Dersim'de görkemli tanıtım: Kayyumları süpüreceğiz!

Dersim'de Devrimci Güç Birliği adaylarının tanıtımında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Hep birlikte direnirsek tecridi kırarız" vurgusunda bulundu.

Dersim Devrimci Güç Birliği adayları yapılan etkinlikle tanıtıldı. 

Büyük bir coşkunun hakim olduğu tanıtım programı görevden alınıp, yerlerine kayyum atanan Dersim Belediyesi eşbaşkanları Nurhayat Altun ve Mehmet Ali Bul’un yanı sıra kentte geçmiş dönemde belediye eşbaşkanlığı yapmış Edibe Şahin’in gönderdikleri mesajların okunmasıyla başladı.

Tanıtım etkinliğine HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Eş Genel Başkan Yardımcıları Alican Önlü, Murat Çepni, HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu ile DBP, Demokratik Alevi Derneği, EMEP, ESP, Partizan ve TİP temsilcileri katıldı. Dêrsim Merkez Belediye Eşbaşkan Adayları Nurşat Yeşil ve Hıdır Demir; Nazımiye adayları Rahime Kızılkan, Özkan Aslan; Hozat adayları Nesimi Ataş, İlknur Doğan, Ovacık adayları Serpil Argın, Sinan Zenk, Akpazar Adayları Orhan Çelebi ve Songül Doğan olarak belirlendi. 

'BİZİ İMRALI FİKRİYATI BULUŞTURDU'

Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

“Omuz omuza verdik, Dêrsim Devrimci Güç Birliği’ni oluşturduk. İşte bu güç birliği dayanışma ile bu kayyumların hepsini Dersim’den süpürüp atacağız. 

İmralı'ya, Sayın Öcalan'a bin olsun. Bizi buluşturan bu fikriyattır, bize düşen bunu iktidara taşımaktadır. 

Eleştiriler, öz eleştiriler tabii ki kıymetlidir. Ama şimdi bu baskı ve faşizm koşullarında bize düşen bu mücadeleyi kararlı bir şekilde halkımız adına, emekçiler adına, kadınlar adına yılmadan, sonuna kadar götürmektir. Bunu da başaracağız, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. 

TECRİT

İşte bu fikriyat her geçen gün büyüyor. Buluştuğu her yerde, yan yana geldiği her düşünce ile büyümeye devam ediyor. Korkulan budur, kaygı duyulan budur. O yüzden de bu korkuya sürüklenmiş, bu acze düşmüş iktidar; 3 buçuk yıldır ağırlaştırılmış tecrit koşullarıyla bu fikriyatı, barış fikriyatını, demokrasi fikriyatını tecrit altında tutuyor. 

Ağırlaştırılmış tecrit diyoruz. Çünkü aslında Sayın Öcalan 20 yıldır tecritte, hukuksuzca hak gaspına maruz kalmakta. 3.5 yıl boyunca Türkiye her geçen gün barış ve demokrasiden uzaklaştırıldı. 

Tüm Türkiye tecritleştirildi, her yer tecrit altına alındı. Bizim tezimiz, savımız, mücadelemiz bu yüzden tecridi kırmaya yöneliktir. 

Türkiye'yi tecritten kurtarmak, barışın ve demokrasinin yolunu açmak için en temel adım budur. O yüzden diyoruz ki yan yana gelelim, tecridi kıralım. İşte bu yüzden gelin tecridi kıralım o zaman Türkiye’nin barış ve demokrasi yolu açılacaktır. 

Hiç kimse inkar edemez, 2013-2015 yılları arasında yaşananları hiç kimse inkar edemez. Bütün bir ülke her gün umuda uyanıyordu. Her gün demokratik bir çözümün bulunacağına inanarak gözünü açıyordu. Meğerse bu ceberrut iktidar, halkın bu umudunu boğmak için çökertme planları hazırlıyor, savaş hazırlıkları yapıyormuş.

AÇLIK GREVLERİ

Sevdasıyla, mücadelesiyle bu mücadelede bizim önümüzde, bedeniyle yol kat eden düşünceleriyle, bizi güçlendiren Sevgili Leyla Güven'i de buradan selamlamak istiyorum. 

Leyla Güven ile birlikte bugün Erbil’de Nasır Yağız yoldaşımız da açlık grevinin 72’nci günündedir. Cezaevlerinde 280 tutsak açlık grevinin 46’ncı gününe ulaştılar. Aynı şekilde Strazburg'da 14 arkadaşımız açlık grevinde. Bu mücadelemizin her zaman en önünde yürümüş sevgili başkanlarımız Sebahat Tuncel, Selma Irmak açlık grevinin 17’nci gününde. 

Hep birlikte inanıyorum ki çok kısa zamanda tecridi sonlandıracağız. 

Bu talebin bir an önce karşılanmasını istiyoruz. Açlık grevleri böylece sonlanabilir ve bu sayede arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı yitirmeden onlara kavuşabiliriz. Bu uyarımızı ciddiye alsınlar ve bu ülkeyi ciddi tehlikelere sürüklemekten vazgeçsinler. 

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin de bu konuda aldığı önemli kararlar var. CPT ve AKPM'nin yetkili organlarını harekete geçirmiştir. Ortada bir hak gaspı ve insanlık suçu vardır, bu suçu acilen sonlandırmamız lazım.

Savaş sadece sınırlarımız ötesinde değil, Efrîn'de, Rojava’da ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde var. Uçaklar bombalıyor, orada yaşamını yitiren siviller var. Bu sınır ötesi tezkere anlayışıdır. Bütün toplumu terörize ederek şiddeti her eve sokmuştur. 

BELEDİYELERİN İŞGALİ VE YEREL SEÇİMLER

Belediyelerimiz bunlar tarafından gasp edilmiştir. 31 Mart’ta belediyelerimizi geri alacağız, bu kayyumları süpürüp alacağız. Sadece belediyeleri almak için bu seçimlere girmiyoruz. Yeni bir yaşamı var etmek için giriyoruz. 

Bunları öyle bir süpürelim ki geri dönmeyi bir daha akıllarından geçiremesinler.

Dersim tüm Türkiye’ye bugüne kadar nasıl örnek olduysa yine örnek olacak. Bugün Türkiye’nin her yerinde güç birlikleri ittifakları yapabiliyorsak, bu biraz da Dersim’in mücadele tarihinden ve onun yol göstericiliğinden geliyor. 

YSK AKP'nin bilgi işlem merkezi gibi çalışıyor. Oylarımıza sahip çıkacağız, siyasi irademize, geleceğimize sahip çıkacağız. Sandık görevlilerimiz, okul görevlilerimiz, tabii ki herkes görevini eksiksiz yerine getirecek. Ama bunun ötesinde hep birlikte tüm halkımızla birlikte herkes o gün sandığa, oyuna ve geleceğine sahip çıkacak. 

Eğer bir terör arıyorsa, bir suç arıyorsa, kendi teşkilatlarına dönüp baksın. Nasıl halka şiddet uyguladığını o yereldeki baskı politikalarına baksın. 

Olanca gücümüzle faşizme karşı AKP-MHP blokuna karşı yan yana geleceğimizi söyledik. Nasıl ki 24 Haziran seçimlerine giderken bir ikinci tur vardı, o zaman da tüm demokrasi güçlerine, toplumsal muhalefete sesleniyorduk; İkinci tur için demokrasi mücadelesini yükseltin. Bunu yükseltirseniz zaten ikinci turda halklar ve emekçiler bir araya gelir. Seçimler ikinci tura kalmadı ama şimdi öyle kentler var ki bu ikinci turu gerçekleştirecek..."