Cezaevi dışında hapis uygulaması

Van’da ölçüsüz uygulanan ‘adli kontrol’ nedeniyle neredeyse her 10 kişiden 5’i karakollara periyodik olarak giderek imza atıyor ya da cezasının bir kısmını ise devlet kurumlarında ücretsiz çalıştırılıyor.

Türkiye’de tutukluluk sürelerinin oldukça uzun olmasından kaynaklı olarak 2012’nin başlarında gelen yoğun eleştiriler üzerine bazı değişikliklere gidilerek CMK 109. Maddesi’nde ‘adli kontrol’ talebi düzenlendi. Düzenleme hayata geçti ama ardından neredeyse mahkemeye suçsuz olduğuna dair belge koyan kişiler bile ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakılıyor. Van’da o kadar sık uygulanmaya başlandı ki imza atmak için Emniyet’te kuyruğa giriliyor.

ANF’ye konuşan hukukçu Cemal Demir’e göre siyasi davalarda çok rahatlıkla tutuklama kararı veriliyor. Avukat Cemal Demir, toplumsal muhalefetin baskısı üzerine 2012’den itibaren ‘adli kontrol’ tedbirine başvurulduğunu hatırlatarak, ancak uygulamada ölçünün kaçırıldığını ve çoğu zaman tutuklamadan daha ağır yöntemlerin devreye konulduğunu belirtti. Av. Demir, “Ev hapsinden tutun imza atmaya kadar çok ağır bir şekilde uygulandı. Yine birden çok adli kontrol tedbiri olarak yani ev hapsi ve imza ile birlikte yurt dışı yasağı da uygulanıyor. Bu tedbir, bir şekilde alternatif cezaevine dönüştürüldü. Bu tedbire maruz kalan herkes, bir nevi devletin kontrolünde tutulmaya başlandı“ dedi.

Suçun niteliği ve ağırlığı ne kadar hafif olursa olsun bu tedbire sık başvurulduğuna dikkat çeken Avukat Cemal Demir, bunun da kişi hürriyeti ve güvenliğine aykırı olduğunu; seyahat özgürlüğünün zaten askıya alındığını söyledi.