Avrupa Kürt Kültür ve Sanat Hareketi emekçileri tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Türk devleti tarafından Avrupa’da çatışma ortamı oluşturma, kirli bir plan devreye sokulmak istenmektedir. Türk devleti tarafından Belçika’da başlatılan ve neredeyse Avrupa’nın birçok merkezinde tırmandırılan faşist saldırıların dozu artarak devam ediyor" denildi.

Açıklamada şunlar da belirtildi:

"Halkımızın haklı ve meşru mücadelesi karşısında her türlü silahı kullanmasına rağmen istediği sonucu elde edemeyen Türk devleti ve ırkçı Erdoğan rejimi, her zaman olduğu gibi bir kez daha çetelerini devreye sokarak, Avrupa’da bulunan Kürt halkını kriminalize etmeye çalışmaktadır.

Bu plan doğrultusunda; Türk devletinin istihbarat ağları üzerinden örgütlenen Kürt düşmanı ırkçı çete grupları, sivil-savunmasız Kürt ailelerine saldırmış, insanlarımızı diri diri yakmak istemişlerdir.

Erdoğan rejimi, bir yandan bu vahşet karşısında kendisini savunma dışında bir şey yapmamış olan insanlarımıza terör yaftası yapıştırmak öte yandan ise Avrupa’nın orta yerinde paramiliter çete gruplarını Kürt halkına saldırtarak Kürt gençleri ile çatışma ortamı yaratıp, özgürlük mücadelesini ve kazanımları boşa çıkarmayı hedeflemektedir.

Kürt sanatçıları olarak tutumumuz açık ve nettir; halkımızın, gençlerimizin, kurumlarımızın tepkisi doğrudur ve yerindedir. Her bir Kürt ferdi olarak nerede olursak olalım; Türk devletinin, çetelerinin kirli planlarına karşı meşru ve demokratik duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz."

'ÖNDER APO ÖZGÜR OLANA KADAR...'

Açıklamada halka çağrı yapılarak, şunlar kaydedildi:

"2024 yılı Newrozu'na katılan halkımız ve dostlarımız bir kez daha Önderliğimiz ve mücadelemize güven ve desteklerini ifade etmiş ve mutlak özgürlük dışında bir şeyi kabul etmeyeceğini dosta-düşmana ilan etmiştir. Bu mesajı herkes ama en çok da Türk devleti ve Erdoğan rejimi almıştır; kudurganlıkları bu yüzdendir. Lakin bu yoldan dönüş yoktur; Önder Apo özgür oluncaya, sömürgeci Türk devleti ülkemizden çıkarılıncaya dek özgürlük kervanı durmayacak, büyüyerek yoluna devam edecektir.

'DEMOKRATİK TEPKİNİN DIŞINDAKİ YOLLARA BAŞVURMAYALIM'

Öte yandan; mücadelemizin kazanımlarını korumak için Türk devletinin ve çetelerinin provokasyonlarına gelmeme, Türk devletinin ve Erdoğan rejiminin hevesini kursağında bırakma tutumuyla hareket etmek, haklı ve meşru mücadelemizi kimsenin kriminalize etmesine izin vermemek de hepimizin görev ve sorumluluğudur.

Bu nedenle; halkımızı ve özellikle gençlerimizi meşru ve demokratik tepkinin dışında hiçbir yol ve yönteme izin vermemeye, resmî açıklamalar dışında hareket etmemeye çağırıyoruz.

'ASIL TERÖRİST TÜRK DEVLETİDİR'

Belçika makamlarına açık çağrı ve talebimizdir: Belçika devletinin koruması altında olan insanlarımız, bizzat Erdoğan ve Hakan Fidan tarafından yönlendirilen çete ve paramiliter gruplar tarafından yaşlı-sivil-kadın-çocuk demeden diri diri yakılmak istenmiştir; onlarca insanımız Türk devletinin çeteleri tarafından yaralanmış, yüzlercesi ırkçı şiddete uğramıştır. Bu saldırıları engelleme görevi olan Belçika makamları, uzun bir süre yaşananlara seyirci kalmış, ardından ise, Türk devleti tarafından Avrupa’ya dikte ettirilen 'terör' yaftasıyla Kürt halkını ve mücadelesini suçlamıştır. Bizler, bunu kabul etmiyoruz; bir halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesi 'terör' olamaz. Terör olan, bir halkını dilini, kimliğini, kültürünü, sanatını yasaklamaktır; terör olan, kendisine ait olmayan toprakları işgal etmektir; terör olan, paramiliter çete gruplarını beslemektir; terör olan DAİŞ-IŞİD savunuculuğu ve destekçiliği yapmaktır! Bu nedenle; Belçika makamlarını halkımızı korumaya, halkımızın canına ve malına göz koyan Erdoğan rejimi ve çetelerini hukuk önüne çıkarmaya çağırıyoruz."