KCK: Efrin'de yeni bir Halepçe'ye 'DUR' denilmeli

Efrin’deki saldırılara dikkat çeken KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, ‘‘Eğer yeni bir Halepçe katliamına ortak olunmak istenmiyorsa harekete geçilmeli’’ dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Halepçe katliamı yıldönümüne ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Halepçe şehitlerini anan KCK, Efrin’deki soykırım saldırılarına dikkat çekti.

KCK açıklaması şöyle:

''Halepçe Katliamının 30. Yıldönümündeyiz. Bundan 30 yıl önce tarihin en büyük katliamlarından biri gerçekleşmiştir. İran-Irak savaşında Başurê Kurdîstan da savaş alanı haline getirilmiştir. 1988 yılında Saddam Hüseyin rejimi Halepçe’de kimyasal silahlarla Kürtler üzerinde katliam yapmıştır. Kadın, çocuk, yaşlı 5 binden fazla insanımız katledilmiştir. Bu, bir halkı kimyasal silahlarla yok etmeyi amaçladığı için bir soykırım saldırısı olmuştur. Böylece Ortadoğu'da Kürtler bir kez daha kurban edilmiştir.

SADDAM’DAN HESAP SORULMADI

Halepçe Katliamı gerçekleştiğinde Saddam Hüseyin iktidarından hiçbir hesap sorulmamıştır. Daha sonra siyasal dengeler değişince Irak Baas rejimi ABD ve dünyanın hedefi haline gelmiş, Halepçe’de kimyasal silahla yapılan saldırı katliam olarak görülmüştür. Katliamın olduğu dönemde görmezlikten gelinen bu soykırım siyasal dengeler ve ilişkiler değişince yoğun bir kampanya ile katliam olarak ele alınmıştır. Saddam Hüseyin hedef haline getirilmiştir. Hatta Irak’a yapılan saldırının gerekçesi yapılmıştır. Kürtlere soykırım yapıldığında ses çıkarılmamış, ama kendi çıkarları söz konusu olduğunda bu soykırım dünya gündemine konulmuştur. Kürtlerin nasıl bir zulüm altında olduğu propagandası yapılmıştır.

KÜRTLERE DAYATILAN SOYKIRIM POLİTİKALARI

Kürtler üzerinde özellikle 20. Yüzyılda büyük bir zulüm ve katliam politikası yürütülmüştür. Ancak her zaman devletler arası ilişkiler nedeniyle bu katliamlar görmezlikten gelinmiştir. Bunun en somut örneği on binlerce kadın, çocuk, yaşlı ve gencin katledildiği 1938 Dersim soykırımıdır. 20. Yüzyılda Türk devleti her türlü zulüm ve soykırım politikası yürütmüş, ama Kürtler devletler arası politikalara kurban edilmiştir.

EFRİN’E İŞGALE DUR DENİLMELİ

20. yüzyıldaki politikalar bugün de önemli düzeyde sürmektedir. DAİŞ’e ve El Nusra’ya karşı mücadelede Kürtlerle ilişki içine girenler, Kürtleri saraylarında ağırlayanlar, basınının manşetlerine çıkaranlar, DAİŞ’e karşı mücadelede takdir edilenler, DAİŞ geriletilince yine Kürtlere 20. Yüzyıldaki gibi bakar olmuşlardır. Kürtler yine devletler arası ilişkiye kurban edilmek istenmektedir. Türk devletinin Efrin işgaline karşı gösterilen sessizlik Halepçe Katliamı dönemini hatırlatmaktadır. Yüzlerce sivil katledildiği halde Kürtler üzerinde soykırım politikası yürüten AKP-MHP faşist iktidarının Efrin işgaline dur denilmemektedir.

AP’NİN KARARI PRATİKLEŞMELİ

Avrupa Parlamentosu Türk devletinin Efrin’deki işgal harekatının durdurulması kararı almıştır. Bu olumludur. Ancak geç kalmış bir karardır. Eğer Halepçe Katliamı gibi zamanında tutum alınmazsa katliamlar önlenememektedir. Eğer yeni bir Halepçe katliamına ortak olunmayacaksa alınan bu kararın pratikleşmesinin gereklerinin yerine getirilmesi gerekir. Bunun için en başta da tüm dünya halklarının Efrin işgaline dur demesi gerekmektedir. Özellikle de halklar ve demokrasi güçleri bu konuda kendi iktidarları üzerinde baskı kurmalıdırlar. Ancak bu gerçekleşirse katliam durdurulabilir, Avrupa Parlamentosu’nun aldığı karar pratikleşebilir.

Halepçe katliamının yıldönümünde bu katliamı gerçekleştirenleri, destekçilerini ve bu katliama sessiz kalanları şiddetle kınıyor; Halepçe şehitlerinin anısına bağlılığın gereği Özgür Kürdistan ve demokratik Ortadoğu mücadelesini yükselteceğimiz sözünü bir kez daha veriyoruz.''