KCK’den AİHM kararına ve Almanya hükümetine kınama

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, AİHM’in Öcalan’ın başvurusunu reddetmesini, ‘’Avrupa, açıkça İmralı’daki baskı politikasını meşru gördüğünü ifade etmiştir’’ şeklinde yorumladı.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, AİHM’in İmralı’daki işkenceyi yok sayan kararını kınadı. Erdoğan’ın Almanya ziyaretini de değerlendiren KCK, ‘’ Tayyip Erdoğan’ı kırmızı halılarda karşılayanlar da insanlığın vicdan, hak ve adalet değerleri karşısında yanacaklardır. Dünyanın en faşist, ahlaksız ve Kürt düşmanı bir siyasi liderle el sıkışanlar tarih karşısında bu durumu yaşayacaklardır’’ dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı yaptığı yazılı açıklamada, geçtiğimiz hafta Öcalan’a yönelik tecridi protesto etmek amacıyla Almanya’da bedenini ateşe veren Kürt genci Ümit Acar’ın ailesine ve Kürdistan halkına başsağlığı diledi.

Açıklamada, Acar’ın eylemi için şöyle denildi: ‘’Önder Apo’nun kendisi için böyle eylemler yapılması istemediğini biliyoruz. Ancak bu eylem ve şehadetin İmralı’daki ağır tecrit ve AİHM’in kararı karşısında anlamlı bir duruş olduğu açıktır. Özellikle faşist ve Kürt düşmanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyareti sırasında gerçekleşmesi Almanya’ya, Avrupa’ya, AİHM’e ve tüm dünyaya bir mesaj olmaktadır. Uluslararası komplonun 20. yıldönümündeki bu kendini yakma 1998 yılında zindanlarda başlatılan ve her tarafa yayılan ‘GÜNEŞİMİZİ KARARTAMAZSINIZ’ direnişinin bir parçası olmaktadır.’’

KCK açıklamasının devamında AİHM’in aldığı karara tepki gösterildi. ‘’Komplonun 21. yılına girerken AİHM’in İmralı’daki baskı için yapılan başvuruyu reddetmesi İmralı sisteminin oluşmasında Avrupa’nın ve uluslararası komploda yer alan güçlerin rolü olduğunu bir daha netleştirmiştir’’ diyen KCK, şöyle devam etti: ‘’Avrupa açıkça İmralı’daki baskı politikasını meşru gördüğünü ifade etmiştir. Bu açıkça İmralı’daki tecrit ve baskı rejimine suç ortaklığı yapmaktır. Tayyip Erdoğan’ın Almanya’ya gidişi de dikkate alındığında Türkiye'deki Kürt soykırımcısı faşist iktidara kimin destek verdiği çok iyi anlaşılmaktadır.

ERDOĞAN’IN ALMANYA ZİYARETİ ALMAN SERMAYESİNİN ÇIKARI İÇİNDİR!

Bir Kürt gencinin kendini yakması esas olarak Avrupa başta olmak üzere uluslararası komplocuları protestodur. İmralı’daki baskı ve tecride karşı sessizliği protesto etmektir. Avrupa’daki demokrasinin nasıl bir çıkar ve sömürüyü maskeleme demokrasisi olduğu bir daha görülmüştür. Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyareti aslında Avrupa’da halkın ve siyasetçilerin hiçbir değeri ve anlamı olmadığını bir da gözler önüne sermiştir. Alman cumhurbaşkanı da, başbakan Merkel de sadece bir örtüdür. Sadece ve sadece Alman burjuvazisinin çıkarı ne ise ona göre hareket edilmektedir. Alman halkının, aydınlarının, sanatçılarının, siyasetçilerinin düşüncesi ve iradesinin hiçbir değeri yoktur. Demokrasi dedikleri şey sadece sömürücü tekellerin sömürüsünü maskelemektir; hiçbir insani, ahlaki, vicdani değeri olmayan kapitalizmi toplumlar için daha katlanır hale getirmektir. Ancak gerçek insanlık, adalet ve vicdan değerleri kendisini dayattığında yüzlerdeki maskeler düşmektedir. Tayyip Erdoğan’ın ziyareti ve AİHM’in kararı Almanya’nın nasıl bir ülke olduğunun maskesini düşürmüştür.

AİHM KARARI VE ALMANYA HÜKÜMETİNİ KINIYORUZ

Almanya’da bir gencin kendini yakması bu tür sadece buz gibi çıkarlara dayalı vicdansız rejimlerin yakılmasıdır. AİHM kararını alanlar da Tayyip Erdoğan’ı kırmızı halılarda karşılayanlar da insanlığın vicdan, hak ve adalet değerleri karşısında yanacaklardır. Dünyanın en faşist, ahlaksız ve Kürt düşmanı bir siyasi liderle el sıkışanlar tarih karşısında bu durumu yaşayacaklardır.

AİHM ve Almanya tarih karşısında suçlu duruma düşmek istemiyorlarsa, Almanya, Avrupa ve tüm insanlığın vicdanını kanatmaya devam etmek istemiyorlarsa, mevut tutumlarını bir tarafa bırakmalı, bırakalım Kürt halkını ve Türkiye halklarını, kendi halklarının vicdanına ve seslerine kulak vermelidirler.

AİHM’in kararını ve Almanya hükümetinin tutumunu bir daha şiddetle kınıyor, komploculara karşı 20 yıldır mücadele eden ve büyük bedeller ödeyen Kürt halkı özgür ve demokratik yaşama kavuşmak ve Önder Apo’nun özgürleştirmek için bundan sonra da mücadele edecek, sömürü ve çıkar dünyasına da gereken cevabı verecektir.’’