Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a tecride karşı dün fedai eylemle yaşamına son veren tutsak Zehra Sağlam'ın Muş’un Varto ilçesine bağlı Kayalıkale (Xinzor) köyünde taziyesine giden DBP, HDK, HDP'den oluşan heyet, jandarma tarafından engellendi. DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, HDK Eş Sözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP milletvekillerinin aralarında olduğu heyet, Abdurrahman Paşa Köprüsü'nde jandarma tarafından durduruldu. Muş Valiliği'nin Kayalıkale köyüne giriş çıkışları 15 gün boyunca 'yasaklandığını' belirten askeri yetkililer, geçişe izin vermeyeceklerini söyledi. Bunun üzerine heyet jandarma barikatının önünde açıklama yaptı. 

'YASIMIZ ENGELLENİYORSA KARDEŞLİKTEN BAHSETMEYİN!'

'Yasak' nedeniyle dün akşam cenaze defin işlemine katılmadıklarını hatırlatan Arslan, söz konusu yasaklamaların toplumu germekten, kutuplaştırmaktan başka bir işe yaramadığına vurgu yaptı. Arslan, "Kürtler bu topraklarda kendi yasını tutamıyorsa, cenazesini defnedemiyorsa ve taziye ziyaretinde bulunamıyorsa, Kürtlerin kardeşliğinden bahsetmenin bir anlamı kalmıyor. Bugün biz Kürt siyasetçilerine yönelik uygulanan baskılar kabul edilemez. Bu durum ülkenin felaketi olur” diye konuştu.

'HER ÖLÜMÜN SORUMLUSU AKP'

Tecride karşı cezaevlerinde süren açlık grevlerine ve son bir hafta içinde yaşanan 4 ölüme dikkat çeken Arslan, şunları ifade etti: “Tecrit insanlık dışıdır. Tecrit bu ülkenin anayasasına aykırıdır. Cezaevindeki tutukluların talepleri ayrıcalıklı bir talep değildir. Her tutukluya uygulanan aile ve avukat görüşünün Sayın Öcalan’a uygulamasını istiyorlar. Adalet Bakanlığı biran önce bu hukuksuzluğa son vererek bu ölümleri durdurmalıdır. Biz bu saatten itibaren bir insanımızın yitip gitmesini istemiyoruz. Bu kadar acı ve gözyaşı bu topraklara yeter artık. Hükümet sorumlu davranarak adım atmalı. Her ölümün sorumlusu siyasi iktidardır."

'GÖREVİNİZİ YAPIN; TECRİT KALKMALI!'

Taziye ziyaretlerinin engellenmesine tepki gösteren HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ise şöyle konuştu: “Bu yaşadıklarımızın cümlelerle tarifi yok. Gencecik insanlar tecridin son bulması için yaşamlarına son verirken, Adalet  Bakanlığı ölümlerin önüne geçmek için hiç bir adım atmıyor. Her gün cezaevinde bir tabut alıyoruz. Az önce bir bilgi aldık, Mardin cezaevinde bir tutuklu daha yaşamına son verdi. Bir kez daha sesleniyoruz, gelin bu tecridi kaldırın. Ölümlerin önüne geçin. Görevinizi yerine getirin."

Açıklamanın ardından heyet, Muş’a geçti.