Dilan Sperti: Kürt halkı bu ayıba dur demeli!

KJK Yönetim Üyesi Dilan Sperti, Kürt analarının sokaklarda polisler tarafından yerlerde sürüklenmesinin “insanlık ayıbı” olduğunu belirterek, Kürt halkını “bu ayıba dur demeye” çağırdı.

KJK Yönetim Üyesi Dilan Sperti, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik mutlak tecridin kaldırılması amacıyla binlerce siyasi tutsağın yürüttüğü açlık grevleri ve oturma eylemi yapan annelere yönelik faşist saldırıları değerlendirdi.

Sperti, “ Sokaklarda polisler tarafından sürüklenen, hırpalanan yaşlı annelerimizin direnişleri ve onurları karşısında sessizliğimizi sürdürmemiz insanlık ve onur ayıbıdır” dedi.

MESAJI İYİ ANLAMALIYIZ

Tüm demokrat kesimlerin zindan direnişçilerinin seslerine ses olunması gerektiğini vurgulayan Sperti, “Sürece yönelik günlerce, aylarca bedenini ölüm orucuna yatıran arkadaşlarımız ‘Bizi açlık değil sessizlik öldürür’ diyor. Bu arkadaşların bizlere vermek istediği mesajı iyi anlamalıyız” diye konuştu.

Sperti, açlık grevlerine ilişkin şunları ekledi: “Kutsal bir ana olan ve süreci başlatan Leyla Güven arkadaşın öncülüğünde gelişen Nasır Yağızların eylemi tarihe yazılan yeni bir süreçti. Bununla beraber zindanlara yayılan bütün tutsakları, direniş kalesinden kutluyoruz. Direnişçilerin, dünyada eşi benzeri görülmemiş olan iradelerini kutluyoruz.”

İNSANLIK ONURUNUN SINANDIĞI BİR AŞAMA

“ Ağır bir süreç aşamasından geçtiğimiz gibi, insanlığın ve onurunda sınandığı bir aşamadayız” diyen Dilan sözlerine şöyle devam etti: “Önderlik için başlatılan ‘Tecridi Kıralım Faşizmi Yıkalım Reber Apo’yu Özgürleştirelim’ açlık grevi eylemleri büyük bir irade ile devam etemekte. Bedenini ölüm orucuna yatıran arkadaşlarımız ‘Bizi açlık değil sessizlik öldürür’ diyor. Bu arkadaşların bizlere vermek istediği mesajı iyi anlamalıyız. Halk olarak, direnişçi arkadaşların çağrılarına yanıt olabilmeliyiz. Eğer açlık değil sessizlik bizi öldürüyor diyorlarsa, halkımız alanlara akın etmeli, annelerin çocukları için başlattıkları oturma eylemleri alanlarına yönelmeli.”

ANNELER YALNIZ BIRAKILMAMALI

KJK Yönetim Üyesi Dilan Sperti, 40 milyon nüfusu olan Kürt halkının, oturma eylemi gerçekleştiren anneleri yalnız bırakmamaları gerektiğini belirtti. Dilan, bu tarihi sürecin ayaklanma ve Öcalan’ı özgürleştirme anı olduğunun altını çizerken, aynı zamanda zindanda gelen her çağırıyı büyük bir direniş ile sahiplenmesi gerektiğini söyledi.

ANNELERE SALDIRANLAR İLE İNSAN KESEN ZİHNİYET AYNI

Dilan, şöyle konuştu: “Annelerin doğal ve demokrat hakları olan oturma eylemine karşı, coplarla saldıran faşist Türk polisine gereken cevabı vereceğiz. Gün faşizmin yıkıldığı gün ve bundan kaynaklı da kanlı iktidarın çıldırdığı gündür. Bu nedenle annelere ve şehitlerimizin mezarlarına saldırmakta. Erdoğan iktidarından kaynaklı, günümüzde Türkiye’de insan haklarının yok olduğunu görüyoruz. Yılardır sermayesini İstanbul’dan sağlayan Erdoğan, 31 Mart seçimleriyle yenilgiye uğradı. Başkent ve büyük kentleri kaybetmesi yanı sıra Kürdistan’ın kritik kentlerini de baskıyla ele geçirdi. Rojava’da yenilgiye uğratılan Erdoğan DAİŞ’i şimdi de Türkiye’de vahşetine başladı. Şu an coplarla annelere saldıran zihniyet, insan kafası kesen zihniyetin devamıdır. Kadın hareketi olarak, savunma güçleri olarak bu saldırıların yanıtını misliyle vereceğiz.”

SESSİZLİK ÇIĞLIK OLMALI

“Zindan direnişçilerinin sesine ses olunmalı” çağrısını yapan Dilan Sperti şunları ifade etti:“Dünya ayıbı olan annelere yönelik saldırılar karşısında sessiz kalan CPT ve insan hakları dernekleri kendilerinden utanmalı. Annelerimizin eylemlerini kutlarken, halkımıza çağrımız Erdoğan faşizmi karşısında sessiz kalmamalarıdır. Aynı zamanda çağrı yapmamıza gerek kalmadan Kürt yurtseveri olarak alanlara akarak bu ayıba dur dememiz gerekir. Sokaklarda polisler tarafından sürüklenen, hırpalanan yaşlı annelerimizin direnişleri ve onurları karşısında sessizliğimizi sürdürmemiz insanlık ve onur ayıbıdır.”

BİRLİK OLMA ANI

Son olarak halkların bu zulüm karşısında ayaklanması gerektiğini belirten KJK Yönetim Üyesi Dilan Sperti, “Güç ve kuvvetimizi birleştirme anı, birlik olma anıdır. Bakur, Rojava, Rojhilat ve Türkiye’de bulunan bütün demokrat insanlarımız ve halkımız ayaklanmalı bu sürece destek olmalıdır. Biz gerilla güçleri olarak bu sömürünün intikamını alacağız almaya da devam edeceğiz. Halkımız, genç kızlarımız ve bütün Kürt halkı da ayaklanmalı sürece cevap olmalıdır. Önderliğe uygulanan tecrit karşısında zindanlardaki direnişçilerin sesine ses olmalı, sessizliğimizi bozmalıyız” şeklinde konuştu.