlatmaktadır. Mazlum, Egîd, Zekiye, Rahşan, Ronahî, Bêrîvan, Sema, Yekta, Abdullah ve Eneslerden tarihin en ağır saldırıları altında bedenlerini bir halkın varlığı için siper eden Şoreş, Avesta, Rêdûr, Doğa ve daha adını sayamadığımız nice kahramanların artlarında bıraktıkları izler bir halkın kurtuluş gayesi ve yoldaşlarına bıraktıkları direniş mirası olmaktadır.

Kadim Kürt halkının tarihinde büyük kahramanlar ve yiğitler vardır ki, onlar tarihe büyük izler ve miraslar bırakmışlardır. Fakat Önder Apo’nun düşüncesi, ideolojisi ve felsefesinin tarih sahnesine çıkışıyla birlikte Kürt halkının mayasında olan kahramanlık çok daha büyüdü ve derinlik kazanarak bugünkü düzeye yükseldi. Kürt insanının kişiliğinde tarih boyunca var olmuş ve destanlara konu olmuş olan cesaret ve kahramanlık, Önder Apo’nun felsefesiyle birleşip çelikten bir iradeye dönüştü. Yıkılmaz bir güç ve cesaret oldu.

Kutsallık kavramının hayat ve nefes alıp verme ile ilgisinin olması oldukça şaşırtıcıdır. Nefes alma faktörü belki de insanın şahit olduğu ilk felsefik problemin rüşeym halidir. Temel bir aracı konumunda olan nefes alıp verme, yaşam ile ölüm arasındaki farkın sorunsalı olmaktadır. Yaman ve şaşılası bir yerden varlık konusuna bakış, ilk insanlar için çok da zor değildi. Bakışın kolay, cevabın ise oldukça zor olduğu bu durum hala bizi meşgul etmektedir. Tıpkı ölümü bekleyen bir bedenin son nefeslerini vermesi gibi, bir halkın kaderi de trajik olarak tam bu durumdaydı. Nefes alıp vermesi bile istenmeyen ve ölüme mahkum edilmiş olan Kürt halkının yeniden doğuşunun öncüleri olan kahraman şehitler, Kürt halkını yeniden tarih sahnesine çıkarttı. İnsan bedeninin dayanamayacağı işkence ve baskılara göğüs geren Amed zindanı direnişçileri, kendi direnişlerini bir halkın yaşam mücadelesi haline getirerek teslimiyeti reddettiler. Amed zindanında Mazlum Doğan’ın Newroz gecesi yaktığı üç kibrit çöpü ile teslimiyete karşı ölümsüzlüğe yürümesi mücadelenin doğrultusunu tayin ederken bu direnişin devamı olarak 15 Ağustos 1984 Atılımının ölümsüz komutanı Komutan Egîd’in mücadeleyi dağlarda yeşertmesi de bir daha söküp atılamayacak bir fidanın yeşermesi anlamına gelmekteydi. Tabii bütün bunların mimarı ve yol göstericisi olan Önder Apo mücadelenin ana karakterini belirlerken her anını şehitlerle yaşama adadı. Önder Apo’nun dediği gibi bizler şehitlere layık olduğumuz ölçüde onların izinden giden yoldaşları olabiliriz.

Kürt insanının tarihten gelen erdemlerinin özelliklerini kendinde yaşatan, insan güzelliğinin en nadide örneği, Özgürlük Mücadelesinin şanlı komutanı olan Fermandar Egîd, tarihi gerilla mücadelesinin dün olduğu gibi bugün de yol göstericisi ve ölümsüz komutanıdır. Özgür ülke ve demokratik yaşam felsefesinin büyük inananı olarak Kürt halkının bin yıllık özgürlük özlemlerini kişiliğinde, mücadele çizgisinde ve duruşunda yanıtlayan, gerillacılıkta zaferler yaratan komuta tarzıyla bugün on binlere varan bir fedai gerilla ordusunu ortaya çıkarmıştır. Onun ardılları, Kurdistan coğrafyasının her bir karış toprağında işgalcilere karşı tarihin görebileceği en büyük kahramanlık destanını yazmaktadırlar. Zamanın, mekanın, toplumun ve bireyin umutsuzluk, cehalet ve karanlığa mahkum edildiği bu çağda bir umut, sevgi, inanç ve başarı kıvılcımı olan fermandar Egîd ve ardılları, milyonları bulan bir halkın yüreğinde taht kurmayı başarmış ve Kürt halkını iç ve dış düşmanlarına karşı en büyük direniş kalesi haline getirmiştir.

Kürt halkı, 21 Mart’tan 28 Mart’a uzanan süreçte şehitlerimiz şahsında verilen bedellerle bugün varlık savaşında büyük kazanımlar elde etmiş ve mücadelesini tüm dünyaya ispatlamıştır. Şehitlere olan bağlılık Kürt halkının temel karakteri olmuş ve mücadele her alanda hızla gelişmiştir. Buna en büyük öncülüğü insan üstü bir iradeyle işgalci Türk devletine karşı anı anına tarihi bir direniş sergileyen gerillalar yapmaktadır. Gerillanın verdiği mücadele, 21 Mart’tan 28 Mart’a uzanan kahramanlık köprüsünü tarihsel bir anlama kavuşturmuş ve mücadelenin temeli haline getirmiştir. Amed zindanından yükselen ve Komutan Egîd şahsında büyüyerek somutlaşan direniş ateşi bugünlere kadar gürleşerek yanmaya devam etmektedir. Burada şehitlere olan bağlılık salt sözde değil özde gelişmiştir. Onların bıraktıkları mirası anlamlı kılmak ve Kürt halkının özgürlüğüne kavuşmasını sağlamak için verilebilecek en ağır bedeller ödendi.

Gerilla güçleri her yıl kahramanlık haftasını anlamlandırmak ve anmak için kapsamlı eylemler gerçekleştirirken, bunu sadece bir anma için değil aynı zamanda kahraman şehitlere verilen sözün gereğini yerine getirmek ve Kürt halkının özgürlüğü için mücadeleyi yükseltmek için yaparlar. Çünkü gerillanın ettiği bir intikam yemini vardır. Bu yemin de Kurdistan’da tek bir işgalci bile kalmayana kadar mücadele etmektir. Verilen bedeller her bir Kürt ferdinin ve Kurdistan yurtseverinin sorumluluklarını büyütmektedir. Kürt halkı bu sorumluluklarına sahip çıkmalı ve mücadele çıtasını yükseltmelidir. Hem içte hem de dışta gelişen imha saldırılarına karşı verilecek olan mücadele Kürt halkının geleceğini belirleyecektir.

PKK kültüründe insan emek ve yokluk üzerinde şekillenir. Bu güçlü gelişim diyalektiği, binlerce devrim şehidi gibi efsuni bir görkeme sahip ve daima minnet duyulan kahramanları insanlığın hafızasına kazandırmıştır. Her hayat bir nefes üzerine kuruludur. O nefes kesintisiz yaşatılırsa ölüm sadece kahramanların bedenlerini bizlerden alabilir. Özünde ölüm böylesi büyük kahramanların ruhları karşısında zavallı bir kelime olarak kalır. Ne ölüm ne de zaman kahramanların ruhlarını bizden almaya muktedir olamaz. Çünkü onlar bizlere hayat ve nefes gibi ışık oldular. PKK hareketinin Mazlum Doğan’dan Mahsum Korkmaz’a kadar uzanan kahramanlık halkasının birer parçası olan tüm şehitlerimizi minnetle anıyoruz. Anıları, bize bu topraklarda tek bir zalim bırakmayana kadar geliştireceğimiz savaşta nefesimiz, ruhumuz, hafızamız, enerjimiz ve özgürlük aşkımızdır.