KJK 4 Nisan’a kadar kesintisiz eyleme çağırdı

KJK Koordinasyonu Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası 15 Şubat komplosunu 20’nci yıl dönümünde kınayarak, 15 Şubat’tan 8 Mart, Newroz ve 4 Nisan’a kadar kesintisiz eylemle mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.

KJK Koordinasyonu 15 Şubat 1999’da Öcalan’ın esaret alınmasına yol açan uluslararası komplonun 20’nci yı ldönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.

KJK, “Kapitalist modernite güçleri tarafından uluslararası bir komplo ile Önderliğimizin esaret altına alınmasının 21. yılına girmekteyiz. 20 yıldır İmralı’da Önder Apo emsalsiz bir direniş içerisindedir. Özgür yaşam kaynağımız Önder Apo’yu ve tüm insanlık adına sergilediği görkemli direnişini en derin saygı ve sonsuz bağlılığımızla selamlıyoruz. Komployu gerçekleştiren uluslararası komplocu güçleri nefretle kınıyoruz” dedi.

DEVLETLERİN ORTAK OPERASYONU

Açıklamada devamla şunlar ifade edildi: “15 Şubat 1999’da uluslararası komplo karşısında onlarca yoldaşımız ‘’Güneşimizi karartamazsınız’’ şiarıyla bedenleri ile Önder Apo etrafında çember oluşturdu. Şehit Aynur Artan, Halit Oral, Rojbin, Berwar yoldaşlar şahsında Önderliğimizin ve halkımızın özgürlüğü uğruna fedaice direnen tüm şehitlerimizi saygı, minnetle anıyor, amaçlarını mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü yineliyoruz. Halkımız günlerce sokaklarda eylemleri ile komployu boşa çıkarmanın büyük direnişini geliştirdi. Milyonlar tek yürek halinde Önder Apo’ya olan bağlılıklarını haykırdı. Yoldaşlarımız, yurtsever halkımız ve dostları İmralı işkence sistemine karşı 20 yıldır bu kararlı tutumları ile amansız bir mücadele yürütmektedir. Bu mücadelenin son halkası olan DTK Eş başkanı Leyla Güven öncülüğünde yüzlerce özgürlüğe sevdalısı halk öncülerinin bedenlerini açlığa yatırarak yürüttüğü açlık grevi direnişini tecridin mutlaka kırılacağına olan inancımızla selamlıyoruz.

Ortadoğu merkezli yürürlüğe konulan 3. Dünya savaşının hegemon güçler lehine sonuçlanması için ABD, İngiltere, İsrail, Mısır, Yunanistan, Almanya, Fransa ve Rusya devletlerinin ortak operasyonu ile 15 Şubat 1999’da Önderliğimiz kaçırılarak Türkiye’ye teslim edildi. Önder Apo esaret altına alınarak kadınların ve halkların özgürlük umutları yok edilmek istendi. Ancak 20 yıldır Önder Apo’nun İmralı’daki eşsiz direnişi, hareket ve halk olarak yürüttüğümüz mücadele ile uluslararası komplonun amacına ulaşmasını engellemiştir. Komplocu güçlerin ‘’PKK, altı ayda dağılıp tasfiye olur’’ hesabı boşa çıkarılmıştır. Önder Apo’nun mücadele perspektifi, paradigması ve geliştirdiği çözüm projeleri ile PKK Hareketi bugün bölgesel, evrensel etki düzeyi olan bir konuma, Kürtler ise Ortadoğu’nun geleceğinin belirlenmesinde en temel aktör durumuna ulaşmıştır. Önder Apo’nun demokratik-ekolojik- kadın özgürlükçü paradigması ve ön gördüğü demokratik ulus modeli emperyal güçlerin ve ulus devlet statükoculuğunun en büyük korkusu durumundadır. Bundan dolayı 20 yıldır dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen işkence rejimi altında İmralı’da Önder Apo rehin tutulmaktadır. Faşist Türk devletinin inkar- imha stratejisi son birkaç yıldır çöktürme planı adı altında özgür Kürt karşıtlığı olarak her boyutta devreye konulmuştur. Rojava devrimine yönelik tahammülsüzlük ve tehditler, Efrin’in işgal edilmesi, Başur’daki referanduma karşı geliştirilen tehdit, Başur Kürdistan’ın işgal edilmesi, Şırnak-Cizre- Sur- Nusaybin’de tüm dünyanın gözü önünde genç, yaşlı, çocuk, kadın yüzlerce yurtseverimizin katledilmesi Kürt soykırım stratejisinin sonuçlarıdır. On binlerce seçilmiş siyasi temsilcinin, gazetecinin, aydının ve yurtseverin zindanlara doldurularak ağır bir işkence altında tutulması çöktürme planının birer parçası olarak yürütülmektedir. Faşist AKP-MHP iktidarı diktatörlük sistemini tüm Türkiye’ye hakim kılmak için bu saldırılarla en radikal örgütlülüğe sahip olan Kürtleri ezerek diğer demokrasi güçlerini de sindirmeyi amaçlamaktadır. Bunun için kadınlar, sol, sosyalist, demokratik kesimler, şahsiyetler başta olmak üzere toplumsal muhalefet yapabilecek kim varsa ağır bir saldırı altında tutmakta, özel ve psikolojik savaşla korku imparatorluğunu hakim kılmaya çalışmaktadır. Soykırım siyaseti ekseninde yürütülen tüm saldırıların merkezinde Önder Apo vardır. Bundan dolayı 20 yıldır, özelde son üç yıldır İmralı’da tüm uluslararası hukuk kuralları çiğnenerek mutlak tecrit uygulanmaktadır.

20 YILDIR KESİNTİSİZ DİRENİŞ

Tüm bu vahşi, insanlık dışı saldırılara karşı Önder Apo İmralı’da, kadınlar ve halkımız yaşamın her alanında en ağır bedelleri göze alarak amansız bir direnişi 20 yıldır kesintisiz bir biçimde yılmadan sürdürmektedir. Bu görkemli mücadele faşizme karşı direnen tüm kesimlere moral ve cesaret vermekte, ortak mücadele zeminini güçlendirmektedir.

Önder Apo, özgürce ve insanca yaşamak isteyen herkes adına İmralı’da direnmektedir. Faşist AKP-MHP ittifakı ve sessizlikleri ile bu faşist saldırılara ortak olan güçler İmralı tecridi ile kadınların, Kürt halkının olduğu kadar, demokrasi ve barış isteyen tüm kesimlerin iradesini ve umudunu kırmayı hedeflemektedir. Bu anlamda İmralı’da Önderlik şahsında herkes tecrit altına alınmaktadır. Bundan dolayı İmralı tecridine karşı mücadele etmek aynı zamanda kendi özgür geleceği için mücadele etmek demektir. İmralı tecridi kırılmadan Kürt sorununun demokratik çözümü gelişmeyecek, Türkiye’ye demokrasi gelmeyecek, Ortadoğu barışı mümkün olmayacaktır. Bunun için kadınlar, gençler başta olmak üzere özgür yarınlara dair umudu ve amacı olan herkesin İmralı tecridi karşısında mücadele etmesi hayati önemdedir.

AÇLIK GREVLERİ KRİTİK AŞAMADA

ayı aşkın bir süredir Leyla Güven öncülüğünde Hewler’de Nasır Yağız, Strasbourg’da 14 yoldaş, Galler’de İmam Şiş, Canada’da Yusuf İba, Maxmur’da Fadile Tok, zindanlarda Hacer Yusuf,Kibriye Evren, Sabahat Tuncel, Selma Irmak öncülüğünde yüzlerce yoldaş ve Avrupa kentlerinde birçok yurtseverimiz bedenini açlığa yatırarak İmralı tecridini kırmanın kutsal eylemini kararlılıkla sürdürmektedirler. Tarihi direnişi geliştiren yiğit halk öncülerinin Önder Apo ve İmralı’da kalan 3 yoldaşımızın avukatları ve aileleri ile sistemli görüşme koşullarının oluşması ve güvenceye alınması sağlanmadan, yani tecrit tümden ortadan kalkmadan eylemlerini sonlandırmayacakları konusundaki kararlı tutumları herkese büyük sorumluluklar yüklemektedir. Leyla Güven ve Nasır Yağız yoldaş başta olmak üzere birçok direnişçinin hayati tehlike sınırına ulaşmış olmaları çok daha etkili eylemlerin dışarıda yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Bakur Kürdistan başta olmak üzere her yerde kadınlar öncülüğünde çok daha kitlesel, örgütlü, radikal ve tecridi kırmaya odaklı eylemlerin bir an önce geliştirilmesi gereken kritik bir aşamadayız.

15 ŞUBAT’TAN 4 NİSAN’A KADAR MÜCADELEYİ YÜKSELTME ÇAĞRISI

Kadınlar ve gençler öncülüğünde tüm halkımızın ‘‘Sonda me ye: Em ê Pergala İmralı Perçe bikin. Bi Rêber Apo re Azad Bijîn!” ve ‘’Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım, Kürdistan’ı Özgürleştirelim’’ hamleleri temelinde daha radikal eylemlerle açlık grevi direnişini büyütmesi önem taşımaktadır. Bu temelde herkesi Önder Apo ve açlık grevi direnişçileri etrafında kenetlenmeye, 15 Şubat’tan 8 Mart, Newroz ve 4 Nisan’a kadar kesintisiz eylem kararlılığıyla mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Soykırım günü olan 15 Şubat’ı protesto etmek, Önder Apo üzerindeki tecridi kırmak için kadınları, gençleri, yediden yetmişe tüm halkımızı, demokrasi- barış-özgürlükten yana olan herkesi harekete geçmeye ve anti-faşist cephede birlikte mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Haklı mücadelemiz ve kutsal direnişimiz tecridi kıracak, Önder Apo’nun ve halklarımızın özgürlüğünü sağlayacaktır.

Önder Apo’nun esaretinin 21.yılında komployu tümden boşa çıkarmak, Önder Apo’nun özgürlüğü temelinde bir mücadele ısrarımız ve kararlığımız sonuç verecektir. Özgürlük hamlesi faşizmi yıkacaktır.Tecrit ancak demokratik eylemlikleri yükselterek aşılır. Bu temelde herkesi eylemleri ve mücadeleyi doruğa çıkarmaya çağırıyoruz.”