PKK Zindan Komitesi’nden 24 Haziran çağrısı

24 Haziran seçimlerine ilişkin açıklamada bulunan PKK Zindan Komitesi, tutsak aileleri başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerine ‘AKP-MHP’nin hesaplarını bozmaya’ çağırdı.

24 Haziran seçimlerinin AKP-MHP faşist blokunun resmi çöküşü olacağını belirten PKK Zindan Komitesi, tüm tutsak ailelerine seçim çağrısında bulundu. Açıklamada, ‘’Biz tutsak aileleri bu planı bozmalı, AKP-MHP faşist ittifakına son vermeyi boynumuzun borcu olarak görmeliyiz’’ denildi.

AKP- MHP faşist bloğunun, çöküşünü engellemek ve iktidarını korumak amacıyla baskın seçimi gündeme getirdiğini belirten Komite, açıklamasını şöyle sürdürdü:

‘’Ancak görünen o ki bu baskın seçim çöküşünün resmi ilanı olacak. Bugün Türkiye de tüm emareler AKP-MHP faşist bloğunun hızla gerilediğini, çöküşü yaşadığını gösteriyor. Bu faşist bloğun artık ülkeyi yönetme gücü de, düzeyi de, kabiliyeti de kalmamıştır. Öncesi olmakla birlikte 2015 yılından bu yana çöktürme planı adıyla uyguladığı tüm baskı, zulüm ve imha politikaları başta Kürt halkı olmak üzere, Türkiye halklarının ve demokrasi güçlerinin direnişi ile boşa çıkarılmıştır. Bugün gelinen aşamada çökenin AKP-MHP faşist ittifakı olduğu netleşmiştir.

24 HAZİRAN AKP-MHP’NİN SONU OLABİLİR

24 Haziran seçimleri bu açıdan önemlidir. Bu seçim AKP-MHP faşist ittifakının sonu olabilir. Ancak bu kendiliğinden de olmayacaktır. Bunun için AKP-MHP faşist iktidarına karşı olan tüm güçlerin, hem yoğun ve yaygın, hem de örgütlü mücadelesi ve çalışması şarttır. Bu çalışma sadece seçim çalışması değildir. Aynı zamanda AKP-MHP faşist iktidarının topyekün imha konseptine karşı topyekün direnişin önemli bir parçası olmaktadır. Diktatörlerin, diktatörlüklerini kolay kolay bırakmayacağını, bunun için her türlü baskı, zulüm ve hileyi denemekten geri kalmayacaklarını bilerek yoğun, yaygın ve örgütlü çalışmanın yanında, seçim hilelerini de boşa çıkartacak tarzda örgütlenmek gerekmektedir. Çünkü şu konuda net olmak gerekiyor. Normal bir seçim yapılsa AKP-MHP faşist ittifakının kazanma şansı hiç yoktur. Dolayısıyla elinde kazanmak için tek yol kalmaktadır. O da hırsızlık ve seçim hileleri. AKP ve Erdoğan’ın bu konudaki sicili ve mahareti de hesaba katıldığında en önemli çalışmanın seçim hilelerine karşı örgütlenme ve sandıklara sahip çıkma olduğu unutulmamalıdır.

FAŞİST BLOKA CEVAP VERMEK HERKESİ BOYNUNUN BORCUDUR

Bu seçimde adaletten, demokrasiden ve özgürlükten yana olan başta kadın, gençlik, emekçiler, farklı halk ve inanç grupları olmak üzere Türkiye halklarının temel sorunlarını çözecek tek çizgi, HDP’nin temsil ettiği çizgidir. Eş Genel Başkanlarının, Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının, binlerce yönetici ve çalışanlarının tutuklandığı bir ortamda yapılan bu seçimlerde, HDP’nin yanında aktif yer almak, onun başarısı için çalışmak, gecesini gündüzüne katarak seferberlik ruhuyla kendini katmak ve başarmak, AKP-MHP faşist ittifakına verilen en güçlü cevap olacaktır. Hem çalışıp başarmak hem de bu başarıyı yani sandıkları korumak kadınların, gençliğin, emekçilerin, gerçek Müslümanlarının, Alevilerin, farklı inanç kesimlerinin, demokrasiden yana tüm çevre, birey ve güçlerin boynunun borcudur.

Bu seçimlerin diğer bir öncü gücü de tutsak aileleridir.10 binin üzerinde siyasi tutsağın aileleri, kendileri kadar, çocuklarını haksız ve hukuksuz bir temelde zindanlara atan, zindanlarda çocuklarını her türlü baskı, işkence ve keyfi uygulamaya maruz bırakan bu faşist iktidara karşı çocuklarının yerine de çalışmaya katılmakla mükelleftir.

İMRALI İŞKENCE SİSTEMİNE KARŞI MÜCADELE

Yine Önderliğimiz zindanda tutsaktır. Dolayısıyla tutsak ailelerinin bu sürece aktif katılımı, Önderliğimizin tutsaklık koşullarını ortadan kaldırmaya ve İmralı işkence sistemine son verme yolunda ciddi bir mücadele olacaktır. Bu anlamda tutsak aileleri Önderliğimizi temsilen de en aktif tarzda sürece katılmakla mükelleftir.

DEMİRTAŞ VE BÜTÜN TUTSAKLAR ÜST DÜZEY SORUMLULUKLA SAHİPLENİLMELİ

Diğer önemli bir nokta ise HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Sayın Selahattin DEMİRTAŞ da tutsaktır. Dolayısıyla tüm tutsak aileleri, Sayın Demirtaş’ı en üst düzey sorumlulukla sahiplenmek zorundadırlar.

Dolayısıyla her bir tutsak ailesi Önderliğimizi, HDP’li tutsakları ve zindandaki kendi çocuğunu temsil etmekle görevli ve sorumludur. Köyde ise köyde, mahallede ise mahallede her bir tutsak ailemiz HDP’nin seçim bürosu gibi, seçim komisyonu gibi çalışmalı, başaracağına inanarak tüm gücünü ve imkânlarını seferber etmelidir. Her bir tutsak yakını, daha önceki seçimlerde HDP’ye oy vermemiş en az 20 insanı kazanmayı önüne hedef koymalı, böyle somut hedefler temelinde ev ev, insan insan çalışmayı esas almalıdır.

AKP-MHP faşist bloku, 10 binlerce yoldaşımızı zindana atarak, HDP’yi zayıflatıp bu temelde iktidarını koruyacağını hesaplıyordu. Biz tutsak aileleri bu planı bozmalı, AKP-MHP faşist ittifakına son vermeyi boynumuzun borcu olarak görmeliyiz. Başaracağımıza inanmalı, başarmak için çalışmalı ve başarımızı korumak için örgütlenip, direnmeliyiz. Bu temelde tüm demokrasi güçlerine, halklarımıza ve ailelerimize üstün başarılar diliyoruz.’’